Râfizî
şöyle diyor:
“Ömer
bir hutbesinde: “Kim kadınlara verdiği mehirde aşırı giderse onu beytülmala
katarım,” demesi üzerine kadınlardan biri:
“Allah
(c.c.)'ın
kitabında:
“Eğer
bir zevceyi bırakıp da yerine başka bir zevce almak isterseniz, evvelkine
yüklerle mehir vermiş de bulunsanız, o verdiğinizden bir şey almayınız.” (Nisa:
4/20) ayet-i kerimesi ile bize verdiğini nasıl bizden alabilirsiniz?” diye
karşı gelmiştir. Bunun üzerine Ömer:
“Herkes
Ömer'den âlimdir,” demiştir.
Ey
Râfizî!
Bu
hadise Ömer'in (r.a.) kemal ve faziletine delalet eder. Durum meydana çıkınca
Allah (c.c.)'ın kitabına müracaat etmiştir. Kadından da gelse hakkı kabul edip, tevazu
ile onu itiraf ettiğini görüyoruz. Üstün olana, ondan aşağı olanların kendisini
ikaz etmemeleri üstünlük şartlarından değildir.
-
İbibik kuşu Süleyman'a (a.s.): “Ben senin bilmediğin bir şeyi bildim” demiştir.
- Kendisinden aşağı
olmasına rağmen ondan bazı şeyleri öğrenmesi için Hz. Musa (a.s.), Hızır ile
yolculuk etmiştir.
- Ömer'i (r.a.) mehir ile ilgili görüşü faziletli bir müctehidden sadır olabilen bir
görüştür. Çünkü mehirde Allah (c.c.)'ın hakkı vardır. Mehir mücerred bir ücret
değildir.
|