Meleklere: “Âdem'e secde edin” demiştik, hemen secde
ettiler. Yalnız iblis diretti, böbürlendi, inkarcılardan oldu.[1]
Sizi yarattık, sonra size şekil verdik, sonra da
meleklere: “Âdeme secde edin!” dedik, hepsi secde ettiler. Yalnız iblis etmedi.
O secde edenlerden olmadı.[2]
(Allah) buyurdu: “Sana emrettiğim zaman seni secde
etmekten alıkoyan nedir?” (İblis) “Ben dedi ondan hayırlıyım. Beni ateşten
yarattın, onu çamurdan yarattın.” [3]
Yalnız iblis, secde edenlerle beraber olmayı kabul
etmedi. (Allah): “Ey iblis, nen varki sen secde edenlerle beraber olmadın.” Dedi.
(İblis); “Ben bir salsalden (pişmemiş çamurdan) değişken bir balçıktan yarattığın
insana secde etmem” dedi. (Allah): “Öyleyse çık oradan (meleklerin içinden
çık) dedi, çünkü sen kovuldun!”. “Ta, ceza gününe kadar üzerine lanet
edilecektir.” [4]
Meleklere: “Âdeme secde edin!” demiştik. Secde
ettiler, yalnız iblis etmedi. “Ben, çamur olarak yarattığın kimseye secde eder'
miyim? dedi.[5]
Meleklere: “Âdem'e secde edin!” demiştik, secde
ettiler, yalnız iblis, (etmedi). O cinlerdendi. Rabb'inin emrinden dışarı çıktı.
Şimdi siz, (kibir ve gurura kapılmak suretiyle) beni bırakıp onu ve onun
neslini dostlarını ediniyorsunuz? Oysa onlar, sizin düşmanınızdır...[6]
Meleklere: “Âdem'e secde edin” demiştik, secde
ettiler, yalnız İblis diretti. [7]
Dedik ki: Ey Âdem bu, senin ve eşinin düşmanıdır.
Sakın sizi Cennetten çıkarmasın...[8]
Nihayet şeytan ona fısıldayıp: “Ey Âdem, sana ebedilik
ağacını ve yok olmayacak bir hükümranlığı
göstereyim mi? dedi.[9]
Yalnız iblis (secde) etmedi, büyüklük tasladı ve
kafirlerden oldu. [10]
(Rabb'in) ona dedi ki: “Ey iblis, iki elimle (bizzat
kudretimle) yarattığıma secde etmekten seni alıkoyan nedir? Büyüklükmü
tasladın, yoksa yücelerden mi oldun?[11]
Onlar ve azgınlar, tepe taklak oraya atıldılar.
İblisin bütün askerleride.[12]
Andolsun İblis, onlar hakkındaki zannını doğru
çıkardı, inanan bir bölükten başka (hepsi) ona uydular,[13]
Derken şeytan çirkin yerlerini kendilerine göstermek
için onlara fısıldadı: “Rabb'iniz başka bir sebepten dolayı değil, sırf melek
olursunuz yada ebedi kalıcılardan olursunuz diye sizi şu ağaçtan men etti” dedi
[14]
Ve onlara: “Elbette ben size öğüt verenlerdenim” diye
de yemin etti. [15]
Böylece onları aldatarak aşağı sarkıttı, (onları
önceki mevkilerinden indirdi) Ağacın (meyvasını) tadınca çirkin yerleri kendilerine
göründü ve cennet yapraklarını üst üste yamayıp üzerlerine örtmeye başladılar.
