EL-MUVATTA'I İMAM MÂLİK ADINA İMHA ETMEK


 

1- Giriş

 

"Yeni bir sahih hadis anlayışı" söylemiyle bugün elimizde bulunan hadislerin yeniden ayıklamaya tabi tutulmasını teklif edenlerin, bu tavırlarını "gelenek"ten refere etme ihtiyacı içinde oldukları gözden kaçmamaktadır. Hadisleri yeniden gözden geçirme tekliflerinin şu ana kadar, "Kur'an'a uygunluk" söylemini dışarıda tutarsak, somut bir sistem önermekten uzak bulunması sebebiyle –ki bu durum, söz konusu yaklaşımın ciddiye alınma şansını olumsuz etkilemektedir–, bu doğrultuda yapılan çalışmalar, lokal faaliyetler olmaktan öteye gidememektedir.

 

Esasında yukarıda işaret edilen "Kur'an'a uygunluk" söylemi de kendisini tam anlamıyla ifade edebilmiş değildir. Yaklaşık 23 senelik bir zaman dilimi içerisinde nazil olmuş 6.600 küsür ayetin nasıl bir "bütünsellik" anlayışı ile ele alınacağı, buradan, İslamî hayatın bütün alanları ile ilgili her türlü probleme çözüm sunan bir sistemin nasıl çıkarılabileceği... gibi sorular hala gündemdedir. Söz gelimi Kur'an'da Resul'e itaati vurgulayan ayetlerden ne anlamamız gerekir? Bu ayetler Hz. Peygamber (s.a.v.)'e teşriî bir yetki tanımakta mıdır? Tanıyorsa bu yetkinin boyutları nereye kadar uzanır? Resul'e itaat asr-ı saadet ile sınırlı mıdır? Böyleyse bunun Kur'anî temelleri nelerdir? Yahut nesh problemini(!) çözüme kavuşturmadan ayetlerden –Kur'an'ın bütünselliğini koruyarak– birtakım hükümler istinbat etmemiz ne kadar doğru ve sağlıklıdır? İşin içine bir de "tarihsellik" tartışmaları müdahil olunca, mesele tamamen içinden çıkılmaz bir vaziyete bürünmektedir...

 

Burada niyetimiz Kur'an'la ilgili bu noktaları tartışmak değil. Ele almak istediğimiz asıl konu, "yenilikçi" yaklaşımın, hadislerin yeniden kritik edilmesi teklifinde bulunurken ileri sürdüğü bir argüman.

 

Denir ki: İmam Mâlik (179/795) el-Muvatta'ını yazdıktan sonra, onu her sene gözden geçirir ve içerdiği bazı hadisleri atardı. Hatta bu "intika" faaliyeti zamanla öyle bir boyut kazandı ki, eğer İmam Malik daha fazla yaşasaydı, ortada el-Muvatta diye bir eser kalmayacaktı ve bu eserine bizzat kaydettiği bütün hadisleri, yine bizzat kendisi silip atacaktı.[1]

 

İmam Mâlik'i böyle davranmaya iten biricik sebep, binlerce rivayet arasından seçerek eserine aldığı hadislere yine kendisinin duyduğu güvensizliktir. Mâlik gibi bir imam, önceleri eserine alınmayı hak ettiklerini düşündüğü ve bizzat kendi rivayet silsilesiyle gelen hadisler hakkında bilahare böyle bir güvensizlik hissi taşımışsa, bizim, bugün elimizde bulunan Hadis musannefatının ihtiva ettiği rivayetler hakkında güvensizlik izhar etmemiz alabildiğine haklı bir endişenin yansımasıdır.

 

Bu çalışma, ilk tasnif edildiği zamandan, İmam Mâlik (179/795)'in vefatına kadar geçen süreç içinde (ki yaklaşık olarak 20 yıldır[2]) oluşturulmuş el-Muvatta versiyonlarının arz ettiği muhteva değişiklikleri izlenmeden varılan bu yargının sağlamasını yapmayı amaçlamaktadır.

 

Ancak hemen sözün başında böyle bir çalışmanın sağlıklı sonuç verebilmesinin önündeki bir engelden söz etmek gerekiyor:

 

Mezkûr tezin "iddia" olmaktan öteye götürülebilmesinde olduğu kadar, doğruyu yansıtıp yansıtmadığının test edilmesinde de eksikliği hissedilen en önemli husus, kaynaklarda zikredilen el-Muvatta versiyonlarının şu ana kadar oldukça küçük bir bölümünün neşredilmiş olmasıdır.

 

Bu itibarla el-Muvatta versiyonlarının yazma nüshaları üzerinde gerçekleştirilmemiş olmasının bu çalışmanın en önemli eksiği olduğunu peşinen itiraf etmek durumundayız.

 

Bununla birlikte, bu dezavantajın bir ölçüde de olsa ortadan kaldırılmasını mümkün kılan birkaç çalışmanın elimizin altında olmasını da küçümsenmemesi gereken bir imkân olarak görmemiz gerekiyor:

 

İbn Abdilberr (463/1070)'in et-Temhîd'i, şu ana kadar bilinen en fazla el-Muvatta versiyonunu kullanan eser olma hüviyetini taşıması dolayısıyla çalışmamız bakımından ayrı bir önemi haizdir. Yine aynı alimin et-Takassî olarak da bilinen Tecrîdu't-Temhîd'i –aşağıda da göreceğimiz gibi– hacminin küçüklüğüne rağmen bu araştırma bakımından önemli bir boşluğu doldurmaktadır. Keza yine İbn Abdilberr'in el-İstizkâr'ı[3], ed-Dârekutnî (385/995)'nin Ahâdîsu’l-Muvatta'ı ve nihayet Abdurrahman b. Abdillah el-Cevherî el-Ğâfıkî (381/991)'nin Müsnedu'l-Muvatta'ı da, ilgilendiğimiz konunun sınırlı sayıdaki matbu kaynakları arasında yer almaktadır.

 

 

 

2- el-Muvatta'ın yayılması ve rivayetleri

 

İmam Mâlik, merfu hadisler yanında Sahabe ve Tabiun kavilleri ile Ehl-i Medine'nin icmalarını da dercettiği bu eserini, muhtevasını talebelerine aktarırken hataya düşmemek maksadıyla kendisi için kaleme almıştı.[4] İşte bu sebeple el-Muvatta'ı muhtelif meclislerde öğrencilerine aktarırken, muhtevasında (hadislerin sayısında, senet ve metinlerinde) ve tertibinde değişikliler, artırmalar ve eksiltmeler yapıyordu.[5] el-Muvatta nüshaları arasında görülen farklılıkların başta gelen sebebi budur.

 

Öte yandan, bu eseri İmam Mâlik'ten dinleyenlerin, bu işe ayırdıkları zaman bakımından önemli farklılıklar gösterdiklerini biliyoruz. Bu eseri ondan 3 yıl boyunca dinleyerek oluşturdukları nüshalarını harfiyen kaydedenler yanında, semaı 8 ay, 40 gün veya 4 günden ibaret olanlar da vardır. Keza bu eseri İmam Mâlik'ten, ilk telif edildiği yıllarda ahzeyleyenler yanında, ömrünün son dönemlerinde ahzeyleyenler de olmuştur.[6]

 

Dolayısıyla el-Muvatta versiyonları da, gerek hacim ve tertip, gerekse güvenilirlik derecesi bakımından, bu müstemlîlerin durumlarına göre değişiklikler arz eder. Bu nüshaların tümünün ittifakla kaydettiği rivayetler, İmam Mâlik'ten naklinin sıhhati bakımından zirvededir; ihtilafları ise, onları oluşturanların rical kitaplarında belirtilen durumlarına göre kuvvet veya zaaf kesbeder.

 

İmam Mâlik'ten nakledilen el-Muvatta nüshalarından hangisinin en sahih nüsha olduğu konusunda ihtilaf edilmiştir. el-Halîl b. Abdillah el-Halîlî (446/1054) el-İrşâd'da şöyle der: "Ahmed b. Hanbel şöyle demiştir: "Ben el-Muvatta'ı, Mâlik'in hadis hafızı arkadaşlarından 10 küsür kişiden dinlemiştim. Sonra onu eş-Şâfi'î'den tekrar dinledim. Çünkü onu, el-Muvatta ravilerinin en kuvvetlisi olarak buldum."[7]

 

İbn Huzeyme (311/923) de şöyle demiştir: "Nasr b. Merzûk'un şöyle dediğini işittim: "Yahya b. Ma'în'e el-Muvatta'ı Mâlik'ten nakleden ravileri sordum. el-Muvatta'ın Mâlik'ten nakli konusunda insanların en sağlamı Abdullah b. Mesleme el-Ka'nebî, ondan sonra da Abdullah b. Yusuf et-Tinnîsî'dir" dedi."[8]

 

İbn Hacer (852/1448), el-Muvatta ravileri konusunda İbnu'l-Medînî (234/848) ve en-Nesâî (275/888)'nin, Abdullah b. Mesleme el-Ka'nebî (221/835)'yi tercih ettiklerini söylemiştir.[9]

 

Ebû Hâtim (277/890) ise el-Muvatta ravileri arasında en sağlam ve güvenilir olanın Ma'n b. İsa (198/813) olduğunu söyler.[10]

 

Ahmed b. Hanbel (241/855) el-Müsned'de Abdurrahman b. Mehdî (198/813) versiyonunu, el-Buhârî (256/869) es-Sahîh'inde Abdullah b. Yusuf et-Tinnîsî (218/833) versiyonunu, Müslim (261/874) es-Sahîh'inde Yahya b. Yahya en-Nîsâbûrî[11] versiyonunu, Ebû Davud (275/888) es-Sünen'inde el-Ka'nebî versiyonunu ve en-Nesâî (275/888) es-Sünen'inde Kuteybe b. Sa'îd (240/854) versiyonunu –mutlak anlamda olmasa bile genel olarak– tercih etmişlerdir.[12]

 

Kaynaklara göre gerek el-Muvatta'ı, gerekse İmam Mâlik'in bu eser dışında naklettiği hadisleri ondan nakledenlerin sayısı 1300'ü geçmektedir.[13]

 

el-Muvatta rivayetiyle meşhur olanlara gelince;

 

Müsnedu'l-Muvatta yazarı Ebu'l-Kasım Abdurrahman b. Abdillah el-Cevherî el-Ğâfıkî (381/991), el-Muvatta'ı İmam Mâlik'ten nakleden ravilerden 12'sinin ismini verir: Abdullah b. Vehb (197/812), Abdurrahman b. el-Kasım (191/806), Abdullah b. Mesleme el-Ka'nebî (221/835), Abdullah b. Yusuf et-Tinnîsî (218/833), Ma'n b. İsa el-Kazzâz (198/813), Sa'îd (b. Kesîr) b. Ufeyr (226/840), Yahya b. Abdillah b. Bükeyr (231/845), Ebû Mus'ab Ahmed b. Ebî Bekr ez-Zührî (242/856), Mus'ab b. Abdillah ez-Zübeyrî (236/850), Muhammed b. el-Mübârek es-Sûrî (215/830), Süleyman b. Bürd (210/825) ve Yahya b. Yahya el-Leysî el-Endelüsî.[14] el-Ğâfıkî, adı geçen eserini bu şahısların oluşturduğu el-Muvatta versiyonlarına dayanarak yazmıştır.

