Dini bir terim olarak
“Rabb”: varlıklar alemini yaratan, terbiye ederek geliştiren, onları maddi ve
manevi olgunluğa götüren, terbiyenin bütün gereklerine malik ve herşeye sahip
olan “Allah” anlamına gelmekte olup, Allah'ın umumi isimlerindendir. Görüldüğü
gibi “Rabb” kelimesi, dinî bir terim olarak incelendiğinde, “Allah” ve “yaratan”
anlamlarına gelmektedir.
İslamiyetten önceki
araplar, ilahlarını veya onlardan bazılarını Rabb ismiyle ifade ediyorlardı.
“Râbb” kelimesi, şimali Sami dillerinde “Çok büyük” manasına gelir. Kelime bu
anlama geldiğinden dolayı “el-Lât”, bir taş ve kaya suretinde olmasına rağmen
büyük tanınıp hürmet gördüğü için, Taif'te “el-Rabbe” sıfatını taşıyordu.
Kur'an'da “Rabb”
(bilhassa iyelik ekleri ile) Allah için kullanılan kelimelerden biridir.
Kelime, Kur'an'da bu şekilde kullanıldığı için, Hz. Muhammed (s.a.v.) “Sizden biriniz (efendisine) Rabbim demesin,
efendim desin” buyurarak, kölenin, efendisine nida şeklinde “Rabb” diye
hitap etmesini uygun bulmamış, “Rabbî: Rabbim” yerine, “Seyyidi: efendim”
denilmesini istemiştir. Hz. Muhammed'e ilk nazil olan ayetlerde “yaradan Rabbi'nin adıyla oku”[1]
buyurulurken, yine ilk nazil olan surelerin birinde Allah için, “Bu mabedin Rabbi”[2] denilmektedir.
Rabb, sadece terbiye
eden, (mürebbi) anlamında olmayıp, yardım etmek, yol gösternıek, tasarruf
etmek, korumak, her şeye hakim olmak, emretmek ve yasaklamak, sakındırmak
gibi terbiyenin bütün gereklerine sahip olabilmeyi de ifade etmektedir. Bunun
için “Rabb” denilince, sadece terbiye ve malik olma durumları değil, her şeye
sahip olan ebedî ve sonsuz kudret sahibi “Allah” anlaşılmalıdır. Bu
özelliğinden dolayı “Rabb” kelimesi, Allah'tan başka varlıklar için, bir şeye
izafe edilmeden tek olarak kullanılamaz.
Şu halde Kur'an'da
“Rabb” ismi, sonsuz kudreti ile her şeyi idaresi altına alan, yöneten, terbiye
eden ve bunları yapabilecek kudrete malik olan “Allah” anlamına gelmektedir.
Ayrıca “Rabb” ismi, her şeyi idare eden koruyup gözeten, hakimiyeti altında
bulunduran ve gerçek Rabb olan Allah'a, O'nun Rubbûbiyet bağına, mutlak tevhid
ve tam bir kulluk şuuru ile bağlanmayı da ifade etmektedir. Allah'dan
başkasının hükmünü hüküm edinmemek, O'nun dinini her şeyden üstün tutmak, bütün
mahlukatı O'nun mutlak hakimiyetine mahkum bilmek, Allah'ı gerçek Rabb olarak
tanımak demektir. Yüce Allah'ın mutlak Rabbliğini ve O'nun her şeyin Rabbi
olduğunu, böyle bir Rabb'e nasıl inanılması gerektiğini, O'na ne şekilde
kulluk edileceğini, Kur'an'daki Rabb'a ilgili ayetlerden, daha net bir şekilde
öğrenmekteyiz.