Şeriate de iman
etmek
gereklidir /
kaçınılmazdır.
Şeriata iman etmekten maksat:
"Allah'ın kendisi sebebiyle resullerini gönderip
kitaplar indirdiği emir ve nehye, va'd
(mükâfat)
ve va'îde (cezaya)
iman etmektir."
İnsan dünya hayatında bir şeriate
(hayatını
düzenleyen kurallara) muhtaçtır.
Zira onun menfaat elde edeceği ve zararları kendisinden uzaklaştıracağı hareketlerde bulunması gerekir.
İşte şeriat; kendisi
için yararlı ve zararlı olan davranışları ayırt eden şeydir. O, Allah'ın
yarattıkları üzerindeki adaleti ve kulları arasındaki nurudur.
İnsanoğullarının, kendisiyle yapacakları ve terk edecekleri hususları birbirinden ayıracakları bir şeriat olmaksızın yaşamaları mümkün değildir.
Şeriatle kastedilen yalnızca insanların kendi aralarındaki ilişkilerinde/muamelelerinde adalet değildir.
Ferd
/ birey olarak insanın da yapması ve terk etmesi gerekenler söz konusudur.
Çünkü insan irade edip kesbedendir. (همام
حارث).
Nitekim
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)
de:
"İsimlerin
en doğrusu, Haris
(çift süren) ve Hemmam (gayret eden)
isimleridir" buyurmuştur.
(Ebû
Dâvûd (5/237), Nesâî (7/252)
"İradelerle hareket eden"
sözünün anlamı budur.
İnsanın iradesi varsa, buna
göre hareket eder. Ayrıca ne istediğini;
istediği şeyin de kendisine faydalı mı yoksa zararlı mı
olduğunu, kendisini iyiye mi götüreceğini yoksa yozlaştıracağını mı bilmesi
gerekir.
İnsan, yeme içmenin kendisine faydalı olduğunu ve zorunlu bilgi
kabilinden şeyleri bilmesi gibi bir takım şeyleri yaratılışı (fıtratı) gereği
bilir.
Bazıları ise bunları akıl yoluyla ulaştıkları istidlal vasıtasıyla
bilirler.
Bazı kimseler ise, ancak peygamberlerin bildirmesi, açıklaması ve
onlara doğruyu göstermesi ile bilebilirler.
|