Âilede sağlıklı iletişimin temel şartı üçtür:
Sağlıklı bir âile
için karı-koca ilişkisini sağlıklı bir zemine oturtmak gerekir. Sağlıklı bir
âilenin temeli karı-koca arasındaki sağlıklı ilişkiyle mümkündür. Çocukların
gelişmesi için gerekli olan sağlıklı sosyal yapı, ancak böyle bir âilede ortaya
çıkar.
Sağlıklı bir ilişki
içine giren tarafların ilk uyması gereken kural, karşılıklı birbirlerini
değerli görmek ve kabullenmek, bununla birlikte iletişim ve etkileşim
kanallarını sonuna kadar açık bulundurmaktır.
Bir: Uzun vâdeli ve
kalıcı mutlulukları, kısa vâdeli ve geçici mutluluklara fedâ etmeyin.
İki: Âileyi oluşturan
bireyler olarak, kendi tavır, davranış ve düşüncelerinizden kendinizi sorumlu
tutun.
Üç: Âile içerisinde
doğru bildiklerinizi doğru bir üslûpla ve doğru zamanı kollayarak söyleyin.
Dört: Âiledeki mânevî
atmosferi zenginleştirmeyi bencilce istek ve arzulardan önde tutun. Bunun
verdiği iç huzuru ve dinginliği çok geçmeden tüm âile fertlerinin fark ettiğini
hayretle göreceksiniz.
Eşler arası ilişki,
aşağıdaki 10 madde ile değerlendirilir ve eksiklik varsa giderilir:
Bu ilişki türü, her insan için olduğu gibi
eşler arasında da en temel ilişki türüdür. Evli çiftler her şeyden önce
insandırlar. Şu temel espri hiç unutulmamalıdır. Evlilik kurumu, insanı
insanlığa yabancılaştıran bir kurum değildir. Yabancılara karşı gösterilen
asgarî insanî tavır ve davranışı en başta eşler birbirine karşı göstermekle
yükümlüdür.
Evlilik din kardeşliğini iptal eden
bir kurum değildir. Nikâh akdinin meşrû kıldığı alanlar dışında müslümanın
müslümana yapması yasak olan şeyler iki din kardeşi olan eşler için de
geçerlidir. Zulme engel olmak, iyiliği emretmek, alay etmemek, küçük görmemek,
sevgi ve şefkat göstermek, iyilikle muâmele etmek gibi.
Sevgi evlilik binâsının
çimentosudur. Bu ilişkinin kurulamadığı evlilikler zorakî birlikteliklerdir.
Âile kuran eşler, âdetâ bir müddet sonra birbirlerinin yüreğine yük olmaya
"birbirimize mecbûruz" tavrı takınmaya başlarlar. Âile kurumuna savaş
açan zevkperestlerin eline koz veren bu tür evlilikler, ahlâksızlığın
avukatlarına "evlilik aşkı öldürüyor" yalanını söyletmektedir.
Başka hiçbir ilişkiyi karı-koca
ilişkisi kadar zenginleştiremeyecek olan ilişki türüdür. Bir evlilikteki
sağlıklı cinsel hayat, eşler arası mutluluğun ödülüdür. Sağlıklı cinselliğin
yaşanmadığı âilelerde çatışma ve huzursuzluklar kaçınılmazdır. Bu maddenin
ihmalinden dolayı ortaya çıkan huzursuzluklar hep başka gerçekler altında
servise sunulur ve gerçek ya gizlenir ya da çoğu zaman farkedilmez. Yanlış bir
din ve çarpık bir ahlâk anlayışı verilerek râhip ve râhibeleştirilen kimi erkek
ve kadınlar, evlendikten sonra en doğal ve meşrû bir münâsebet türü olan bu
ilişkiyi, kendi doğallığı içinde gerçekleştirmekte hayli zorlandıkları
görülmüştür.
Bu, kan ve nesep
yakınlığı ilişkisidir. Evliliğin ortak meyvesi olan çocuklar bu ilişki türünün
imzasıdır. Eşler birbirleri için çocuklarının ana-babasıdır. Toprak tohumla
birleşip sarmaş-dolaş olarak çocuk biciminde meyveye durmuştur. İki ayrı
varlık, âdetâ çocukta tevhid olmuştur.
Evliliği kanatlandıran ve
zenginleştiren bir ilişki türüdür. Herkes karı-koca olur, fakat her karı-koca
birbirinin dostu olamaz. Bunu becerebilen eşler, evliliği taçlandırmanın yolunu
bulmuşlar demektir. Eşler arasında bu tarz ilişkinin kurulması, evliliğin
standartlarının üzerinde oluşunun bir işâretidir. Hz. Hatice ile Hz. Peygamber
(s.a.s.) arasındaki ilişkide işte bu zenginliği görüyoruz.
