SIDK.. 1

Kelimenin Aslı, Manaları ve Tanımı 1

Doğruluğun Mertebeleri 2

Doğruluğun önemi 2

 

 

 

SIDK

 

Ey iman değerine ermiş olanlar! Allah'a karşı sorumluluk bilincinden uzaklaşmayın ve hep doğru sözlü kimselerden olun.” [1]

İnsan hayatını bir bütün olarak tanzim etmek için gelmiş olan İslam, insanların doğru yaşamalarını sağlayacak ölçüler koymuştur. Bu ölçülerin tamamını kabul edip içselleştirmek, gerçek anlamda iman etmiş olmanın ilk şartıdır. İslam, gönül­lerde yer eden ilahi değerleri yaşanan hayata da katmak için doğruluk ölçüsünü koymuş, Allah katında insanı üstün kılan vasıflardan birinin de sıdk/doğruluk olduğunu bildirmiştir. [2] Şimdi Kur’an'da övgüye mazhar olanların özellikleri arasında en önemli yeri alan sıdk mefhumunu, manalanyla birlikte belirtmeye çalışalım. [3]

 

Kelimenin Aslı, Manaları ve Tanımı

 

Sözlükte doğru söylemek, doğru haber vermek, sözünü yeri­ne getirmek, doğru ve düzgün iş yapmak [4] gibi anlamlara gelen sıdk kelimesi, [5] ayrıca, "vefalılık ve kalp doğruluğu" manasına da gelir. Bu yüzden, İslami terminolojide sıdk kavramı "niyette, sözde ve davranışta doğru olup doğrulukla iş görmeyi" ifade etmek için kullanılır. Bu kelimenin karşıtı ise “yalan ve yalan­cılık" anlamına gelen kizibdir. [6]

İslarili bir mefhum olarak sıdk "dinde niyet, söz ve amelce doğru olmak" demektir. Tariften de anlaşılacağı gibi sıdk, ni­yetlerde, yapılan işlerde ve hak dinde kalben, kavlen ve fiilen doğru olmaya işaret etmektedir. Kelime belirtilen durumlara işaret ettiği içindir ki dini bütünüyle kabul edip onu doğru bir şekilde yaşayana sıddîk denilmiştir. [7] Görüldüğü gibi özde, söz­de ve işte ilahi ölçülere uygun davranma manasına gelen doğ­ruluk, müminlerin en bariz özelliği, İslam'ın da vazgeçilmez kaidelerinden biridir. [8]

 

Doğruluğun Mertebeleri

 

Yaşamımızda doğruluk denince çoğu zaman aklımıza gelen "doğru konuşmak"tır. Oysa sıdk mefhumu, çok daha geniş kap­samlı olup her türlü doğru inanç, söz ve iyi işi de ihtiva etmek­tedir. Muhtevası oldukça geniş olan doğruluğu mertebeleriyle incelemek konuya daha da açıklık getirecektir. Bu mertebeleri şöylece sıralamak mümkündür:

a) Dilin doğruluğu: Yalan veya gerçeğe aykırı söz söyle­memek, demektir. Bu, genelde bütün insanların düşündüğü doğruluktur. Doğruluğun bu mertebesi, iman ve İslam'ın da en belirgin emaresidir. Çünkü İslam'da dil ile söylenene kalbin iş­tirak etmesi gerekli görülmüş, bunların birbirlerine ters düşme­leri ise münafıklık sayılmıştır. [9] Şu halde sadakat imanın, yalan da nifakın semeresi olmaktadır.

b) Kalbin doğruluğu: Hakkı kabul ve iyiyi arzu etmek de­mektir. Dil kalbe tabi olduğundan insan kalbi ile doğruyu arzu etmedikçe diliyle gerçek manada doğruyu söyleyemez. Doğru­yu söylemeyince de hakiki manada doğru olamaz. Bunun için Kur’an, kalpleriyle dilleri bir olmayanların doğru kişiler olama­yacaklarını bildirmiştir. [10]

c) Amel(iş)in doğruluğu: İyi işlerin hakka mutabık olarak yapılması, ya da zahiri işlerin batini vasıflara uygun olmasıdır. Zahirin batına uymaması maksatlı olursa buna riya denir. Riyada ihlası ve doğruluğu yok eder, yapılan işi de geçersiz kılar. Demek ki ideal anlamda doğruluk, dilin, kalbin ve amelin hak ölçüsünde olması, söze yalan, işe de hile katılmamasıdır. [11]

 

Doğruluğun önemi

 

Doğruluk, Allah'ın sıfatlarının en önemlilerindendir. [12] Ayrıca peygamberlerin de başlıca özelliklerinden biridir. [13] Allah'ın hoş­nutluğunu kazanmış olanların vasıfları arasında da İslam, iman ve Allah'a itaatten sonra en mühim yeri sadakatin alması [14], doğ­ruluğun değerini ve önemini yeterince ortaya koymaktadır. Za­ten din, bir bütün olarak doğruluktur. Bu yüzden Kur’an, doğ­ruluktan maksadın İslam olduğuna işaret eder. [15] Kur’an'da doğ­ruluğun faziletine ve önemine dikkat çeken pek çok ayet vardır. Bunlardan biri de “Ey îman değerine ermiş olanlar! Allah'a karşı sorumluluk bilincinden uzaklaşmayın ve hep doğru sözlü kimselerden olun.” [16] anlamındaki ilahi buyruktur. Bu ayet sıdkın faziletinin ve derecesinin üstünlüğüne delildir. [17] Çünkü ayette geçen sadıklardan maksat, "dinde niyet söz ve amelce doğru olan sıdk ve yakin ehlidir." [18]

