Kime, Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)'in
mesajı
(risaleti)
ulaştığı halde onun
getirdiklerine
inanmazsa ne Müslüman ne de mümin
olur. Aksine Müslüman veya mümin olduğunu zannetse bile kâfirdir.
Nitekim rivayet edilir ki, Allah Te'âlâ:
"Kim, İslâm'dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır."
(Al-i İmrân 3/85) âyetini indirdiğinde Yahudi ve Hristiyanlar:
"Öyleyse biz Müslümanız" demişler, bunun üzerine Allah:
"Yoluna gücü yetenlerin o evi haccetmesi, Allah'ın insanlar üzerinde bir hakkıdır." (Âl-i imrân 3/97)
âyetini inzal etmiştir. Bunun üzerine onlar (Yahudilerle
Hıristiyanlar):
"Biz haccetmeyiz" deyince Allah Te'âlâ (bu tutumlarına karşı):
"Kim küfre girerse (bilsin ki) doğrusu
Allah alemlerden müstağnidir."
(Âl-i imrân 3/97) buyurmuştur.
Böylece
Allah'a teslimiyet, O'nun kulları üzerindeki hakkı olan Kabe'ye haccı
(gibi emirlerini)
kabul etmeden gerçekleşmiş olmaz.
Nitekim Hz. Peygamber
(sallallahu aleyhi ve sellem)
de:
"İslâm beş husus üzerine bina edilmiştir:
- "Lâ ilâhe İllallah Muhammedu'r
Rasûlullah'a" -Allah'tan başka ibadete layık hiçbir ilâh olmadığına,
Muhammed'in Allah'ın Rasulü olduğuna- şehadet etmek,
- Namaz kılmak,
- Zekât vermek,
- Ramazan orucunu tutmak ve
- Kabe'yi / Beyt'i
haccetmek" buyurmuştur.
(Buhârî, "İmân", 1, 2; "Tefsîru sûre 2", 30; Müslim, "İmân", 19, 22; Tirmizf, "İmân", 3; Nesâ'î, "İmân", 13.)
Buna binaen, Hz. Peygamber Arafat'ta vakfeye durduğu sırada Allah Te'âlâ:
"Bugün sizin dininizi kemale erdirdim ve
üzerinizdeki nimetimi tamamladım. Size din olarak İslam’dan razı oldum."
(Mâide 5/3) âyetini inzal etmiştir.
İnsanlar, Hz. Musa ve Hz.
İsa'nın ümmetlerine mensup geçmiş kimselerin durumu hakkında ihtilâf etmişlerdir:
Onlar Müslüman mıdır, yoksa değil midir?
Bu lâfzı bir ihtilâftır.
Zira, Allah Te'âlâ'nın kendisiyle Hz. Muhammed'i
(sallallahu aleyhi ve sellem)
peygamber olarak gönderdiği ve Kur'ân şeriatini tezammun eden
(içeren)
"özel" İslâm'a sadece Hz. Muhammed'in
(sallallahu aleyhi ve sellem)
ümmeti mensuptur. Günümüzde
İslâm
(kayda tâbi
tutulmadan) mutlak olarak kullanıldığında bunu içine alır.
("İslâm" denildiğinde bu İslâm anlaşılır.)
Allah'ın peygamber gönderdiği her şeriatı kapsamına alan
"genel" İslâm'a gelince, bu, peygamberlerden herhangi birine tâbi olan her ümmetin teslimiyetine şamildir.
(her ümmetin İslâm'ını ihtiva eder.)
|