Rabb'leri onlara ünledi; “Ben sizi o ağaçtan men etmedim mi? Ve, şeytan size
apaçık düşmandır, demedim mi?” [16]
Ey Âdem oğulları, şeytan ana babanızı, çirkin
yerlerini onlara göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi,
sizi de (şaşırtıp) bir belaya düşürmesin! Çünkü o ve kabilesi, sizin onları
göremiyeceğiniz yerlerden sizi görürler. Biz şeytanları inanmıyanların
dostları yaptık. [17]
Derken şeytan' onları (n ayağını) oradan kaydırdı,
içinde bulundukları (nimet yurdu) ndan çıkardı. (Biz de) dedik ki: “Birbirinize
düşman olarak inin. Sizin, yer yüzünde kalıp bir süre yaşamanız lâzımdır.[18]
Ey insanlar, yer yüzünde bulunan helal ve temiz
şeylerden yeyin, şeytanın adunlarını izlemeyin. Çünkü o, sizin apaçık
düşmanınızdır. [19]
Ey insanlar, hepiniz birlikte islama (veya barışa)
girin. Şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, size apaçık düşmandır. [20]
Şeytan sizi fakirlikle korkutur, (Fakir düşeceğinizi
söyleyerek sadaka vermekten geri kalmanızı ister) ve size çirkin şeyleri
yapmanızı emreder. Allah ise size mağfiret ve lütuf va'dediyor. Şüphesiz
Allanın lûtfu geniştir, bilendir.[21]
Faiz yiyenler, ancak şeytanın çarpmış olduğu kimsenin
kalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların “Alış - verişte faiz gibidir.” Demelerinden
ötürüdür. Oysa Allah alış verişi helal, faizi haram kılmıştır.[22]
Bunlar mallarını insanlara gösteriş için verirler, ne
Allah'a, ne de âhiret gününe inanmazlar. Kimin arkadaşı şeytan olursa, arkadaş
bakımından hali çok yamandır.[23]
Eğer size Allah'ın lûtfu ve rahmeti olmasaydı, pek
azınız hariç, şeytana uyardınız.[24]
(O şeytan) ki Allah ona lanet etti ve o da “Elbette
senin kullarından belirli bir pay alacağım” dedi.[25]
“Onları mutlaka saptıracağım, mutlaka onları boş
kuruntulara sokacağım ve onlara emredeceğim: Hayvanların kulaklarını
yaracaklar, onlara emredeceğim: Allah'ın yaratışını değiştirecekler!” Kim
Allah'ın yerine şeytanı dost tutarsa, muhakkak ki açık bir ziyana uğramıştır. [26]
(Şeytan) onlara söz verir, ümit verir, fakat şeytanın
onlara va'di, aldatmadan başka bir şey değildir.[27]
İki topluluğun karşılaştığı gün, içinizden yüz
çevirip gidenleri, yaptıkları bazı işlerinden dolayı şeytan (yoldan) kaydırmak
istemişti. Ama yinede Allah, onları affetti. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır.
Halimdir. [28]
O şeytan sizi kendi dostlarından korkutuyor, eğer
inanmış iseniz, onlardan korkmayın, benden korkun.[29]
Ey insanlar, şarap kumar, dikili taşlar (putlar),
(üzerine yazılar yazılmış) şans okları, (çekmek ve bunlara, göre hareket etmek)
şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz.[30]
Şeytan, şarap ve kumar (yolu) ile aranıza düşmanlık
ve kin sokmak, sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alakoymak istiyor. Artık .
(bunlardan) vaz geçtiniz değilmi? [31]
(Kesilirken) üzerine Allah'ın adı anılmayan
(hayvanlardan yemeyin! (Çünkü o(nu yemek), yoldan çıkmadır. Şeytanlar,
dostlarına sizinle mücadele etmeleri için fısıldar (telkinde bulunur) lar.
Eğer onlara uyarsanız şüphesiz sizde ortak koşanlar gibi olursunuz.[32]
Allah'ın size verdiği rızıktan yeyin, şeytanın
adımlarını izlemeyin (onun peşinde gitmeyin). Zira o, sizin için apaçık bir
düşmandır.[33]
Allah'a and olsun ki senden önceki milletlere de
(peygamberler) gönderdik; Şeytan onlara yaptıkları işleri süsledi, (bu yüzden
peygamberleri yalanladılar) O, bu günde onların dostudur. Onlar için acı bir
azab vardır.[34]
(O) bir topluluğu doğru yola iletti, bir topluluğa da
sapıklık müstehak oldu. Çünkü onlar, şeytanları Allah'dan başka dostlar
tuttular ve kendilerininde doğru yolda olduklarını sanıyorlar.[35]
İş bitirildikten sonra şeytan (onlara) şöyle dedi; “Allah
size gerçek va'detti, ben de size va'dettim ama ben sözümden caydım! Benim
(küfre zorlayacak) bir gücüm yoktu. Sadece sizi (küfür ve isyana) davet ettim,
sizde benim davetime koştunuz. O halde beni yermeyin, kendi kendinizi yerin! Ne
ben sizi kurtarabilirim, nede siz beni kurtarabilirsiniz! Ben, önceden beri (Allah'a)
ortak koşmanızı da tanımamıştım zaten. Doğrusu zalimler için acı bir azab vardır.