Her konuda olduğu gibi doğrulukta da tek rehberimiz olan Peygamber (as)'in:

"Doğruluk insanı hayra, hayırlı işler de cen­nete; yalancılık ise insanı şerre, şer de cehenneme götürür." [19] anlamındaki hadisi, doğruluğun önemine yeterince açıklık geti­rirken yalancılığın da ne kötü bir fiil olduğuna dikkat çeker.

Dünya hayatında olduğu gibi ahirette de başarının vesilesi doğruluktur. [20] İslam'da sıdkla ilgili hükümlerin bir hayli çok olması, fert ve toplum hayatında doğruluğun ne kadar önemli olduğunun bir başka ispatıdır. Doğruluk olmazsa kalp her çeşit kötülüğün yuvası haline gelir. Böyle bir kalbe sahip olan kim­seler için de iyilik yolları kapanmış olur.

Kur’an, hakiki doğruluğa ancak tevhid inancına bağlı kalına­rak ulaşılabileceğini belirtmiştir. [21] Davranıştaki kusurların, imanda yakin derecesine ulaşamamaktan kaynaklandığına dik­kat çeken Kur’an, [22] sıdkın ancak kâmil iman ile elde edilebilece­ğini beyan etmiştir. [23] Kur’an'da sadıkların zikredildiği ayetler dikkatlice incelenirse, onların kâmil bir imana sahip oldukları, iyi işler yaptıkları, ilim ve amelde de en yüksek seviyeye ulaş­mış oldukları görülür. [24]

Netice olarak diyebiliriz ki sıdk, İslam'ın vazgeçilmez kai­desi, müminlerin de en bariz özelliklerinden biridir. Şu halde doğru mümin, her şeyden önce hak sözün canlı bir tercümanı, inandığı hak nizamın da müşahhas bir numunesi olmak duru­mundadır. Çünkü gerçek Müslüman, özünde, sözünde, işinde, gidişinde ve her türlü davranışında dosdoğru olan insandır. İn­sanın istikbali de doğruluktaki başarısına ve becerisine bağlıdır. [25]

 

 

 



[1] Tevbe: 9/119

[2] Bkz. Âl-i İmran: 3/17; Ahzab: 33/35

[3] Fahrettin Yıldız, Kur’an Aydınlığında Hayatı Doğru Yaşamak, İşaret Yayınları: 137.

[4] Bkz. İbn Manzur. Lisanu'I Arab, X, 193-196

[5] Sıdık kelimesi, s d k kökünü türemiş şeklidir. Bu kök çeşitli kullanım biçmleriyle Kuratvın tamamında 155. (bkz. M. İsmail İbrahim. Mucemu'l etfâzivel alami'I Kur'aniyye, s.286-287) Sidik şekli ise 14 kez geçer. Sidik kelimesinin yer aldığı sure ve ayetler şunlardır: Kamer: 54/55; Meryem: 19/50; Şuara: 26/84: İsrâ: 17/80 (2); Yunus: 10/2, 93: Enam: 6/115: Zümer: 39, 32,33: Ahkaf: 46/16: Ahzab: 33/8, 24: Maide: 5/119

[6] Bkz. İbn Manzur. age. X. 193

[7] Bkz. Bakara: 2/177; Nisa: 4/62; Hadid: 57/19

[8] Fahrettin Yıldız, Kur’an Aydınlığında Hayatı Doğru Yaşamak, İşaret Yayınları:137-138.

[9] Bkz. Ahzab: 33/24

[10] Bkz. Manafikun: 63/1

[11] Fahrettin Yıldız, Kur’an Aydınlığında Hayatı Doğru Yaşamak, İşaret Yayınları: 138-139.

[12] Bkz. Nisa: 4/87, 122

[13] Bkz. Yasin: 36/52; Meryem: 19/41, 56

[14] Bkz. Ahzab: 33/35

[15] Bkz. Zümer: 39/32

[16] Tövbe: 9/119

[17] Bkz Râzi et-Tefsiru’l kebir, XVI, 221

[18] Bkz. Sâbuni, Safvetü 'l tefasir, 1 567

[19] Bkz. Ahmed ez-Zebidi. Tecrid Tercemesi, XII, 146

[20] Bkz. Ahzab: 33/24; Maide: 5/119

[21] Bkz. Hadtd 57/19: Hucurat: 49/15

[22] Bkz. Muhammed: 47/20-21

[23] Bkz. Ahzab: 33/23-24

[24] Bkz. Bakara: 2/117

[25] Fahrettin Yıldız, Kur’an Aydınlığında Hayatı Doğru Yaşamak, İşaret Yayınları: 139-140.