 

Burada mezkûr isimlere es-Suyûtî (911/1505), Muhammed b. el-Hasan eş-Şeybânî (189/804)[15] yanında Süveyd b. Sa'îd (240/854)'i de ekler ki, onların el-Muvatta versiyonları, en meşhur versiyonlardandır.[16]

 

Şüphesiz el-Muvatta'ı İmam Mâlik'ten rivayet edenler, burada ismi verilenlerle sınırlı değildir. Kadı Iyâd (544/1149), Tertîbu"l-Medârik'te el-Muvatta'ı İmam Mâlik'ten rivayet edenleri zikrettiği özel bir bab açmış ve burada, yukarıda ismi verilen 14 kişi dışında, aralarında İmam eş-Şâfi'î (204/819) ve Esed b. el-Furât (213/828)'ın da bulunduğu 46 isim daha saymış ve biyografilerini zikretmiştir.[17]

 

Bunlarla birlikte, el-Muvatta'ı İmam Mâlik'ten bizzat dinleyerek rivayet eden nüsha sahiplerinin sayısı 60'a çıkmaktadır.

 

İbn Nâsıriddîn diye bilinen hadis hafızı Muhammed b. Abdillah ed-Dimeşkî (842/1438) ise, İthâfu's-Sâlik bi Ruvâti'l-Muvatta' an Mâlik isimli eserinde el-Muvatta ravilerinin adedini 83'e iblağ etmiştir.[18]

 

Ayrıca el-Muvatta'ı İmam Mâlik'ten Abbasî halifelerinden el-Mehdî (169/785), el-Hâdî (170/786), Harun er-Reşîd (193/808) ve oğulları el-Emîn (198/813), el-Me'mûn (218/833) ve el-Mu'temin (?)'in de dinlediği söylenmiştir.[19]

 

Ancak Kadı Iyâd (544/1149), el-Muvatta versiyonları arasında meşhur olanların –kendi rivayet silsilesindekilerin, hocalarının rivayetlerinde yer alanların veya el-Muvatta nüshalarının ihtilafları üzerine eser yazanların zikrettiklerinin– 20 kadar olduğunu, bazılarının ise bu rakamın 30 olduğunu söylediğini zikretmiştir.[20]

 

İbn Abdilberr (463/1070), et-Temhîd'i yazarken, –Yahya b. Yahya el-Leysî (234/848) versiyonu dışında– tespit edebildiğimiz kadarıyla eş-Şâfi'î, Muhammed b. el-Hasan, Kuteybe b Sa'îd, Kâmil b. Talha, Sa'îd b. Kesîr b. Ufeyr, Bişr b. Ömer ez-Zehrânî, Abdullah b. Nâfi', İbn Kinâne, İbn Abdilhakem, İbn Ebî Üveys, Atîk b. Ya'kûb ez-Zübeyrî, İshak b. İbrahim el-Huneynî, Ma'n b. İsa, Ravh b. Ubâde, İshak b. İsa et-Tabbâ', Mus'ab ez-Zübeyrî, Ebû Huzâfe Ahmed b. İsmail, İsmail b. Ebî Üveys, Abdullah b. Vehb, Hâlid b. Abdirrahman el-Horâsânî, Muhammed b. el-Mübârek es-Sûrî, Ebû Mus'ab ez-Zührî, Ahmed b. İsmail el-Medenî, Muhammed b. Harb, Habîb b. Ebî Habîb, Abdullah b. Yusuf et-Tinnîsî, İbrahim b. Tahmân, Sa'îd b. el-Hakem b. Ebî Meryem, İbn Asme, Ebû Kurre es-Seksekî, Yahya b. Yahya en-Nîsâbûrî, el-Ka'nebî, Abdullah b. Müslim ed-Dimeşkî, Eyyûb b. Sâlih, Mutarrıf, İbn Şerûs es-San'ânî, Cüveyriyye, Ebû Âmir el-Akdî, İbn Bükeyr, Mûsa b. A'yen, Muhammed b. Abdirrahîm, Eşheb, İbn Mehdî ve İbnu'l-Mâcişûn rivayetlerinden oluşan 44 (Yahya b. Yahya el-Leysî rivayeti ile birlikte 45) versiyon kullanmıştır. Ancak bunlar içinde, zikredeceğimiz versiyonlar dışındakileri nadiren kullandığını burada belirtmemiz gerekiyor.

 

ed-Dârekutnî (385/995) de Ahâdîsu'l-Muvatta'ı yazarken İbn Vehb, el-Ka'nebî, Ma'n b. İsa, İbn Bükeyr, İbnu'l-Kasım, et-Tinnîsi, İbn Ufeyr, İbn Ebî Üveys, Ebû Mus'ab, Ebû Kurre, Muhammed b. el-Hasan, eş-Şâfi'î, Mutarrıf, el-Huneynî, İbn Abdilhakem, Eşheb, Kuteybe b. Sa'îd, İbrahim b. Tahmân, İbn Nâfi', İbn Mehdî, Atîk b. Ya'kub, Muhammed b. el-Mübârek es-Sûrî, Mansûr b. Ebî Müzâhim, Muhammed b. Harb, Osman b. Ömer, Ebû İsmail el-Eylî, Yahya b. Sâlih, Me'âfî, Cüveyriyye, İshak b. Süleyman er-Râzî, el-Velîd b. Müslim, Hüseyin b. el-Velîd, Mekkî b. İbrahim, İbn Hallâd, el-Huneynî, Bişr b. Ömer versiyonlarını kullanmıştır. ed-Dârekutnî'nin, bu eserinde, gerek İbn Abdilberr'in kullandığı diğer versiyonları kullanmaması, gerekse Yahya b. Yahya el-Leysî versiyonundan hiç söz etmemesi dikkat çekicidir.[21]

 

Günümüzde el-Muvatta versiyonlarından Muhammed b. el-Hasan, Yahya b. Yahya el-Leysî, Ebû Mus'ab ez-Zührî, Süveyd b. Sa'îd, İbnu'l-Kasım, Ali b. Ziyâd et-Tûnusî, el-Ka'nebî ve İbn Bükeyr nüshaları basılmıştır.[22]

 

 

 

3- "el-Muvatta"daki hadislerin miktarı

 

İmam Mâlik'in el-Muvatta'daki hadisleri biteviye elediğini ve bu işlemin neredeyse el-Muvatta'ı ortadan kaldıracak seviyeye ulaştığını iddia edenlerin dayandığı yegâne delil, aşağıda birkaç örneğini sunduğumuz nakillerdir:

 

Atîk ez-Zübeyrî (227 veya 228/841 veya 842): "Mâlik, el-Muvatta'ı 10 bin civarında hadisten meydana getirdi. Sonra her sene onu gözden geçirmeye ve bazı rivayetleri atmaya devam etti. Sonunda işte bu kadar kaldı. Eğer Mâlik biraz daha yaşasaydı, el-Muvatta'daki hadislerin tümünü atacaktı."[23]

 

İlkiyâ el-Herrâsî (504/1110): "Mâlik'in el-Muvatta'ı 9 bin hadis(ten müteşekkil) idi. Sonra (bu eserdeki rivayetleri) devamlı olarak ayıkladı; sonunda 700 (müsned hadis) kaldı."[24]

 

Süleyman b. Bilâl (177/793): "Mâlik el-Muvatta'ı yazdığında, bu eserinde 4 bin (veya 4 binden fazla) hadis vardı. Öldüğünde ise el-Muvatta'da bin küsür hadis kalmıştı. Bu eserdeki hadisleri, Müslümanlar için en elverişli ve dinde en uygun gördüğü miktar kalacak şekilde her sene azaltırdı."[25]

 

Muhyiddîn İbn Arabî (638/1240): "Bana birçok kişi Kadı Ebû Bekr İbnu’l-Arabî el-Meâfirî yoluyla, Kadı İbnu’l-Muntâb'dan şöyle naklettiler: Mâlik b. Enes, rivayet etmiş olduğu yüz bin hadisten, on binini el-Muvatta'ında toplamıştı. Daha sonra bu hadislerini de, Kitab ve Sünnet'e arz ederek hazfetmiş, diğer rivayetleri de göz önünde bulundurarak düşünmüş ve geriye beş yüz hadis bırakmıştır."[26]

 

Ebû Bekr el-Ebherî (275/888): "el-Muvatta'da Hz. Peygamber (s.a.v), Sahabe ve Tabiun'dan nakledilen rivayetlerin toplamı 1720'dir. Bunlardan 600'ü müsned, 222'si mürsel, 613'ü mevkuf ve 285'i Tabiun'un kavilleridir."[27]

 

Bu nakillerde zikredilen rakamlar arasında bariz bir farklılık bulunduğu ortadadır. Bu durumu nasıl açıklayabiliriz?

 

el-Muvatta'daki hadislerin miktarı konu edildiğinde günümüzde genellikle yapılan bir yanlışlık, sadece Yahya b. Yahya el-Leysî versiyonundaki hadislerin kastedilmesi veya bunun kastedildiğinin düşünülmesidir. Oysa bu konuda sağlıklı bir kanaate varabilmek için en azından bugün elimizde bulunan kaynak eserlerden hareketle ve yine en azından yaygın el-Muvatta versiyonlarındaki hadislerin tümünü bir arada değerlendirmek suretiyle elde edilecek rakamın itibara alınması gerekir.

