İbadet hususunda (kişiye) iki şey gerekir. (İbadetlerde iki temel özelliğin bulunması mutlaka
gereklidir.)
Birincisi; dinde ihlâslı olmak,
(İbadeti sırf Allah için yapmak)
İkincisi ise;
Allah'ın
peygamberleri ile gönderdiği emrine uygun olmaktır.
(İbadeti Allah'ın emrettiği şekilde yapmak)
Bu sebeple Ömer b. Hattâb
(r.a.) duasında:
"Allahım, tüm amellerimi sâlih
kıl; senin zâtın
(sırf
senin
rızan)
için samimî davranışlar kıl
; amelimde başka hiç kimseye yönelik
bir şey kılma
(başkasının onda bir payı olmasın)"
derdi.
Fudayl b.
Iyâz da:
"O hanginizin daha güzel
iş /
amel
yapacağınızı denemek için ölümü ve hayatı yarattı"
(Mülk 67/2) âyeti
hakkında:
"Amelin en ihlâslısı ve en doğrusu" demiştir.
Bunun üzerine dediler ki:
"Ey Ebû Ali! En ihlâslı ve en
doğru olan
amel
nedir?" O da:
"Amel ihlâslı olup da doğru olmazsa
kabul olunmaz; doğru olup ihlâslı olmayınca da kabul olunmaz.
Yapılacak amelin kabul
olunması/edilmesi için hem ihlâslı ve hem de doğru yapılmış olması gerekir."
- Amelin ihlâsla yapılması, sırf Allah
için olması (yapılması) dır.
- Doğru olması ise,
sünnete
(şeriata) uygun
yapılmasıdır".
cevabını verdi.
Bu nedenle Allah Te'âlâ Kur'ân'da müşrikleri, ortaklarının, Allah'tan başkasına kulluk/ibadet etmek ve kendisinin din olarak vaz' etmediği biçimde kendisine kulluk etmek şeklinde ortaya koydukları Allah'ın izin vermediği bir dine uymaları sebebiyle kınamış ve:
"Yoksa onların birtakım ortakları mı var ki,
Allah'ın izin vermediği şeyleri, dinden kendilerine teşrî' ettiler (bir
yasa ve şeriat
kıldılar)
? Eğer o fasıl kelimesi olmasaydı, elbette aralarında hüküm (karar)
verilirdi. Gerçekten zalimler için acıklı bir azap vardır."
(Şûra 42/21) buyurmuştur.
Aynı şekilde, Allah'ın haram kılmadığı şeyleri haram kılmaları sebebiyle de onları kınamıştır.
Gerçek
/ Hak
din, Allah'ın haram kıldığından başka haram ve O'nun vaz'
ettiğinden başka din olmamasıdır.
|