[36]
O zaman şeytan onlara yaptıkları işi süsleyip (güzel
göstermiş) “Bu gün insanlardan sizi yenecek kimse yoktur, (korkmayın), ben
sizin yanınızdayım”! demişti. Fakat iki topluluk bir birini görünce ardına
dönüp “Ben sizden uzağım, ben sizin görmediğiniz (gerçeği görüyorum, ben)
Allah'dan korkarım, zira Allah'ın cezası çetindir” demişti.[37]
Kullarıma söyle: En güzel sözü söylesinler. Çünkü
şeytan aralarına girer (onları tartışmıya ve kötülüğe dürtükler). Zira şeytan,
insanın apaçık düşmanıdır.[38]
Ne zaman şeytandan bir kötü düşünce seni dürterse
Allah'a sığın; Çünkü O işitendir, bilendir.[39]
Allah'tan korkanlar, kendilerine şeytandan gelen bir
vesvese dokunduğu zaman (Allah'ın emir ve yasaklarını) hatırlarlar, hemen
(gerçeği) görürler.[40]
Kur'an okutmak iste)diğin zaman kovulmuş şeytandan
Allah'a sığın.[41]
Çünkü inananlara ve Rabb'lerine güvenenlere o
(şeytan)ın bir gücü yoktur.[42]
İnsanlardan kimi, Allah hakkında bilmeden tartışır ve
böylece her kaba (ve şarlatan) şeytana
uyar. [43]
(Allah, böyle yaparki) şeytanın, attığını,
kalblerinde hastalık olanlar ve kalbleri katılaşanlar için bir imtihan yapsın;
zalimler elbette (haktan) uzak bir ayrılık içindedirler.[44]
Ey inananlar, şeytanın adımlarını izlemeyin. Kim
şeytanın adımlarını izlerse o ona edepsizliği ve kötülüğü emreder. Eğer size
Allah'ın lûtfu ve rahmeti olmasaydı, hiç birinizi asla temizlemezdi. Fakat
Allah dilediğini temizler. Allah işitendir, bilendir. [45]
Âd ve Semûdu da (helak ettik). Bu oturdukları
yerlerden size belli olmaktadır. Şeytan onlara yaptıkları işleri süsleyip
onları yoldan çıkardı. Halbuki bakıp ibret alabilirlerdi (ama almadılar). [46]
Onlara: “Allah'ın indirdiğine uyun” dense “Hayır, biz
babalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız (onların yolundan gideriz)”
derler. Şeytan onları, alevli ateşin azabına çağırmış olsada mı (babalarının
izinde gidecekler)?[47]
Şeytan sizin düşmanınızdır, sizde onu düşman tutun. O,
partisini alevli ateşin halkından olmağa çağırır.[48]
Ey Âdem oğulları, ben size and vermedim mi: Şeytana
tapmayın, o sizin apaçık düşmanınızdır.[49]
Kendilerine doğru yol belli olduktan sonra arkalarına
(Yine eski küfürlerine) dönenlere, şeytan (günah işlemeyi) kolaylaştırmış ve
onları uzun arzulara düşürmüştür. [50]
Şeytan onları istila etmiş (ruhlarına hakim olmuş),
onlara Allah'ı anmayı unutturmuştur. Onlar, şeytanın hizbi (partisi) dir. İyi
bilinki şeytan'ın hizbi (partisi) kaybedecekti.[51]
(Yahudileri kandıran münafıkların durumu da), tıpkı
şeytanın durumuna benzer ki insana “inkâr et” dedi. (İnsan) inkâr edince de: “Ben
senden uzağım, ben alemlerin Rabb'i Allah'dan korkarım!” dedi.[52]
Eğer şeytandan kötü bir düşünce, seni dürtecek olursa
hemen Allah'a sığın. Çünkü O, işiten bilendir. [53]
Ve de ki: “Rabb'im, şeytanların dürtüklemesinden sana
sığınırım.”[54]
Böylece biz, her peygambere insan ve cin şeytanlarını
düşman yaptık. (Bunlar) aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar.
Rabb'in dileseydi onu yapamazlardı. Artık onları, uydurdukları şeylerle
başbaşa bırak.[55]
Süleyman'ın hükümranlığı hakkında onlar, şeytanların
uydurdukları sözlere uydular. Oysa Süleyman (büyü yaparak) küfre gitmemişti.
Fakat o şeytanlar küfre gittiler...[56]
(Babası Yakub): “Yavrum, dedi, rü'yanı kardeşlerine
anlatma, sonra sana bir tuzak kurarlar. Çünkü şeytan, insana apaçık bir
düşmandır.”[57]
O iki kişiden kurtulacağını sandığı kimseye dedi ki: “Beni
efendinin (kralın)nın yanında an (benim suçsuz olduğumu krala hatırlat).”