 

Biz bunun için İbn Abdilberr'in et-Temhîd'inin tümünü –matbu nüshadan– taradık. Elde ettiğimiz sonuçlar şöyle:

 

A- İbn Abdilberr'in, İmam Mâlik'in, el-Muvatta'dan çıkardığını açıkça söylediği sadece iki hadise rastlayabildik. Yahya b. Yahya el-Leysî nüshasında (ve diğer pek çok nüshada) bulunmayan bu hadislerden ilki,

 

1- Mâlik à Eyyûb es-Sahtiyânî à İbn Sîrîn à Racul (meçhul birisi) à Ubeydullah b. Abbâs;

 

diğeri de

 

2- Mâlik à Eyyûb es-Sahtiyânî à İbn Sîrîn

 

tarikiyle verilmektedir ve her iki rivayette de Hz. Peygamber (s.a.v)'e hasta ve yaşlı olduğu için hacc görevini yerine getiremeyen ebeveynin yerine haccedilip edilemeyeceğinin sorulduğu, Hz. Peygamber (s.a.v)'in de buna müsaade buyurduğu zikredilmektedir.[28]

 

İbn Abdilberr, bu rivayetlerin el-Ka'nebî, Mutarrıf, İbn Vehb ve İbnu'l-Kasım versiyonlarında mevcut bulunduğunu belirtir;[29] İmam Mâlik'in bu hadislerden ilkini el-Muvatta'dan çıkarma sebebi olarak senedindeki ızdırabı gösterir.[30] Ancak ikinci rivayeti niçin terk ettiğine dair herhangi birşey söylemez.

 

3- İmam Mâlik'in Talha b. Abdilmelik el-Eylî tarikiyle naklettiği bir hadis, diğer el-Muvatta versiyonlarında mevcut iken, Yahya el-Leysî versiyonunda yer almamaktadır.

 

İbn Abdilberr et-Temhîd'de şöyle der: "Mâlik ondan müsned-sahih olarak 1 hadis rivayet etmiştir. Bu hadis Yahya'nın Mâlik'ten naklinde yer almamaktadır. Onu el-Ka'nebî, Ebû Mus'ab, İbn Bükeyr, et-Tinnîsî, İbn Vehb, İbnu'l-Kasım ve el-Muvatta ravilerinden (bunlar dışında) bir grup rivayet etmiştir. (...) Bu hadisin, Yahya b. Yahya (el-Leysî) dışında herhangi bir el-Muvatta ravisinin nüshasından sakıt olduğunu zannetmiyorum. Zira ben bu rivayeti el-Muvatta ravilerinin ekseriyetinde gördüm. Bu hadisi el-Muvatta ravilerinden olmayan kimseler (de) Mâlik'ten rivayet etmişlerdir..."[31]

 

4- Yine diğer el-Muvatta versiyonlarından bazılarında yer aldığı halde Yahya el-Leysî versiyonunda yer almayan bir diğer ravi Fudayl b. Ebî Abdillah'tır. İmam Mâlik'in bu zat kanalıyla rivayet ettiği bir hadis, Ma'n, et-Tinnîsî ve İbn Ufeyr versiyonlarında mevcut iken, diğerlerinde yoktur.[32]

 

B- İmam Mâlik'e el-Muvatta'ı arz eden en son sika ravi Ebû Mus'ab ez-Zührî'dir.[33] Keza Yahya b. Yahya el-Leysî nüshası da İmam Mâlik'ten ahzeylenen son el-Muvatta versiyonlarındandır.[34] Dolayısıyla İmam Mâlik'in bu eserini her sene gözden geçirdiği ve her defasında birçok rivayeti ondan çıkardığı tezi mutlak doğru olarak kabul edilecek olursa, bu iki versiyon ile diğer "el-Muvatta" versiyonları arasında –içerdikleri hadislerin miktarı bakımından– önemli farklılıklar bulunması gerekir.

 

Ancak et-Temhîd üzerinde yaptığımız çalışmada, İbn Abdilberr'in, mezkûr eserini yazarken kullandığı el-Muvatta versiyonları arasında dikkate değer olarak aşağıdaki türden farklılıklara değindiğini gördük:

 

1- Namaz kılan kimsenin önünden geçme konusundaki bir hadis Yahya b. Yahya el-Leysî versiyonu ile diğerlerinde Mâlik à Zeyd b. Eslem à Abdurrahman b. Ebî Sa'îd el-Hudrî à Ebû Sa'îd el-Hudrî isnadıyla yer almışken, İbn Vehb versiyonunda –yukarıdaki isnad yanında– Mâlik à Zeyd b. Eslem à Atâ b. Yesâr à Ebû Sa'îd el-Hudrî tarikiyle de gelmiştir.[35]

 

2- İmam Fatiha okuduğu zaman cemaatin "amin" demesi konusundaki bir hadisi Yahya el-Leysî ve diğerleri Mâlik à Sümeyy à Ebû Sâlih à Ebû Hureyre senediyle verirken, İbn Vehb bir başka isnat daha zikreder ki şöyledir: Mâlik à Nu'aym b. Abdillah à Ebû Hureyre.[36]

 

3- Şefaat konusundaki bir hadisi Yahya b. Yahya el-Leysî ve diğerleri Mâlik à Ebu'z-Zinâd à el-A'râc à Ebû Hureyre şeklindeki senetle rivayet ederken, İbn Vehb'in zikrettiği senet Mâlik à ez-Zührî à Ebû Seleme à Ebû Hureyre şeklindedir.[37]

 

4- Hutbe okunurken konuşma konusundaki bir hadis Yahya b. Yahya el-Leysî ve çoğunluğu teşkil eden ravilerin versiyonlarında Mâlik à Ebu'z-Zinâd à el-A'râc à Ebû Hureyre şeklindeki senetle gelmişken, İbnu'l-Kasım, İbn Vehb ve başkaları onu, yukarıdaki senet yanında İbn Şihâb à Sa'îd b. el-Müseyyeb à Ebû Hureyre şeklindeki isnatla da vermişlerdir.[38]

 

5- Köpek beslemeyle ilgili bir hadis Yahya b. Yahya el-Leysî ve daha başkalarına ait versiyonlarda Mâlik à Nâfi' à İbn Ömer tarikiyle verilirken, diğer bazıları da aynı hadisi Mâlik à Abdullah b. Dînâr à İbn Ömer tarikiyle vermişlerdir. İbn Vehb'e ait versiyonda ise her iki isnat birlikte zikredilmiştir.[39]

 

6- Hz. Peygamber (s.a.v)'in Kuba mescidine bazan binitli, bazan da yaya geldiğini anlatan bir rivayet Yahya el-Leysî, el-Ka'nebî, İshak b. İsa et-Tabbâ', İbn Vehb ve İbn Nâfi' versiyonlarında Mâlik à Nâfi' à İbn Ömer şeklindeki isnatla verilirken, el-Muvatta versiyonlarının çoğunluğu bu rivayeti Mâlik à Abdullah b. Dînâr à İbn Ömer tarikiyle vermişlerdir. el-Ka'nebî versiyonunda ise her iki isnat da yer almıştır.[40]

 

7- Kadının, ölen kocasının arkasından yas tutması ile ilgili bir hadis Yahya el-Leysî, Ebû Mus'ab ez-Zührî, Mus'ab ez-Zübeyrî, es-Sûrî ve İbnu'l-Kasım versiyonlarında hem Hz. Aişe, hem de Hz. Hafsa'dan birlikte nakledilmişken el-Ka'nebî, İbn Bükeyr, İbn Ufeyr, Ma'n ve et-Tinnîsî versiyonlarında "Hz. Aişe veya Hz. Hafsa'dan..." şeklinde yer almıştır. İbn Vehb versiyonunda ise "Hz. Aişe veya Hz. Hafsa'dan, yahut her ikisinden..." denmek suretiyle her iki şekil de cem edilmiştir. Yine bu hadisin metninde, sadece Ebû Mus'ab ez-Zührî versiyonunda zikredilen bir ziyade vardır.[41]

 

8- Yahya el-Leysî, Ma'n, Ebû Mus'ab ve et-Tinnîsî versiyonlarında senette mübhem bırakılan bir ravi ismi, İbnu'l-Kasım, İbn Bükeyr, Mutarrıf, Sa'îd b. Ebî Meryem, İbn Nâfi', İbn Vehb, Sa'îd b. Ufeyr, Muhammed b. el-Mübârek es-Sûrî, Süleyman b. Bürd ve Mus'ab ez-Zübeyrî versiyonlarında tasrih edilmiştir.[42]

 

(Benzeri bir durum, farz namazlardan sonra kılınan sünnet namazlarla ilgili bir rivayetin metninde de görülmektedir. Yahya el-Leysî ve el-Ka'nebî versiyonlarında, Hz. Peygamber (s.a.v)'in, sadece akşam namazından sonra "evinde" iki rek'at sünnet kıldığı tasrih edilirken, İbn Bükeyr versiyonunda, Hz. Peygamber (s.a.v)'in, akşam ve cuma namazlarından sonra "evinde" iki rek'at sünnet kıldığı belirtilmektedir. İbn Vehb, akşam ve cuma namazı yanında yatsı namazının farzından sonra da "evinde" iki rek'at sünnet kıldığını zikretmiştir.[43])

 

9- Keler etinin hükmü konusunda Yahya el-Leysî'ninki ile birlikte diğer birkaç versiyonda Mâlik à Abdullah b. Dînâr à İbn Ömer senediyle yer alan bir rivayet, İbn Bükeyr versiyonunda Mâlik à Nâfi' à İbn Ömer şeklindeki senetle verilmiştir.[44]

 

10- İ'tikâf kazası ile ilgili olarak Yahya el-Leysî versiyonunda Mâlik à İbn Şihâb à Amre isnadıyla sevkedilmiş olan bir rivayet hakkında İbn Abdilberr şöyle der: "Bu hadis, Yahya versiyonunda bu şekilde, Mâlik à İbn Şihâb à Amre isnadıyla gelmiştir. Bu bir yanılgı ve aşırı bir hatadır. Yahya'ya bu isnadın zikrinde el-Muvatta ravilerinden kimse mütabaat etmemiştir. Bu hadis el-Muvatta'da ancak Mâlik à Yahya b. Sa'îd şeklindeki isnatla gelmiştir..."[45]

 