Eşler birbirleri için arkadaşlık
açısından üç halde değerlendirilebilir:
1. Birbirleri için ya
"hastalık" gibidirler; ki
bu durumda birbirleriyle arkadaşlıkları zorakîdir. "Başa geldi bir
kere" mantığıyla sürüklenen evlilikler buna örnektir.
2. Ya "ilâç" gibidirler; bu
arkadaşlık türünde eşler birbirine lâzım oldukça sığınır, arkadaşlık yaparlar.
3.
Ya
da "gıda" gibi arkadaşlık
ilişkisi; bu ilişki türü arkadaşlık ilişkilerinin en gelişmişidir ve
birbirlerini sürekli desteklerler. Gıda gibi arkadaşlık kuran eşler birbirlerinin
yüreğine yük olmaz, yakıt olurlar.
Bu ilişki insanı yalnızlıktan
kurtarıp ona sırrını paylaşacak birini bulmuş olmanın iç huzurunu kazandırır.
Her karı-koca birbirinin sırdaşı olmamakla, sırlarını açacak âile dışı bireyler
aramaktadır. Bu da kimi zaman âile sırlarının ağızlarda sakız olmasına ve
âilenin dağılmasına neden olmaktadır. Sırlarını birbiriyle paylaşamayan eşler
daha başka neleri paylaşabilirler ki?
Bu, dâvâ arkadaşlığı
ilişkisidir, ki aynı amaç uğruna mücâdele vermek, aynı gâyeye koşmak demektir.
Bu, eşler arasında duygu, düşünce ve eylem birliğinin gerçekleştiğinin
göstergesidir. Bu sâyede âile gâyesiz değil; gâyeli bir âile olur ve o âilede
yetişen çocuklar da, ideal sahibi çocuklar olurlar.
Aynı âkıbeti istemeleri, aynı
istikbale yelken açmaları anlamına gelir. Kader birliği ilişkisi, dünya
hayatıyla sınırlı olmayıp daha ötesine uzanan bir birlikteliği hedefler.
Bilinçli ve sağlıklı
iletişim anlamlı hayata, anlamlı hayat da sâkin ve doyuma ulaşmış ruh halinin
gelişmesine yol açar. Bunun için de özgür ortam şarttır. Özgür ortam içerisinde
yapılan iletişim toplumsal sorunların çözümüne olduğu kadar, kişiler arası,
özellikle âile içi sorunların çözümüne de katkıda bulunur.
Bu, insan-insan ilişkisinin olmazsa olmaz
şartıdır. Saygı duymadığınız, varlığını kabullenmediğiniz, önem ve değer
vermediğiniz hiç kimseye sağlıklı ve başarılı bir ilişki kuramazsınız. Nedense
eşler, kimi kritik zamanlarda, birbirlerine insanlıkta eş ve dinde kardeş
olduklarını unuturlar ve dışarıdan, tanımadıkları birine karşı gösterdikleri
asgarî saygıyı birbirlerine karşı göstermekte cimri davranırlar.
Bu, yapmacık ve sentetik
davranışlardan uzak durmaktan, muhâtabınıza samimi ve dürüst davranmaktan
geçer. Samimiyetsiz ve yapmacık davrananların ilişkisi, gerçek bir ilişki
değil, sentetik bir ilişki olacaktır. Sentetik ilişkilerse sağlıksız ve her iki
tarafı da aldatan çürük ilişkilerdir. Böylesine çürük insanî bir ilişki
üzerine, değil bir âile, sıradan bir dostluk bile binâ edilemez.
Empatinin anlamı, kendimizi
karşımızdakinin yerine koymaktır. Olaylara ve eşyaya bir de onun durduğu yerden
bakmayı denemek, muhâtabımızı anlamanın en kestirme ve kesin yoludur. Mümkündür
ki onun penceresinden farklı göründüğü için öyle davranmakta ya da öyle
algılamaktadır. Eşler birbirlerini suçlayıp, yargılayıp, mahkûm edip, infâz etmeden
önce mutlaka anlaşmazlık konusu olan şeye bir de karşı pencereden bakmayı
denemeli ve kendisini muhâtabının yerine koyabilmelidir.
Âilede sağlıklı bir
iletişim için kesinlikle şu dört soruya doğru cevap vermeniz gerekir:
1.
Ne
söyleyeceksiniz?
2.
Ne
zaman söyleyeceksiniz?
3.
Nerede
söyleyeceksiniz?
4.
Nasıl
söyleyeceksiniz?
Bir doğrunun sadece
doğru olması yetmez, o doğrunun doğru bir zamanda, doğru bir yerde, doğru bir
kişiye ve doğru bir üslûpla söylenmesi gerekir. Eğer bunlardan biri yanlış
olursa, söylediğiniz doğrunun doğru olması etkili olmasına yetmediği gibi,
sizin muhâtabınızla ilişki kurmanıza da yetmeyecektir.