Fakat şeytan o adama, (Yusuf'un durumunu) efendisine söylemesini unutturdu,
(bundan ötürü Yusuf), bir kaç yıl zindanda kaldı.[58]
Ana-babasını tahtın üstüne çıkardı ve hepsi onun için
secdeye kapandılar (onun önünde saygı ile eğildiler): “Babacığım, dedi, işte
bu, önceden (gördüğüm) rü'yanın yorumudur. Rabb'im onu gerçek yaptı, bana
iyilik etti, zira şeytan, benimle kardeşlerimin arasına fitne soktuktan sonra
O, beni zindandan çıkardı. Sizi de çölden getirdi...”[59]
“Babacığım, şeytana tapma, çünkü şeytan, Rahman'a
isyan etmişti.”[60]
“Babacığım, ben sana Rahman'dan bir azabın
dokunmasından korkuyorum. O zaman şu şeytanın dostu olursun.”[61]
Senden önce hiç bir resul ve nebi göndermedik ki o,
(bir şey) arzu ettiği zaman, şeytan onun arzusu içerisine mutlaka (onu dünya
ile meşgul edecek bir düşünce) atmış olmasın. Fakat Allah, şeytanın attığını
derhal iptal eder, sonra kendi ayetlerini sağlamlaştırır. Allah bilendir,
hikmet sahibidir.[62]
(O) beni, bana gelen zikirden saptırdı. Zaten şeytan,
insanı (uçuruma sürükleyip) yapayalnız ve yardımcısız bırakır.[63]
Kendi taraftarlarından olan, düşmanlarından olana
karşı Musa'dan yardım istedi. Musa'da ötekine bir yumruk indirip onun işini
bitirdi. (Sonra): “Bu, dedi, şeytanın işindendir. O, gerçekten apaçık,
saptırıcı bir düşmandır.” [64]
Kulumuz Eyyub'u da an: (O), Rabb'ine “şeytan, bana bir
yorgunluk ve azab dokundurdu” diye seslenmişti.[65]
O (Allah'a ortak koşan) lar, O'nu bırakıp bîr takım
dişilerden başkasına çağırmıyorlar ve onlar, inatçı şeytandan başkasına
yalvarmıyorlar.[66]
De ki: “Allah katında yeri bundan daha kötü olanı size
söyleyeyim mi? Allah kim (ler) e lanet etmiş, kimlerden maymunlar, domuzlar ve
şeytana tapanlar yapmışsa işte onların yeri daha kötüdür ve onlar düz yoldan
daha çok sapmışlardır.[67]
Ayetlerimiz hakkında (münasebetsizliğe) dalanları
gördüğün zaman, onlar başka bir söze geçinceye kadar onlardan yüz çevir; eğer
şeytan sana (bunu) unutturursa hatırladıktan sonra (hemen kalk), o zalimler
topluluğuyla oturma.[68]
İnanmış olanlara (Mü'minlere) rastladıkları zaman, “inandık”
derler. Fakat şeytanlarıyla, yalnız kaldıkları zaman, “biz sizinle beraberiz,
biz sadece (onlarla) alay ediyoruz” derler.[69]
Deki:. “Allah'dan başka bize ne yarar, ne zarar
vermeyen şeylere mi yalvaralım? Ve Allah bizi doğru yola ilettikten sonra,
ökçelerimiz üzerinde (eski durumumuza) döndürülüp, şeytanlarını ayartarak
şaşkın bir halde çölde bıraktıkları, arkadaşlarının ise “Bize gel” diye doğru
yola çağırdıkları kimse gibi (şaşkın bir duruma) mı düşelim? De ki: “Yol
gösterme, ancak Allah'ın yol göstermesidir. Bize, âlemlerin Rabb'ine teslim
olmamız emredildi.”[70]
Hiç olmazsa kendilerine böyle baskınımız geldiği zaman
yaıvarsalardı; Fakat kalbleri iyice katılaştı ve şeytan da onlara yaptıklarını
süslü (cazip) gösterdi.[71]
Onlara şu adamın haberini de oku: Ona ayetlerimizi
verdikde onlardan sıyrıldı çıktı, şeytan onu peşine taktı, böylece azgınlardan
oldu.[72]
Çünkü (gereksiz yere mallarını) saçıp savuranlar,
şeytanın kardeşleri olmuşlardır. Şeytan ise Rabb'ine karşı çok nankördür.[73]
Onlardan gücünün yettiğini sesinle yerinden oynat;
atlıların ve yayalarınla onların üzerine yaygarayı bas; Mallarda ve evlatlarda
onlara ortak ol, bunları haram yoldan kazanmağa şevket, onlara (çeşitli)
vaadler yap - gerçi şeytan onlara aldatmadan başka bir şey va'detmez.[74]
Benim (gerçek) kullarıma gelince senin onlar (ı
kandırmağ)a gücün yetmez.[75]
O zaman sizi, Allah'tan bir güven olmak üzere hafif
bir uyku bürüyordu. Üzerinize sizi temizlemek, şeytanın pisliğini (içinize
attığı kötü düşünceleri) sizden gidermek, kalblerinizi (birbirine) bağlamak ve
ayaklarınızı pekiştirmek için üzerinize gökten bir su indiriyordu.[76]
Gizli konuşmalar, Şeytan (ın yapacağı işler)dendir.