11- Ancak benzer bir durumda İbn Abdilberr daha değişik bir tavır takınmıştır. Yahya el-Leysî versiyonunda Mâlik à Abdurrahman b. el-Kasım à Babası à Hz. Aişe şeklindeki senetle gelen bir hadis hakkında şöyle demiştir: "Yahya bu hadisi Mâlik'ten bu isnatla, Abdurrahman b. el-Kasım à Babası à Hz. Aişe şeklinde rivayet etmiş ve fakat bildiğim kadarıyla el-Muvatta ravilerinden kendisine hiç kimse mütabaat etmemiştir. Bu hadis el-Muvatta ravileri cemaatinin Mâlik'ten rivayetinde, Mâlik à İbn Şihâb à Urve à Hz. Aişe şeklindedir. Aynı rivayet, Yahya versiyonunda bu isnat ile yer aldığı gibi, diğer bir isnat ile de, (yukarıda zikredilen) Abdurrahman b. el-Kasım à Babası à Hz. Aişe isnadıyla da) yer almıştır. Dolayısıyla Yahya, bu hadisin bu isnatla sevkinde infirad etmiş ve el-Muvatta'da bu hadisi Mâlik'ten iki isnatla almış olmaktadır. (...) Mâlik'te bu hadisin iki isnadının olması caiz ve muhtemeldir. Bu durumda Mâlik, bu hadisi el-Muvatta'a bu isnatlardan birisi ile almış, ancak daha sonra bu hadisi zikrettiği zaman ardından diğer isnada geçmiş ve onu eklemiş; Yahya'ya da bu şekilde ifade etmiştir. Yahya, el-Muvatta'ı Mâlik'e en son arz edenlerdendi. [46] Ancak Hadis konusunda ilim ehli olanlar, bu hadiste Abdurrahman b. el-Kasım'ın yer aldığı isnadı, bir kişinin (Yahya'nın) cemaatten ayrı olarak tek başına zikretmesi sebebiyle hata olarak görmüşlerdir."[47]

 

12- Yine buna benzer bir durum, sadece Yahya el-Leysî versiyonunda iki ayrı isnatla verilen bir hadis hakkında da söz konusudur. Veda haccında geçen bir olay (hayızlı kadının haccı) hakkında Yahya el-Leysî versiyonunda Mâlik à Abdurrahman b. el-Kasım à Babası à Hz. Aişe isnadıyla gelen bir hadis, yine aynı versiyonda, Mâlik à İbn Şihâb à Urve à Hz. Aişe şeklindeki isnatla verilmiş ve önceki isnadın metnine atıf yapılmıştır.[48]

 

İbn Abdilberr şöyle der: "Bu, bildiğim kadarıyla ne el-Muvatta ravilerinden birinin, ne de başkalarının Yahya'ya mütabaat ettiği bir isnattır. (...) Bu demektir ki bu hadis, Yahya'ya iki isnat ile ulaşmıştır. Bunu ondan başka hiç kimse yapmamıştır. Bu hadis diğer el-Muvatta ravilerinde bir tek isnat ile mevcuttur."[49]

 

13- Bazı türleri hariç olmak üzere yılanların öldürülmesini yasaklayan ve Yahya el-Leysî versiyonunda Mâlik à Nâfi' à Sâibe tarikiyle mürsel olarak zikredilen bir rivayet, diğer el-Muvatta versiyonrında mevcut değildir. İbn Abdilberr şöyle der: "Bu hadis el-Ka'nebî, İbn Bükeyr, İbn Vehb ve İbnu'l-Kasım versiyonlarında ne müsned, ne de mürsel olarak yer almış değildir..."[50]

 

el-İstizkâr'da ise, yukarıdaki ifadelerin aynısı zikredildikten sonra şu ilave malumatı buluyoruz: "... Ancak sadece el-Ka'nebî bu lafzı Mâlik à Nâfi' à Ebû Lübâbe isnadıyla zikretmiştir. el-Ka'nebî'ye, bu metnin bu isnatla sevkinde mütabaat eden olmamıştır. Bu ancak Nâfi' à Sâibe şeklindeki isnadın lafzıdır..."[51]

 

Ancak İbn Abdilberr el-İstizkâr'da el-Ka'nebî rivayeti hakkında herhangi bir tashih veya taz'if zikretmezken, et-Temhîd'de bir başka yerde bu konuda şöyle der: "Bu ziyadeyi[52] el-Ka'nebî hariç, Ebû Lübâbe hadisini nakleden hiç kimse zikretmemiştir. Bu ziyadenin Ebû Lübâbe hadisi meyanında zikredilmesi sahih değildir; bu bir yanılgıdır. Bu lafız, İbn Ömer'in Hz. Peygamber (s.a.v)'den naklettiği rivayet ve Sâibe'nin Hz. Aişe'den, onun da Hz. Peygamber (s.a.v)'den nakli olarak mahfuzdur. Kimi raviler de onu Sâibe'nin Hz. Peygamber (s.a.v)'den mürsel rivayeti olarak zikretmişlerdir. (...) el-Ka'nebî'nin ziyade ettiği kısım galattır..."[53]

 

Bu demektir ki söz konusu hadis, el-Muvatta versiyonları arasında sadece Yahya el-Leysî versiyonunda vardır.

 

14- Hac ile ilgili bir rivayet Yahya b. Yahya el-Leysî versiyonuında Mâlik à Abdurrahman b. el-Kasım à Babası à Hz. Aişe ve Mâlik à İbn Şihâb à Urve à Hz. Aişe şeklinde iki isnatla verilirken, başka versiyonlarda sadece ikinci isnatla yer almıştır.[54]

 

15- Yine buna benzer bir durum da, teravih namazıyla ilgili bir rivayette karşımıza çıkmaktadır. Bu rivayeti Yahya el-Leysî ve aralarında Ebû Mus'ab ve İbn Bükeyr'in de bulunduğu başka "el-Muvatta" ravileri, Mâlik à İbn Şihâb à Ebû Seleme b. Abdirrahman à Ebû Hureyre şeklindeki senetle ve kavlî hadis olarak verirken, el-Ka'nebî, Mutarrıf, eş-Şâfi'î ve İbn Nâfi', ayrıca İbn Bükeyr ve Ebû Mus'ab mükerrer olarak bu hadisi Mâlik à İbn Şihâb à Humeyd b. Abdirrahman b. Avf à Ebû Hureyre şeklindeki senetle Hz. Peygamber (s.a.v)'in kavli olarak rivayet etmişler ve Hz. Peygamber (s.a.v)'in bu namaza teşvik ettiğini anlatan kısmı zikretmemişlerdir. Cüveyriye, her iki isnadı tek metinde birleştirerek vermiştir. Ebû Mus'ab ve İbn Bükeyr ise her iki rivayete de yer vermişlerdir.[55]

 

16- Bazı hadislerin isnadındaki ref', vakf vb. durumlar, el-Muvatta versiyonlarında ve İmam Mâlik'ten el-Muvatta dışında nakledilen hadisler meyanında değişiklikler gösterebilmektedir.[56]

 

Keza aynı hadisi İmam Mâlik el-Muvatta'da bir isnatla verirken, el-Muvatta dışında başka bir isnatla verebilmektedir.[57]

 

Buraya kadar zikrettiğimiz örneklerde açıkça görülen şudur: İmam Mâlik, kendisine birkaç isnatla ulaşmış olan hadisleri, kimi zaman bu isnatların tümünü zikrederek, kimi zaman da bir kısmını hazfederek nakletmiştir. Dolayısıyla burada bir "eleme" işleminden bahsetmek mümkün değildir. Özellikle 10. maddeden 15. maddeye kadar zikrettiğimiz örnekler, son el-Muvatta versiyonlarının, diğerlerinde bulunmayan senetler ihtiva ettiğini göstermesi bakımından önemlidir. (Burada muhtelif el-Muvatta versiyonlarında metinle ilgili olarak göze çarpan hazf, ihtisar vb. türünden farklılıklara değinilmemiştir.[58])

 

Ehlince malumdur ki Hadisçiler nazarında metni aynı olsa da bir hadis değişik senetlerle gelmişse, hatta bir tek ravisi dahi farklıysa, her bir senet "müstakil bir hadis" olarak değerlendirilir. İşte İmam Mâlik'in el-Muvatta'daki hadisleri zamanla azalttığı söylenirken, onun, senetler konusunda yaptığı bu türden tasarruflar kastedilmiş olabilir.

 

Ancak burada önemle belirtmek gerekir ki, İmam Mâlik'in el-Muvatta üzerindeki tasarrufları, her zaman onda eksiltmeler yapmak şeklinde olmamıştır. Yahya el-Leysî versiyonundan tarih olarak daha önce oluşturulmuş bazı versiyonlarda mürsel, mevkuf vb. bir isnatla yer almışken, diğer bazı versiyonlarda ve Yahya el-Leysî versiyonunda muttasıl bir senetle yer alan rivayetler de vardır.[59] Keza Yahya el-Leysî'ye ait olanla birlikte diğer bir kısım versiyonlarda mevcut olduğu halde, başka versiyonlarda bulunmayan rivayetler de vardır.[60] (Bir sonraki arabaşlık altında bu noktaya da değineceğiz.)

 

C- el-Muvatta versiyonlarındaki rivayetlerin, kimisinde muttasıl/merfu, kimisinde mürsel, mevkuf vb. şekillerde yer almasıyla ilgili olarak et-Temhîd'de ve benzeri çalışmalarda sayısız örnek bulunmaktadır. Bu örnekleri tek tek saymanın yer işgalinden başka bir işe yaramayacağını düşünerek burada bunları zikretmeye gerek görmedik.[61]

 

 

 

4- İçerdikleri hadislerin sayısı bakımından "el-Muvatta" nüshaları arasındaki farklılıklar

 

Yahya b. Yahya el-Leysî ile Ebû Mus'ab ez-Zührî'ye ait olanları en son oluşturulmuş "el-Muvatta" versiyonları olarak kabul ettiğimizde (ki bunun aksinin söylendiğine rastlamadık) buraya kadar söylediklerimizin ortaya koyduğu neticeyi şöyle maddeleştirebiliriz:

 

1- Ebû Mus'ab ez-Zührî versiyonunda mevcut olup da Yahya el-Leysî versiyonunda olmayan müsned rivayetlerin toplam sayısı 15[62], mürsel rivayetlerin sayısı ise 6'dır. 1 adet de "belâğ" tarzında aktarılmış rivayet mevcuttur.[63]

 

2- İbn Abdilberr, et-Takassî'nin sonunda, Yahya b. Yahya el-Leysî versiyonunda yer almadığı halde, diğerlerinde mevcut olan 66 merfu rivayet bulunduğunu belirtmekte ve bunları tek tek zikretmektedir.

