TASAVVUF

 

Tasavvuf İslâm’ın ruhudur. Onsuz İslâm düşünülemez. Tarikatler bunu sistematize etmiştir.

 

 

 

 

 

ZAMAN

 

Zaman, bir santrale takılmış spirallerin sonsuza uzanmış şeklidir. Ne yuvarlak ne düz hat değil, onda iniş de var çıkış da var. Hakiki zamanın vücudu levh-i mahv ve isbattır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

CENNET

 

Cennet; ne terakki ne de tedenni yeridir. Orası belki zevklerde derinleşme iklimidir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

BATI ŞOKU

 

Sanayi inkılabı İslâm dünyasında ilk şok yapan hadisedir, tıpkı kedinin fareyi şok ettiği sonra da oynadığı gibi. Evet o gün bugün batı, İslâm dünyasını şok etmiş, onunla oynuyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

VESÎLE-GAYE

 

Hak olan maksûda, bâtıl vesîlelerle varılmaz. Kullanılacak vesîleler de hak olmalıdır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

... Ve İNSAN ALDANDI

 

Ben bir senaryo yazsa idim ilk cümlem “Ve insan aldandı” olacaktı.

 

 

 

BERZAH   MEŞ’ALESİ

 

Teheccüd namazı, berzah karanlığına karşı insanın elindeki meş’aledir. Kaldı ki beş vakit namazdan her biri de insanın karanlık bir noktasını aydınlatır, zamanın belli parçalarına ışık saçarlar. Namaz olmayınca, insan din rotasında yürüyemez, müstakîm olamaz. Efendimiz (sav), teheccüdü gece kılamayınca gündüz kaza etmiştir. Tâ ki, hayatında boşluk olmasın.

 

 

 

 

 

 

 

MUHTELİF

 

İstediğini Allah’tan isteyen hiçbir zaman mahrum kalmaz.

 

Allah’a i’timad eden diridir, ölmez.

 

Kahrolacağa sen ilişmesen de, mevsimi gelince Kudret onun hakkından gelir.

 

Hayat ilâhî bir sırdır, mâhiyetini de ancak Hakk sırlarına âşina olanlar bilir.

 

Mü’min yaptığı şeyleri Allah’ın teftişine arzetme mülâhazasıyla yapar.

 

Ölümü düşünmeme, kalbin paslı olmasından ileri gelir; ölüm endişesi de yakînin azlığından...

 

Bencilin hakiki dostu olmadığı gibi, vicdanî huzuru da yoktur.

 

Her yere burnunu sokan töhmetten kurtulamaz...

 

İlelebet şâhikalarda kalabilmiş tek varlık yoktur.

 

Çok yumurta ve civcivleriniz varsa sakın hepsini bir sepete koymayın!

Sıfır-beş yaş arası şuur altının en açık olduğu dönemse, çocuklara bu dönemde ne yapılsa değer.

 

Komşuluk komşuya yapılır...

 

Tilkilere kümes bekçiliği yaptırılmaz!

 

Tedbir kaderi değiştirmese de, neticede insanı kadere taş atmaktan kurtarır.

 

Herkesi hoşnûd etmek, her babayiğidin kârı değildir.

 

Herşey kontrol altına alınabilir ama, huy zor...

Ruh aynasında, iyiliklerin yanında kötülükler de sıra sıradır.

 

Zâtî kıymetleri i’tibariyle küçük insanlar çevrelerinde hep şahsiyetsiz ve küçük adamlar bulundururlar. Bu sayede biraz olsun irtifâ’ kaydedeceklerini sanırlar.

 

Her sarı altın, her parlayan ışık, her akan su değildir...

 

İlimleri fişleyip kitaplara işlemek mevcud şeylerin bir kere daha anlatılması bakımından yararlı ise de ilhâm ve istinbât rûhunu felç etmesi i’tibariyle bin zararı olduğu söylenebilir...

 

Sen kendini azîz tutarsan başkaları da azîz bilir!

 

Tecrübe aklın hocası, düşüncenin de rehberidir.

 

Kalbin tiktakları doğumla başlamış ölüm bestesinin mırıltılarıdır.

 

Hayatını gayr-i ciddî yaşayanlarda kalbî hayat olamaz.. onların ağlamaları da ayrı bir yalandır.

 

Belânın en tehlikelisi yüze gülerek gelenidir.

 

Cemaate Allah’ın bir hususî lûtfu vardır ki, onu bütün gayretlerine rağmen ferd-i ferîdler dahi elde edemezler.

 

Evin kristalden ise, sakın kimsenin camına taş atma!

 

Hak dost, düşebileceği yerlerde dostunu kollayandır; her işinde ona baş sallayan değil...

 

Garaz, insanı, kör, sağır ve kalbsiz eder.

 

Sükut da bir hikmettir, ama hakîmi çok az veya yok gibidir.

 

Sakın tohum atmayı hasat mevsimine bırakma; iki mevsimdeki gayretin de boşa gider!

Üzerine güneşin doğup battığı şeyler arasında taze kalabilen bir tek şey yoktur.