(şeytan bunu insanlara allayıp pullar ki) iman edenler üzülsün. Oysa o
(şeytan), Allah'ın izni olmadıkça, mü'minlere hiç bir zarar veremez. Mü'minler
Allah'a güvensinler.[77]
Şeytanların kime ineceğini size haber vereyim mi? Onlar, her günahkâr
yalancıya inerler. [78]
O (Kur'an), kovulmuş şeytanın sözü değildir[79]
Ve şeytanları: Her bina ustasını ve dalgıcı ve
(kötülük yapmamaları için) zincirlerle birbirine bağlanmış başka (şeytan) ları
(ona boyun eğdirdik)..[80]
O, cehennemin dibinde çıkan bir ağaçtır. Tomurcukları
şeytanların başları gibidir.[81]
Rabb'im, onu kız doğurdum, erkek kız gibi değildir.
Ona Meryem adını verdim. Onu ve soyunu kovulmuş şeytan'ın şerrinden sana
ısmarlıyorum.[82]
Andolsun biz, gökte burçlar yaptık ve ona bakanlar
için süsledik. Ve onu her recim (taşlanmış, kovulmuş uydurma sözler atan)
şeytandan koruduk.[83]
Ve (Göğü), itaat dışına çıkan her türlü şeytandan
korumak için (yıldızlarla donattık).[84]
Şeytanlardan, onun için denize dala(rak inciler
çıkara) n ve bundan başka işler gören kimseleri de (onun emrine verdik). Biz
onları, (onun emri altında) tutuyorduk.[85]
O (Kur'anı) şeytanlar (cinler) indirmedi. [86]
(Genç): gördün mü, dedi, kayaya sığındığımız vakit
balığı unuttum. Onu söylememi bana şeytan unutturdu...[87]
Görmedin mi biz kâfirlere şeytanları gönderdik, onları
oynatıp (Günahlara) sürüyorlar.[88]
Onun ve kavminin, Allah'ı bırakıp güneşe secde
ettiklerini gördüm. Şeytan, onlara işlerini süslemiş de onları doğru yoldan
çevirmiş, bu yüzden yola gelmiyorlar. [89]
Rabb'ine andolsun ki, onları ve şeytanları mutlaka
toplayacağız, sonra onları diz çökmüş vaziyette cehennemin çevresinde
bulunduracağız.[90]
Andolsun biz, (dünyaya) en yakın göğü lâmbalarla
donattık ve onlan, şeytanlar için taşlamalar yaptık. Ve onlar için alevli ateş
azabını hazırladık [91]
Dinde zorlama yoktur. Doğruluk sapıklıktan seçilip
belli olmuştur. Kim tâgût (şeytan)ı inkâr edip Allah'a inanırsa, muhakkak ki
o, kopmayan, sağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah işitendir. Bilendir.[92]
Allah, inananların dostudur. Onları karanlıklardan
aydınlığa çıkarır. Kâfirlerin dostları da tâğût'tur. (O da) onları aydınlıktan
karanlıklara çıkarır. Onlar ateş halkıdır, orada ebedi kalacaklardır.[93]
Kendilerine kitabdan bir pay verilenleri görmedin mi?