 

İbn Abdilberr'in burada verdiği bilgilerde önemli gördüğümüz noktalar şunlardır:

 

1- Zikredilen 66 rivayetin, İbn Abdilberr'in et-Temhîdde kullandığı (Yahya el-Leysî'ye ait olan hariç) 44 el-Muvatta versiyonundan sadece 17'si –ki İbn Abdilberr bunları, nazarında en yaygın olan versiyonlar olmaları hasebiyle seçmiş olmalıdır– kullanılarak zikredildiğine dikkat edilmelidir. Bunlar İbn Bükeyr, el-Ka'nebî, et-Tinnîsî, İbnu'l-Kasım, Muhammed b. el-Mübârek es-Sûrî, Ebû Mus'ab ez-Zührî, Mus'ab ez-Zübeyrî, Süleyman b. Bürd, Ma'n b. İsa, İbn Ufeyr, İbn Vehb, Mutarrıf, eş-Şâfi'î, Cüveyriye, el-Velîd b. Müslim, Sa'îd b. Davud, Muhammed b. Sadaka versiyonlarıdır.

 

2- İbn Abdilberr, 16 ve 53. sıradaki rivayetlerin, yalnızca el-Ka'nebî'nin "ziyâdât"ı[64] meyanında zikredildiğini söylemektedir. Onun dışında bu hadislerin, İmam Mâlik'ten el-Muvatta dışında rivayet edildiğini belirtmektedir.[65]

 

3- Beşinci sıradaki rivayet hakkında İbn Abdilberr şöyle demektedir: "Bu rivayet Yahya b. Yahya versiyonunda yoktur; sair versiyonlarda mevcuttur."[66]

 

4- Mâlik à İbn Şihâb à Humeyd b. Abdirrahman b. Avf à Ebû Hureyre şeklindeki senetle gelmiş olan 10. sıradaki rivayet hakkında İbn Abdilberr, "Yahya'da yoktur, el-Muvatta ravileri cemaatinde mevcuttur. Yahya'da ise Mâlik à İbn Şihâb à Ebû Seleme à Ebû Hureyre şeklindeki senetle müsned olarak mevcuttur" der.[67]

 

5- Mâlik à İbn Şihâb à Urve à Hz. Aişe senediyle gelen 11. sıradaki rivayet hakkında şöyle der: "Bu hadis İbn Vehb, İbnu'l-Kasım, Ma'n b. İsa, Abdullah b. Yusuf (et-Tinnîsî), Yahya b. Bükeyr ve Muhammed b. el-Mübârek es-Sûrî versiyonlarında Mâlik à İbn Şihâb ve Hişâm b. Urve birlikte à Urve à Hz. Aişe şeklindeki senetle gelmişken; Yahya b. Yahya, el-Ka'nebî ve Ebû Mus'ab versiyonlarında Mâlik à Hişâm à Babası à Hz. Aişe şeklindeki senetle mevcuttur ve bu sonuncularda bu hadis, İbn Şihâb'ın rivayeti değildir."[68]

 

6- 19. sırada zikrettiği rivayetin, el-Ka'nebî ve Ma'n b. İsa versiyonlarında bulunmadığını, diğerlerinde ise mevcut olduğunu söyler. Nitekim bu rivayet Yahya el-Leysî versiyonunda mevcuttur.[69] Şu halde bu rivayetin burada zikredilmesi isabetli değildir.

 

7- 20. sıradaki rivayetin, sadece Ma'n b. İsa'da müsned olduğunu, diğer versiyonlarda ise mevkuf olduğunu söyler.[70]

 

8- Mâlik à Nâfi' à İbn Ömer isnadıyla zikrettiği 21. sıradaki hadis hakkında şunları söyler: "İbn Vehb, İbn Bükeyr ve İbn Ufeyr versiyonlarında bu hadis bu isnatla mevcuttur. İbnu'l-Kasım, el-Ka'nebî, Ma'n, Ebû Mus'ab ve Yahya b. Yahya'da ise bu hadis (bu isnatla) mevcut değildir. Bu hadisin, bütün el-Muvatta versiyonlarında burada zikredilen isnattan farklı olarak iki isnadı vardır. Bu isnatlardan ilki Ebu'z-Zinâd à el-A'rac à Ebû Hureyre, ikincisi ise Süheyl à Babası à Ebû Hureyre şeklindedir."[71]

 

9- Yine Mâlik à Nâfi' à İbn Ömer isnadıyla zikrettiği 23. hadis hakkında şöyle der: "Bu hadisi Mâlik'ten, Nâfi' rivayeti olarak sadece Ebû Mus'ab nakletmiştir. O bu hadisi Mâlik à Nâfi' ve Abdullah b. Dînâr birlikte à İbn Ömer şeklindeki senetle zikretmiş ve hadisin metninde "minberde iken..." ziyadesini nakletmiştir. el-Muvatta'ın diğer ravileri ise bu hadisi Mâlik à Abdullah b. Dînâr à İbn Ömer şeklindeki senetle vermişlerdir."[72]

 

10- Yine Mâlik à Nâfi' à İbn Ömer şeklindeki isnatla zikrettiği 24. hadis hakkında şunları söyler: "Bu hadis bu isnatla sadece Ma'n versiyonunda mevcuttur. İbn Bükeyr ve Süleyman b. Bürd versiyonlarında ise Mâlik à Ebu'z-Zinâd à el-A'rac à Ebû Hureyre şeklindeki senetle mevcuttur. Diğer el-Muvatta versiyonlarında ise bu hadis, ne bu iki isnatla, ne de başka bir isnatla yer almıştır."[73]

 

11- Mâlik à Ebu'z-Zinâd à el-A'rac à Ebû Hureyre senediyle zikrettiği 35. rivayet hakkında şu bilgileri verir: "Bu hadis de (bu isnatla) sadece Ma'n b. İsa versiyonunda mevcuttur, diğerlerinde yoktur. Diğer el-Muvatta versiyonlarında (bu metin Mâlik à) Zeyd b. Eslem à Atâ b. Yesâr, Büsr b. Sa'îd ve el-A'rac (üçü birlikte) à Ebû Hureyre şeklindeki isnatla mevcuttur."[74]

 

12- Yine Mâlik à Ebu'z-Zinâd à el-A'rac à Ebû Hureyre şeklindeki senetle verdiği 37. rivayet hakkında şöyle der: "Bu hadis sadece İbn Vehb ve İbnu'l-Kasım versiyonlarında mevcut olup, diğerlerinde yoktur. el-Muvatta'da (diğer versiyonlarda) ise bu hadis, (Mâlik à) Ebu'z-Zübeyr à Tâvus à İbn Abbâs şeklindeki senetle mevcuttur."[75]

 

13- Bir önceki maddede yer alan isnatla zikrettiği 38 numaralı rivayet hakkında şunları söyler: "el-Ka'nebî ve Abdullah b. Yusuf et-Tinnîsî versiyonlarında yoktur. "Bu ikisi dışındaki versiyonlarda" ise bu konuda Mâlik à Nâfi' à İbn Ömer isnadıyla gelen bir hadis mevcuttur."[76]

 

14- Aynı isnatla gelen 39. sıradaki rivayetin ardından şu bilgiyi verir: "el-Ka'nebî, Yahya b. Yahya, İbn Bükeyr, Ebû Mus'ab ve Ma'n versiyonlarında yoktur. Bu hadis bu isnatla İbn Vehb, İbnu'l-Kasım ve İbn Ufeyr versiyonlarında mevcuttur. Bütün el-Muvatta versiyonlarında bu hadisin bir isnadı şöyledir: Mâlik à İbn Şihâb à Sa'îd ve Ebû Seleme à Ebû Hureyre."[77]

 

15- Aynı isnatla gelen 40. sıradaki rivayet hakkında, "el-Ka'nebî ve Abdullah b. Yusuf (et-Tinnîsî)'de yoktur"[78] der ve başka birşey söylemez.

 

Ancak bu rivayet Yahya el-Leysî versiyonunda aynı senet ve metinle mevcuttur.[79] Ayrıca bu versiyonda aynı metin için fazladan olarak Mâlik à İshak b. Abdillah b. Ebî Talha à Enes b. Mâlik şeklinde bir başka isnat daha verilmektedir. Dolayısıyla bu rivayetin de burada zikredilmesi isabetsizdir.

 

16- 55. sırada zikredilen rivayetin, Ebû Mus'ab yanında Yahya b. Yahya el-Leysî versiyonunda da mevcut olduğunu söyler.[80]

 

17- Mâlik à Hişâm b. Urve à Babası à el-Misver b. Mahrame şeklindeki isnatla zikrettiği 57. rivayet hakkında sadece şöyle der: "el-Ka'nebî versiyonunda bu hadis bu isnatla gelmemiştir."[81]

 

İbn Abdilberr et-Temhîd'de de bu rivayet hakkında sadece "el-Muvatta ravilerinin ekseriyetinde bu hadis bu isnatla değildir" demekle yetinir.[82]

 

el-İstizkâr'da ise (bu hadisin değişik bir varyantını zikrettikten sonra) daha doyurucu bilgi verir ve özetle şunları söyler: "Bu hadisin Mâlik'te bunun dışında iki isnadı daha vardır. (...) Abdurabbih b. Sa'îd rivayeti, bildiğim kadarıyla el-Muvatta ravileri cemaatinde mevcuttur. Hişâm b. Urve rivayeti ise çoğunluğu oluşturan el-Muvatta ravilerinde yoktur. Sa'îd[83] rivayetine gelince, el-Ka'nebî'de ve İbn Bükeyr'de yoktur."[84]

 

(Bu husus, Yahya el-Leysî versiyonunda bulunduğu halde diğer birçok versiyonda yer almayan hadisler üzerine aşağıda söyleyeceklerimize eklenmelidir.)

 

18- 62. sıradaki rivayet hakkında, "Bu hadis el-Ka'nebî ve İbn Bükeyr versiyonlarında yoktur. Bu ikisi dışındaki bütün el-Muvatta versiyonlarında inşâallah mevcuttur"[85] der. Gerçekten de bu rivayet, Yahya el-Leysî versiyonunda da mevcuttur.[86] Şu halde bu rivayetin de burada zikredilmesi doğru değildir.

