Râfizî
şöyle diyor:
“Ali'in imametine delalet eden onüçüncü delil şu âyet-i kerimedir:
“Sen
ancak kâfirleri kötü bir akıbetle korkutucusun. Her milletin bir yol göstereni
vardır.” (Rad': 13/7)
Firdevs
kitabında İbn-i Abbas'tan rivayet edildiğine göre Rasulullah (sallallahu aleyhi
ve sellem) şöyle buyuruyor:
“Korkutucu
benim, yol gösteren de Ali'dir. Ey Ali! Hidâyete erenler seninle ermişlerdir.”
Ebu Nua'ym de buna benzer hadisler rivayet etmiştir. Bu hadis, imamet'in
Ali'ye (r.a.) ait olduğunu serahaten (açıkça) bildirmektedir.”
Ey
Râfizî!:
Diğer
nakiller gibi nakletmişsin ama, sıhhatine dair hiç bir delil zikretmemişsin.
Firdevs kitabı Deylemî'nin olup, uydurma hadislerle doludur. İşte yukardaki
haber de bu uydurmaların en çirkinlerindendir. Onu hadis olarak Rasulullah'a (sallallahu
aleyhi ve sellem)
isnad etmek asla caiz değildir.
“Sen
yol göstericisin, hidayete erenler seninle ermişlerdir” sözünün zahiri mânâsı
şudur:
İnsanlar
benimle değil seninle hidayete eriyorlar. Mânâ böyle olunca bu sözü hiçbir
müslüman söylemez. Eğer bu sözünle insanlar Rasulullah'ın (sallallahu aleyhi ve
sellem) vasıtasıyla hidayete
erdikleri gibi, onunla da aynı şekilde hidayete eriyorlar, diye
bir mânâ kastediyorsan, bu mânâ
ortaklığı gerektirir. Halbuki Allah (c.c.) Kur'an'ın nassı ile yalnız
Rasulullah'ı (sallallahu aleyhi ve sellem) mutlak olarak hidayete davet edici kılmıştır. Allah (c.c.) şöyle
buyuruyor:
“Muhakkak
ki sen (Rasulullah),
doğru bir yola (İslâm'a) çağırıyorsun.” (Şûra:
26/52).
“Hidayete
erenler (Ey Ali) seninle ererler” şeklindeki nakil ve iddiana göre, her
hidayete eren Ali (r.a.) ile hidayete ermiş olması gerekir. Halbuki bu söz, hiçbir
müslümanın söyleyemeyeceği yalan bir sözdür. Nice milletler Rasulullah
(sallallahu aleyhi ve sellem) ile hidayete ermiş ve cennete girmişlerdir.
Bunlar, Rasulullah'tan
(sallallahu aleyhi ve sellem) aldıklarını Ali'den (r.a.) almamışlardır. Bilahare ülkeler
fethedilince oradaki halk, ülkelerine yerleşen ashab-ı kiram vasıtasıyla
hidayete ermişlerdir. Halbuki Ali (r.a.) o esnada Medine'de kalıyor ve İslâm'a
yeni girmiş kişiler Onu görmüyorlardı. Binaenaleyh “Hidayete erenler seninle
ermişlerdir” sözü nasıl söylenebilir.
“Her
milletin bir yol göstereni vardır” âyet-i kerimesi umumîdir. Bunu Ali (r.a.) ile tahsis
etmek nasıl doğru olabilir? Ondan sonra bir şahıs vasıtasıyla hidayete
gelinecekse o şahsın Âmir olması gerekmez. Nice âlimler vardır ki, İslâmı
tebliğ etmeleriyle insanlar hidayete kavuşuyorlar. Dolayısıyla yukardaki âyet,
Ali'nin (r.a.) imametine delalet eder, şeklindeki iddian hükümsüzdür.
|