AYNA

 

ben

sabâ bir ney gibi ağlaç

kendi sürgününde büyüyen sancı,

bir yıkımın süregen ritmiyim yaşadıkça.

insanlara uzanan elleri bilmek,

kement üretimini, sigara molalarını

solgun güzelliğime birşey kazandırmıyor.

ne çocukluğumun kirli ve soyuk

dizleri dirsekleri

amme cüzü taşımalarım koltuğumda

ne şimdi yumruklarımda biriken sonra çözülen

kin yetiyor dağıtmaya çehremde

biriken karanlığı.

gençlik eğreti bir gülüştür

sakallarım gibi yüzümde, ağrıyan bir gülüş.

ben

yanlış soruların çarpık cevabı çünkü

konuşunca korkunç elleri oluyor çocukların

birbirlerine yürüyorlar,

gözleri oyulmuş bir ceset buluyorum her sabah

kapı önümde susunca.

her tren kalkışınca yıkılırım baştan başa

kendime kısılır kalırım dağılır bütün kuşlar

herşey yeniden biter.

her seferinde terk edilmenin girdabında

bırakır beni yolcular -ki siyah ve sessiz-

yolcular

neden yardan bir selam değilsiniz.