 

19- Mâlik à Yahya b. Sa'îd à Ebû Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazm à Amre à Hz. Aişe senediyle verdiği 66 numaralı rivayetten sonra şöyle der: "Bu hadis bu isnatla Ma'n, Süleyman b. Bürd ve Mus'ab ez-Zübeyrî versiyonlarında mevcuttur. Diğerlerinde yoktur."[87]

 

Bu değerlendirmelerin ortaya koyduğu sonuç şudur: İbn Abdilberr'in, Yahya el-Leysî versiyonunda mevcut olmadığı halde diğerlerinde bulunan rivayetleri zikretmek maksadıyla açtığı bölümde zikredilen 66 rivayetin tümü bu özellikte değildir.

 

– Bu rivayetler içinde 2'sinin (16 ve 53. sırada verdikleri) hiçbir el-Muvatta versiyonunda bulunmadığını kendisi ifade etmiştir.

 

– Yine bu rivayetler içinde 6'sı Yahya el-Leysî versiyonunda (8, 11, 19, 40, 55 ve 62. sırada verilenler) bulunmaktadır.

 

– Keza 21. sıradaki rivayet, Yahya el-Leysî versiyonunda farklı iki isnatla mevcuttur.

 

– 38 ve 40. sıradaki rivayetler, Yahya el-Leysî versiyonunda, diğer versiyonlarda yer alan isnat yanında bir diğer isnat ile daha yer almaktadır.

 

– 8. sıradaki rivayet, diğerlerinde merfu iken, Yahya el-Leysî versiyonunda mevkuf olarak yer almıştır.

 

– Bunlar dışında kalan 7 rivayet (10, 11, 21, 23, 35, 37 ve 39. sıradakiler) de, aynı senetlerle olmasa bile başka senetlerle Yahya el-Leysî versiyonunda mevcuttur.

 

Bu durumda, hem Yahya el-Leysî versiyonunda, hem de diğerlerinde aynı isnat ve metin ile yer alan 8 rivayet mevcuttur. 8. sıradaki rivayeti de eklersek, bu rakam 9 olur.

 

– Şu halde diğer versiyonlarda yer alan isnat ve metinler içinde, Yahya el-Leysî versiyonunda hiçbir şekilde yer almayanların sayısı 57'dir.

 

– Bu sayıya, İmam Mâlik'in el-Muvatta'dan çıkardığını söylediği ve Eyyûb es-Sahtiyânî tarikiyle gelen 2 ve Fudayl b. Ebî Abdillah tarikiyle gelen 1 rivayeti de eklersek rakam 60 olur.

 

– Yahya el-Leysî versiyonunda yer aldığı halde diğerlerinde bulunmayan isnatların sayısı ise 11'dir. Bu rakama, biraz aşağıda et-Temhîd üzerinde yaptığımız çalışma neticesinde tespit ettiğimiz 5 isnadı da (11, 12, 13, 14, 15. maddeler) eklersek, rakam 16 olur.

 

20- Bu tabloda zikredilen 66 rivayetin bir veya birkaçını münferiden zikreden versiyonlar şunlardır:

 

İbn Vehb (197/812): 1 hadis.

 

Ma'n b. İsa (198/813): 9 hadis.

 

el-Ka'nebî (221/835): 5 hadis (2'si "ziyâdât"ta).

 

İbn Ufeyr (226/840): 4 hadis

 

İbn Bükeyr (231/845): 1 hadis.

 

Ebû Mus'ab (242/856): 2 hadis.

 

Diğer rivayetleri iki veya daha fazla nüsha ortaklaşa vermiştir.

 

Görüldüğü gibi İbn Abdilberr'in verdiği döküm, el-Muvatta'da kayda değer bir eleme işlemi yapıldığını söyleme imkânı vermemektedir. Zira "eleme" iddiasının doğru kabul edilebilmesi için, versiyon sahiplerinin vefat sırasına göre oluşturduğumuz tablonun başında yer alan İbn Vehb'e ait versiyonun, Yahya el-Leysî versiyonunda bulunmayan en fazla sayıdaki hadisi ihtiva etmesi gerekirdi.

 

3- Öte yandan el-Muvatta versiyonları üzerine yapılan çalışmalarda, Yahya b. Yahya el-Leysî versiyonunda bulunmadığı halde diğerlerinde yer alan kaç Sahabe ve Tabiun kavli tesbit edildiğini bilmiyoruz.[88] el-Muvatta versiyonları arasındaki karşılaştırmanın bu tür rivayetler bağlamında sağlıklı bir neticeye vardırılabilmesi için konunun bu yönünün de ortaya konması gerekir. Ancak bu, müstakil ve uzun zaman alacak bir çalışma gerektirdiğinden ve daha da önemlisi, farklı el-Muvatta versiyonlarında matbu olanların sayısının son derece sınırlı olmasından, burada meselenin bu yönüne sadece işaret etmekle yetinmek zorundayız.

 

4- ed-Dârekutnî'nin Ahâdîsu'l-Muvatta'ında, toplam olarak 641 müsned rivayet (başlıklarıyla) verilmektedir. (Bu rakama, bir kısım nüshalarda mürsel olarak rivayet edildiği halde, diğerlerinde müsned olarak rivayet edilenler de dahildir.) Bunlar arasında ed-Dârekutnî'nin kullandığı versiyonların ittifakla kaydettiği rivayetlerin sayısı 582'dir. Söz konusu versiyonlardan birinde veya birkaçında mevcut olup da, diğerlerinde olmayan rivayetlerin adedi ise sadece 59'dur.[89] Tespit edebildiğimiz kadarıyla ed-Dârekutnî'nin, el-Muvatta versiyonları içinde bazı hadislerin rivayetinde teferrüd ettiğini söylediği versiyon sahipleri ve teferrüd ettikleri hadis miktarları aşağıdaki gibidir:

 

Ebû Mus'ab: 1 hadis.[90]

 

el-Ka'nebî: 1 hadis.[91]

 

İbnu'l-Kasım: 1 hadis.[92]

 

İbn Bükeyr: 2 hadis.[93]

 

İbn Ufeyr: 4 hadis.[94]

 

Ma'n b. İsa: 5 hadis.[95]

 

Aynı şekilde el-Ğâfıkî'nin, 666 rivayet ihtiva eden Müsnedu'l-Muvatta'da zikrettiği rivayetlerin naklinde teferrüd ettiğini söylediği versiyon sahipleri ve teferrüd ettikleri hadis miktarları şöyledir:

 

el-Ka'nebî: 4 hadis.[96]

 

İbn Ufeyr: 5 hadis.[97]

 

Ma'n b. İsa: 4 hadis.[98]

 

Bu eserde, sadece Yahya el-Leysî ve Ebû Mus'ab ez-Zührî versiyonlarında mevcut olduğu söylenen 1 rivayete rastlayabildik.[99]

 

5- İmam Mâlik'in el-Muvatta'da yaptığı söylenen eleme faaliyetinin, 10 bin rivayeti bin küsür rivayete indirecek boyutta olmadığının bir diğer göstergesi de şudur: İmam Muhammed b. el-Hasan, el-Muvatta'ı İmam Mâlik'ten, halife el-Mehdî döneminin başlarında (158 yılından sonra) üç sene süreyle dinlemiştir.[100] Yahya b. Yahya el-Leysî ve Ebû Mus'ab ez-Zührî versiyonlarının, İmam Mâlik'ten ahzeylenen son versiyonlar olduğu ve İmâm Mâlik'in 179 yılında vefat ettiği göz önüne alınırsa, İmam Muhammed'in semaı ile bu ikisinin semaı arasında 20 yıl gibi bir zaman olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Bu durumda –söz konusu müddea doğrultusunda– İmam Muhammed versiyonunda, diğerlerine oranla daha fazla rivayet bulunması gerekirken, durum tam tersi istikamettedir.

 

İmam eş-Şâfi'î, İmam Muhammed'in, "Bizzat Mâlik'ten 700 küsür veya 800 civarında hadis dinledim" dediğini nakletmiştir.[101]

 

el-Leknevî'ye göre İmam Muhammed versiyonu el-Muvatta'da İmam Mâlik tarikiyle sevk edilmiş rivayetlerin sayısı 1005'tir.[102] Bu rakama mevkuf ve maktu rivayetler de dahildir.

 

el-Muvatta'ın İmam Muhammed versiyonu üzerinde bizim yaptığımız tarama ise, bu versiyonda İmam Mâlik kanalıyla muttasıl-gayri muttasıl senetlerle nakledilmiş merfu veya hükmen merfu rivayetlerin adedini 403 olarak verdi.[103] Şu halde bu versiyonda mevkuf, maktu vb. rivayetlerin sayısı da 602'dir.

 

Bu durum bizi şu kanaate götürmektedir: Bizzat İmam Muhammed, İmam Mâlik'ten 800 civarında hadis dinlediğini söylediğine göre, o, İmam Mâlik'ten dinlediği bütün rivayetleri kendi el-Muvatta versiyonunda zikretmemiş olmalıdır.

 

İmam Muhammed'in verdiği bu rakam açıkça göstermektedir ki, el-Muvatta'daki rivayetler üzerinde, iddia edildiği oranda bir "eleme" faaliyeti olması bir yana, İbn Abdilberr'in et-Takassî'de Yahya b. Yahya versiyonundaki merfu rivayetlerin sayısı olarak verdiği 853 rakamı dikkate alındığında, son el-Muvatta versiyonlarındaki merfu hadislerin sayısında –İmam Muhammed versiyonuna göre "azalma" olması bir yana, az da olsa– "artış" olduğu görülmektedir. (Bir sonraki maddede İbn Hazm tarafından Ebû Mus'ab ez-Zührî versiyonundaki rivayet adedi konusunda söylenenler için de aynı durum söz konusudur.)