 

İlâhî vâridâta dayanmayan felsefe, düşüncenin falsosudur.

 

Hemen herzaman gökler ötesi yolculuğa çağrılanlar, seher vakti yollara dökülenler arasından seçilmiştir.

 

Ağaç kurumamışsa baharı duyar...

 

Hiç kızmayanın kızması çok farklıdır...

 

Hüsn ü zan başka, hüsn ü zan ve adem-i i’timad başkadır... Bunların yerlerini tayin erbâb-ı firâsetin işidir.

 

Yaşlı insanın süt emmesi ayıp, sütten kesilmesi de zordur.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

MÜTEFERRİK

Peygamberler insanlar arasında dağlar gibidirler. Yeryüzünde yerin istikrar kazanması, havanın tasaffi etmesi için dağlar nasıl emniyet unsuru ise, peygamberler de insanlar içinde öyledir. Onun içindir ki bu ikisi yer yer bir arada zikredilmiştir. Evet, Hz. Nuh Cûdi, Hz. Musa Tur, Hz. Muhammed (s.a.v.) -Hira bu muammadan sır perdesini aralayan birer işarettir.

 

“Bir kalbte muhabbet hakiki olursa adavet mecazi, adavet hakiki olursa muhabbet mecazi olur” çok müşkülü halleden sırlı bir anahtardır.

Akıl, imanla kendini bezeyemeyenler için bir âlet-i müz’icedir.

 

Allah’ın arazisinde bizim tasarrufumuz, mîri arazide şahısların tasarrufu gibidir.

 

Âşık fevvâre gibidir, dâima içinden kaynar.

 

Şuur ve sâfiyet kalbî hayatın neticesidir.

 

İzzet ve şeref müslümanın, Muhammedî oluşundadır..

 

Vaiz bütün cemaati bir anda görüp, kontrol edebilendir.

Tımarhanede en acınacak olan insan, akıllı insandır. Deli bizim içimize girse, acınacak hâle gelir. Herkes deli ama cinnet keyfiyeti farklı.

 

Şair doğuştan şairdir. İmrû’l-Kays hiç mekteb görmemiş. Einstein mektepten kaçarmış. Zirâ düşüncesi başka. Newton, matematikten zayıf almış ama teorisi matematik üzerine. Biz elin-âlemin kazanı içerisinde kendi kepçemiz ile karıştırmaya çalışıyoruz.

 

Şimdi mûcid-kâşif yetişmiyor. Taklitçi adamlar yetişiyor. Kısmen herşeyi değiştirecek, isyancı ruha ihtiyaç var. Herşey değişecek. Kitap-mektep-kapı-sıra.. hepsi.. ve tenkid ile işe başlayacaksınız..

Bağnaz tipler etrafını kırar geçirirler. Sadece bilakayd u şart itaat e-denler hariç.

 

Mü’min, yeryüzünde emniyet ve güvenin temsilcisidir.

 

Ömer Muhtar İtalyanlar’a “Ben ölüyorum; ebedî var olacağım. Fakat siz ölümle biteceksiniz” diyor. Müslüman hayatını çok pahalıya satar, fani hayatı verir, bâki hayatı alır. Bizi dünyaya bağlayan sıhhat ise, sıhhat denen şey, birkaç günlük güzelliği üzerinde olan güle benzer, yani gül yaprağı gibi. Gül yaprağı canlı, sıhhatli olduğunda çok dikkat çekici ama pörsüdüğünde hiç kıymeti kalmayan bir varlık.

 

Çilehâneler irade gücünü arttırır. Ferd kendi kendini bulur. Çilehanede, inziva esastır. Bunun için de iyi bir bâtın, fevkalâde bir zâhir olması şarttır. Fakat mükemmel ferd, toplum içinde gelişir. İnsan münasebetlerini tam öğrenebilmesi ancak toplum içinde olur..

 

Izdırap en duru ilham kaynağıdır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

DUÂ

 

Duâ, rûhun gıdasıdır, bu gıda rûha fâsılasız verilmelidir.

 

Duâ, irâdeyi kanatlandıran bir büyüdür; müdâvimlerinden başkası da onun bu güçlü sırrını anlayamaz.

 

Duâ, esbâbı aşarak hem Allah’ın kudretine i’timadı, hem de beşerî za’fı ilândır.

 

Duâya musallat en tehlikeli virüs sebeblere te’sir-i hakiki vermektir. Bu virüsü kapmış ruh “ekstra” tedâvi ister.

Şiddete karşı yapılan en güzel duâ, rahat ve rehavet zamanında yapılan duâdır.

 

Allahım, Sana ve duâlara i’ti-mâdımı arttır; sebeblere riâyeti de bir vazife şuuru olarak vicdanıma duyur!

 

Allahım, ne azabına dayanacak hâlim ne de rahmetinden mahrum kalmaya mecâlim yoktur!

 

Allahım, vefâsızlık edip Sen’den uzak kalsam da, hâlim, Sen’siz edemiyeceğimi haykırmaktadır.. vefâsızlığım i’tibariyle değil, ihtiyacıma göre Sen’in lütfuna tâlibim...!