(Baksana onlar) puta ve batıla inanıyorlar ve inkâr edenlere: “Bunlar,
inananlardan daha doğru yoldadır.” diyorlar.[94]
Şunları görmüyormusun, kendilerinin, sana indirilene
ve senden önce indirilene inandıklarını sanıyorlar da hakem olarak tâğûta (o
azgın şeytana) baş vurmak istiyorlar! Oysa kendilerine onu inkâr etmeleri
emredilmişti. Şeytanda onları iyice saptırmak istiyor.[95]
İman edenler, Allah yolunda savaşırlar, inkâr edenler
de tâğût (şeytan) yolunda savaşırlar. O halde şeytanın dostlarıyla savaşın,
çünkü şeytanın hilesi zayıftır.[96]
Andolsun biz, her millet içinde: “Allah'a kulluk edin,
şeytan (a tapmak) dan kaçının” diye bir elçi gönderdik. Onlardan kimine Allah
hidayet etti, kimine sapıklık hak oldu. İşte yeryüzünde gezin de bakın, yalanlayanların
sonu nasıl olmuş! [97]
Tâğût'a kulluk etmekten kaçman ve Allah'a yönelenlere
müjde var. Müjdele kullarımı.[98]
[1] Bakara: 2/34.
[2] A'râf: 7/11.
[3] A'râf: 7/12.
[4] Hicr: 15/31-35.
[5] İsra: 17/61.
[6] Kehf: 18/50.
[7] Tâhâ: 20/116.
[8] Tâhâ: 20/117.
[9] Tâhâ: 20/120.
[10] Sâd: 38/37-38.
[11] Sâd: 38/75.
[12] Şuârâ: 26/94-95.
[13] Sebe: 34/20.
[14] A'râf: 7/20.
[15] A'râf: 7/21.
[16] A'râf: 7/22.
[17] A'râf: 7/27.
[18] Bakara: 2/36.
[19] Bakara: 2/168.
[20] Bakara: 2/208.
[21] Bakara: 2/268.
[22] Bakara: 2/275.
[23] Nisa: 4/38.
[24] Nisa: 4/83.
[25] Nisa: 4/118.
[26] Nisa: 4/199.
[27] Nisa: 4/120.
[28] Âl-i imran: 3/155.
[29] Al-i imran: 3/175.
[30] Mâide: 5/90.
[31] Mâide: 5/91.
[32] En'âm: 6/121.
[33] En'âm: 6/121.
[34] Nahl: 16/63.
[35] A'râf: 7/30.
[36] İbrahim: 14/22.
[37] Enfâl: 8/48.
[38] İsra: 17/53.
[39] A'râf: 7/200.
[40] A'râf: 7/201.
[41] Nahl: 16/98.
[42] Nahl: 16/99.
[43] Hacc: 22/3.
[44] Hacc: 22/53.
[45] Nur: 24/21.
[46] Ankebut: 29/38.
[47] lokman: 31/21.
[48] Fâtır: 35/6.
[49] Yasin: 36/60.
[50] Muhammed: 47/25.
[51] Mücâdele: 58/19.
[52] Haşr: 59/16.
[53] Fussılet: 41/36.
[54] Mü'minün: 23/97.
[55] En'âm: 6/112.
[56] Bakara: 2/102.
[57] Yusuf: 12/5.
[58] Yusuf: 12/42.
[59] Yusuf: 12/100.
[60] Meryem: 19/44.
[61] Meryem: 19/45.
[62] Hacc: 22/52.
[63] Furkân: 25/29.
[64] Kasas: 28/15.
[65] Sâd: 38/41.
[66] Nisa: 4/117.
[67] Mâide: 5/60.
[68] En'âm: 6/68.
[69] Bakara: 2/14.
[70] En'âm: 6/71.
[71] En'âm: 6/43.
[72] A'râf: 7/175.
[73] İsrâ: 17/27.
[74] İsrâ: 17/64.
[75] İsrâ: 17/65.
[76] Enfâl: 8/11.
[77] Mücâdele: 58/10.
[78] Şuarâ: 26/221-222.
[79] Tekvir: 81/25.
[80] Sâd: 38/37-38.
[81] Sâffât: 37/64-65.
[82] Âl-i imrân: 3/36.
[83] Hicr: 15/16-17.
[84] Sâffât: 37/7.
[85] Enbiyâ: 21/82.
[86] Şuarâ: 26/210.
[87] Kehf: 18/63.
[88] Meryem:19/ 83.
[89] Neml: 27/24.
[90] Meryem: 19/68.
[91] Mülk: 67/5.
[92] Bakara: 2/256.
[93] Bakara: 2/257.
[94] Nisa:16/ 51.
[95] Nisa: 16/60.
[96] Nisa: 4/76.
[97] Nahl: 16/36.
[98] Zümer: 39/17.