 

6- İbn Hazm şöyle demektedir: "Sika kimseler içinde onu (el-Muvatta'ı) İmam Mâlik'ten en son rivayet eden kişi, yaşının genç olması dolayısıyla Ebû Mus'ab ez-Zührî'dir.[104] Kendisi Mâlik'in vefatından sonra 63 sene yaşamıştır. Oysa onun el-Muvatta versiyonu, el-Muvatta versiyonlarının en ekmelidir. Çünkü bu versiyonda mükerrerlerle birlikte 590 (müsned) hadis vardır. Mükerrerlerin atılması halinde ise bu versiyonda 559 hadis kalmaktadır. İbn Vehb'in el-Muvatta'ı İmam Mâlik'ten dinlemesi ise, Ebu Mus'ab'dan uzun zaman önce idi. İbnu'l-Kasım ve Ma'n b. İsa'nın durumu da böyledir. Ancak İbnu'l-Kasım'ın el-Muvatta versiyonunda sadece 503 (müsned) hadis vardır. İbn Vehb versiyonundaki hadislerin miktarı ise Ebû Mus'ab versiyonundaki gibidir, fazla değildir."[105]

 

7- İbn Hazm'ın zikrettiği bu rakamların, muhtelif versiyonların ihtiva ettiği hadis sayıları bakımından gerçek durumla büyük ölçüde örtüştüğünü gösteren önemli bir dökümü de Muhammed et-Tâhir b. Âşûr nakletmiştir. Buna göre Endülüs'lü hadisçi İbn. Beşkuvâl (598/1201) muhtelif el-Muvatta nüshalarını bir araya topladığı çalışmasının sonunda, 12 el-Muvatta versiyonunun ihtiva ettiği hadis[106] miktarlarını şöyle vermiştir:

 

Abdurrahman b. el-Kasım (191/806) versiyonu: 500 hadis,

 

Abdullah b. Vehb (197/812) versiyonu: 560 hadis,

 

Ma'n b. İsa el-Kazzâz (198/813) versiyonu: 490 hadis,

 

Abdullah b. Yusuf et-Tinnîsî (218/833) versiyonu: 481 hadis,

 

Mutarrıf b. Abdillah el-Yesârî (220/835) versiyonu: 607 hadis,

 

Abdullah b. Mesleme el-Ka'nebî (221/835) versiyonu: 447 hadis,

 

Yahya b. Abdillah b. Bükeyr (231/845) versiyonu: 500 hadis,

 

Yahya b. Yahya el-Leysî (234/848) versiyonu: 500 hadis,

 

Ebû Mus'ab Ahmed b. Ebî Bekr ez-Zührî (242/856) versiyonu: 590 hadis.

 

Nüsha sahiplerini vefat tarihleri itibariyle kronolojik olarak zikrettiğimiz bu listede verilen rakamların, el-Muvatta üzerinde durmadan devam eden bir ""intika" faaliyetinin yürütüldüğünü söylememize imkân vermediği açıkça görülmektedir.

 

8- İbn Abdilberr'in, et-Temhîd'de kullandığı bütün el-Muvatta versiyonlarında mürsel, mevkuf vb. tarzda yer aldığını belirttiği ve bizim tesbit edebildiğimiz 146 rivayet[107] başka tariklerden ve hatta İmam Mâlik'ten el-Muvatta dışında nakledilen rivayetlerde müsned/merfu olarak nakledildiği halde el-Muvatta versiyonlarında bu şekilde bırakılmaları düşündürücüdür. Ayrıca bu sayıya, en son el-Muvatta versiyonlarından olan Yahya b. Yahya el-Leysî versiyonundaki 61 "belağ"ı da ilave edersek, ortaya çıkan 207 gayri muttasıl rivayetin, en son versiyonlarda bile yer almasını ve elenmemiş olmasını nasıl açıklayabiliriz?

 

9- Bütün bunlara rağmen el-Muvatta'daki hadislerin zaman içinde azaltıldığı iddiasının bir an için doğru olduğunu kabul edelim. Hal böyle olsa bile bu durum, İmam Mâlik'in hadislere güvensizlik duyduğu tezini ispatlamaya yetmez. Şurası kesindir ki, eğer hatırı sayılır ölçüde bir azaltma faaliyeti olmuş ise, burada İmam Mâlik'in Hz. Peygamber (s.a.v)'in hadisleri konusunda gösterdiği hassasiyetin büyük bir payı vardır. Onun hayatına dair kaleme alınan eserlerin tümünde bu hususu gösteren çarpıcı örnekler bulunmaktadır.

 

Mesela insanlara hadis rivayet edeceği zaman abdest alması, güzel kokular sürünmesi, vakar ve sekinetine son derece dikkat etmesi, kendisi hadis rivayet ederken insanların konuşmasına –Hz. Peygamber (s.a.v)'e saygısızlık olacağı düşüncesiyle– engel olması vs. bu hususu göstermektedir.

 

Nitekim bir keresinde Ebû Hâzim'in yanına gelmiş ve oturacak yer bulamadığı için ayakta kalmıştı. Kendisine, niçin hadis ahzeylemediği sorulunca, "Hz. Peygamber (s.a.v)'in hadisini ayakta olduğum halde almayı uygun görmedim" cevabını vermişti.[108]

 

10- Yine kaynaklar, İmam Mâlik'in, herhangi bir hadis hakkında en küçük bir şüpheye kapıldığında, hadisin tümünü bıraktığını nakletmektedir.[109] Bir keresinde hadisin manası değişmediği halde metninde takdim-tehir yapmanın caiz olup olmadığı sorulduğunda şöyle demiştir: "Eğer rivayet, Hz. Peygamber (s.a.v)'in sözü ise, ravinin onu Hz. Peygamber'den geldiği gibi zikretmesi gerekir..."[110] Rivayet ettiği herhangi bir hadis hakkında kendisine, "Bu hadis senden başkasında mevcut değil" dendiğinde hemen o hadisi terkederdi. Yine kendisine, "Bu hadisi ehl-i bid'at delil olarak kullanıyor" dendiğinde yine onu bırakırdı.[111]

 

Nitekim aynı hassasiyeti fetva verme konusunda da gösterdiğini biliyoruz. Yine onun biyografisini veren kaynaklar, kendisine sorulan meselelerin pek azına cevap verdiğini, çoğunluğu hakkında ise ya susmayı veya "bilmiyorum" demeyi tercih ettiğini zikretmektedirler.[112] Nitekim İbn Vehb şöyle demiştir: "Mâlik, kendisine sorulan bir soruya cevap vermeden önce bir kimse elindeki bir sayfayı "Bilmiyorum" kelimesi ile doldurmak istese bunu yapabilirdi."[113] Keza o, meclisinde çok soru sorulmasından hoşlanmaz ve kimi zaman da soru soran kişiye, "Yazıklar olsun sana! Beni kendinle Allah arasında hüccet yapmak mı istiyorsun? Ben önce kendimi nasıl kurtaracağıma bakayım, seni sonra kurtarırım."[114]

 

İbn Abdilhakem, İmam Mâlik'in ilim meclisinde otururken ve kendisine bir soru sorulduğunda renginin nasıl değiştiğini, başını önüne eğip sessizce Allah'ı zikrettiğini ve "Mâşâallâh; lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh" demekle yetindiğini nakletmektedir.[115]

 

Yine Kadı Iyâd şöyle naklediyor: "eş-Şâfi'î şöyle demiştir: "Mâlik'e, "İbn Uyeyne'de, sende bulunmayan hadisler var" denildi; Mâlik şöyle mukabele etti: "Her işittiğimi insanlara rivayet ettiğim takdirde ahmağım demektir. (Bir diğer rivayette, "onları dalalete düşürmek istemiş olurum" şeklindedir.) Benden öyle hadisler çıktı (ve yayıldı) ki, her ne kadar kamçılanmaktan en çok korkan kişi olsam da, keşke o hadisleri rivayet etmeseydim de, onların her biri için bir kamçı yeseydim." Bir diğer rivayette de şöyle demiştir: "Hakkında konuştuğum (fetva verdiğim) her bir mesele için bir kamçı yemeyi isterdim."[116]

 

Bütün bunlar göstermektedir ki İmam Mâlik, gerek hadis naklinde, gerekse fetva verme işinde olağanüstü bir sorumluluk duygusuna ve hassasiyete sahip idi. Bu da onun, başta Hz. Peygamber (s.a.v)'in hadisleri olmak üzere "ilme" olan saygısından ve takvasından ileri geliyordu.

 

Nitekim Ebû Mus'ab ez-Zührî versiyonunu tahkik ederek neşre hazırlayanlar, İmam Mâlik'in, bu versiyonda yer aldığı halde Yahya b. Yahya el-Leysî versiyonunda bulunmayan içtihadlarının sayısının 68 olduğunu tespit etmişlerdir.[117]

 

Bu durum, İmam Mâlik'in, "hadislere güvensizliği" nedeniyle zaman içinde el-Muvatta'daki hadislerde eleme yaptığı tezinin doğru olmadığını gösteren bir başka husustur. Zira bir an için bu tezin doğru olduğunu kabul etsek bile, onun birtakım içtihadlarının Ebû Mus'ab ez-Zührî versiyonunda yer aldığı halde Yahyâ el-Leysî versiyonunda niçin bulunmadığı sorusuna bir cevap bulmak imkânsız hale gelmektedir. Çünkü onun bu tasarrufunun gerekçesini, –yukarıda belirttiğimiz– ilim anlayışından, sorumluluk duygusundan ve takvasından soyutlayarak açıklayabilmek kabil değildir

 

 

Sonuç

Bu çalışmada ortaya konan hususlar göstermektedir ki;

 

Yahya el-Leysî versiyonundaki merfu (gerek bu versiyonda müsned olarak zikredilen, gerekse orada mürsel ve mevkuf olarak zikredildiği halde, diğer el-Muvatta versiyonlarında, İmam Mâlik'in el-Muvatta dışındaki hadisleri meyanında ve İmam Mâlik'in yer almadığı başka senetlerde müsned olarak zikredilen) rivayetlerin toplamı –daha önce de zikrettiğimiz gibi İbn Abdilberr'in sayımına göre– 853'tür. Bu rakama, diğer el-Muvatta versiyonlarında mevcut olup da, Yahya el-Leysî versiyonunda bulunmadığını tespit ettiğimiz 60 merfu rivayeti de eklersek, varacağımız sonuç şu olacaktır: İbn Abdilberr'in et-Temhîd ve et-Takassî'de kullandığı el-Muvatta versiyonlarında toplam olarak 913 merfu rivayet vardır.

 

el-İstizkâr'ı esas aldığımızda Yahya el-Leysî versiyonundaki her türden rivayetin toplam adedi 1897'dir. Bu rakama, 1. maddede sözünü ettiğimiz 60 merfu rivayeti eklersek 1957 rakamını buluruz ki, bu sayı bize, bütün el-Muvatta versiyonlarındaki her türden rivayetin toplam adedi hakkında yaklaşık bir fikir verebilir. (Diğer versiyonlarda mevcut olduğu halde Yahya el-Leysî versiyonunda bulunmayan mevkuf ve maktu rivayetler hakkında kesin bir bilgimiz olmadığı için burada sadece Yahya el-Leysî versiyonundaki mevkuf ve maktu rivayetler itibara alınmıştır.)

 

Şu halde gerek Kadı Iyâd ve gerekse ondan sonra el-Muvatta konusunda eser vermiş olan diğer müelliflerin naklettikleri "eleme iddiası"nın el-Muvatta'daki hadisleri 10'da 1'e indirecek seviyede yapıldığını kabul etmek mümkün görünmemektedir.

 

İbn Abdilberr, et-Temhîd'de, Talha b. Abdilmelik hadisinin Yahya el-Leysî versiyonunda yer almaması üzerinde dururken şöyle der: "Yahya b. Yahya, el-Muvatta versiyonunda, diğer versiyona sahiplerinin rivayet ettiği hiçbir ahkâm hadisini fevt etmemiş, kaçırmamıştır. Bunun tek istisnası Talha b. Abdilmelik'in bu hadisidir. Diğer versiyon sahiplerinin"el-Muvatta'da rivayet ettiği (ve Yahya el-Leysî versiyonunda bulunmayan) diğer hadisler ise, ahkâm alanı dışındaki konulara ilişkin hadislerdir ("innemâ hiye ahâdîs min ahâdîsi'l-câmi' ve nahvih"), ahkâm hadisi değildirler. Bunların çoğunluğu veya tamamı ma'lul (illetli bulunmuş)'dur, Mâlik'ten nakillerinde ihtilaf vardır. Bu rivayetleri almama tavrında Yahya'ya (başka versiyon sahipleri tarafından) muvafakat edilmiştir; Yahya'nın kendi el-Muvatta versiyonundan iskat ettiği bütün hadisler hakkında el-Muvatta ravilerinden bir grup da Yahya'ya mütabaat (muvafakat) etmiş ve bu hadisleri kendi versiyonlarından iskat etmişlerdir. Bunun tek istisnası Talha'nın bu hadisidir. Bunun dışında kalan hadislerin el-Muvatta'dan iskatında ise (versiyon sahiplerinden) bir grup, Yahya'ya mütabaat etmiştir; diğerleri ise bunda ona muhalif kalmışlardır. Bu noktayı bu babın sonunda zikrettik. Yahya, el-Muvatta'ı Mâlik'e en son arz eden ravidir. Onun, kendi versiyonundan iskat ettiği hadisler, Mâlik'in ihtiyar ve ayıklaması ile olmuştur. Allah en iyisini bilendir."[118]

 

Dolayısıyla bu çalışmada ortaya koymaya çalıştığımız hususlara rağmen, İmam Mâlik'in 10.000 hadisi 1.000'e indirecek boyutta eleme yaptığı nakli eğer gerçeği anlatıyorsa şu anlamda olmalıdır: İmam Mâlik, el-Muvatta'ı kaleme alırken 10.000 hadisten yola çıkmış ve bu hadisler arasından bir seçme yaparak adı geçen eserini yazmıştır. Zaman içinde bu eserinde kimi eksiltmeler yapmış ise de, bu eksiltme nicelik olarak yukarıda zikredilen orana ulaşacak boyutta kesinlikle olmamıştır. Şu halde burada zikredilen 10 bin rakamını, İmam Mâlik'in elinde bulunan bütün hadislerin yuvarlak toplamı olarak kabul etmek daha uygun görünmektedir.

 

Nitekim Kadı Iyâd'ın yer verdiği bir nakil bu söylediğimizi destekler mahiyettedir. O şöyle der: "Ahmed b. Sâlih şöyle demiştir: "Mâlik'in esas aldığı rivayetleri araştırdım ("nazartu fî usûli Mâlik"); bunların 12 bin civarında olduğunu gördüm." Bazıları şöyle demiştir: "O dönemde Ehl-i Medine'nin elinde bulunan hadislerin miktarı bu kadardır. Mâlik bu miktarın ancak 3'te 1'ini rivayet etmiştir."[119]

 

Bu alıntı, bu yazının başında el-Muvatta hadislerinin miktarı konusunda Atîk ez-Zübeyrî ve Süleyman b. Bilâl'den yapılan nakillerde zikredilen "10 bin" ve "4 bin" rakamlarının neyi ifade ettiği konusunda bize önemli bir ipucu vermektedir.

 

Yine bu alıntıdan hareketle şunu söyleyebiliriz: İmam Mâlik el-Muvatta'ı kaleme aldığı zaman, o dönemde Ehl-i Medine'nin elinde bulunan 10 bin rivayet arasından (mükerrerlerle birlikte) 4 bin kadar merfu, mevkuf ve maktu rivayeti seçerek bu eserine dercetmiştir. Zaman içinde bu 4 bin kadar rivayet arasından bir kısmını çıkarmıştır. Ebû Bekir el-Ebherî'nin verdiği 1720 rakamı da, son el-Muvatta versiyonlarındaki durumu yaklaşık olarak anlatıyor olmalıdır.

 

Ancak önemle belirtmek gerekir ki, muhtelif el-Muvatta versiyonlarından zaman içinde atılan bu rivayetlerin bir kısmı, ya aynı metnin farklı isnatlarının veya değişik varyantların "hazfı", yahut da –İbn Abdilberr'in de belirttiği gibi– ahkâm bahsi dışında kalan bir kısım rivayetler ya da mükerrerler olmalıdır. Bunun yanında bu eserden atılan rivayetlerin çoğunluğunu mevkuf ve maktu rivayetler oluşturmuş olmalıdır. Zira ed-Dârekutnî, el-Ğâfıkî ve İbn Abdilberr'den hareketle yukarıda zikrettiğimiz rakamlar, iddia edilen boyuttaki bir eleme işinin merfu rivayetler hakkında yapılmış olamayacağını ortaya koymaktadır.

 

Bütün bunların yanında İbn Hazm'ın, Ebû Mus'ab ez-Zührî versiyonunun İmam Mâlik'ten ahzeylenen en son versiyonlardan olduğu yolunda söyledikleri dikkate alınacak olursa, bu versiyonda Yahya el-Leysî versiyonuna oranla daha fazla rivayet bulunması –ez-Zehebî'nin de belirttiği gibi[120] durumun tam aksi istikamette olduğunu gösterir. Zira bu durumda İmam Mâlik'in, zaman içinde el-Muvatta'daki rivayetleri azalttığını değil, tam tersine artırdığını söylememiz gerekir. İmam Muhammed versiyonu ile İbn Abdilberr'in et-Takassî'sindeki merfu-hükmen merfu rivayetlerin adedi konusunda yukarıda yaptığımız karşılaştırma da bizi aynı sonuca götürmektedir.

 

Bu hususta daha kesin bir kanaate varabilmek için, daha fazla el-Muvatta versiyonunun neşredilmesiyle birlikte, muhtelif versiyonlarda bulunan –özellikle– mevkuf ve maktu rivayetlerin karşılaştırılması gerekmektedir. Zira merfu rivayetlerin muhtelif versiyonlardaki durumunu, yaklaşık bir kanaat hasıl edecek tarzda bu çalışmada ortaya koyduğumuzu düşünüyoruz.

 

Doğruyu Allah Teala bilir.

 

 

 

 

 

--------------------------------------------------------------------------------

 

DİPNOTLAR

 

 

 

[1] Bu doğrultudaki birkaç iktibası ilerleyen sayfalarda göreceğiz.

 

[2] Kadı Iyâd'ın, Ebû Mus'ab ez-Zührî'ye dayanarak verdiği bilgiye göre (Tertîbu'l-Medârik, I, 192) Ebû Ca'fer el-Mansûr (158/774) vefat ettiği zaman el-Muvatta'ın tasnifi henüz tamamlanmamıştı.

 

[3] Dr. Ali Vasfi Kurt, yoğun emek mahsulü olduğu anlaşılan Endülüs'de Hadis ve İbn Arabî adlı doktora tezinde (156), muhtemelen Fuad Sezgin'in Târîhu't-Turâs'da (I/3, 135) söylediklerini esas alarak el-İstizkâr ve et-Takassî'nin et-Temhîd'den önce kaleme alındığını söylemekteyse de, vakıa tam tersidir. Bu çalışmamızın eksenini teşkil eden et-Temhîd'de el-İstizkâr'a sadece bir atıf yapılmışken (IV, 234), el-İstizkâr'ın hemen her babında et-Temhîd'e atıf yapılmış olması bu söylediğimizi doğrulamaktadır. (et-Temhîd'deki söz konusu tek atıf, el-İstizkâr'ın telifinden sonra onu yeniden gözden geçirirken yapılmış olmalıdır.)

 

el-İstizkâr'ın mukaddimesinde (I, 163 vd.) yer alan ve "İlim ehlinden bir grup (...), Kitâbu't,-Temhîd'i el-Muvatta tertibine göre (yeniden) tanzim etmemi istedi..." diye başlayıp devam eden ifadeler bu konuda en küçük bir şüpheye yer bırakmayacak denli açıktır.

 

Öte yandan İbn Abdilberr, et-Takassî'nin mukaddimesinde de (9-10), bu eserini et-Temhîd'den sonra kaleme aldığını açıkça belirtmekte, et-Temhîd'in ayrıntılı ve hacimli olmasının doğurduğu güçlüğü, onu ihtisar ederek ortadan kaldırmayı amaçladığını söylemektedir.

 

Yeri gelmişken bir noktaya daha değinelim: Fuad Sezgin, mezkûr eserinde (I/3, 131) el-Muvatta'ın ravileri ve bunların oluşturduğu versiyonlar üzerinde dururken İbn Abdilberr'in ez-Ziyâdât elletî Teka'u fi'l-Muvatta' İnde Yahyâ b. Yahyâ an Mâlik diye bir eserinden söz eder ki, bu bir zühuldür. Zira orada belirttiği yerdeki eser (ki şimdi A.Ü. DTCF Kütüphanesi'ndedir) et-Takassî'dir. Târîhu't-Turâs'daki bu ifade üzerine A.Ü. DTCF Kütüphanesi'ne gittik ve eseri bulduk. Kapak sayfasında gerçekten de Sezgin'in zikrettiği cümle mevcuttu. Ancak muhtevasını incelediğimizde -dediğimiz gibi- bu eserin et-Takassî'den başkası olmadığını gördük. Üstelik Sezgin, yine mezkûr eserinde (I/3, 135) et-Takassî'yi de anmakta, ancak bu defa da onun İbn Abdilberr'e ait olduğundan söz etmemektedir.

 

[4] el-Kevserî, ed-Dârekutnî'nin Ahâdîsu'l-Muvatta adlı eserine yazdığı takdim yazısı, 3.