بســـم الله الرحمن الرحيم

 

3.7.16

 

Râfizî şöyle diyor:

“Ali'in imametine delalet eden onüçüncü delil şu âyet-i kerimedir:

“Sen ancak kâfirleri kötü bir akıbetle korkutucusun. Her milletin bir yol göstereni vardır.” (Rad': 13/7)

Firdevs kitabında İbn-i Abbas'tan rivayet edildiğine göre Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyuruyor:

“Korkutucu benim, yol gösteren de Ali'dir. Ey Ali! Hidâyete erenler seninle ermişlerdir.”

Ebu Nua'ym de buna benzer hadisler rivayet etmiştir. Bu hadis, imamet'in Ali'ye (r.a.) ait olduğunu serahaten (açıkça) bildirmektedir.”

 

Ey Râfizî!:

Diğer nakiller gibi nakletmişsin ama, sıhhatine dair hiç bir delil zikretmemişsin. Firdevs kitabı Deylemî'nin olup, uydurma hadislerle doludur. İşte yukardaki haber de bu uydurmaların en çirkinlerindendir. Onu hadis olarak Rasulullah'a (sallallahu aleyhi ve sellem) isnad etmek asla caiz değildir.

“Sen yol göstericisin, hidayete erenler seninle ermişlerdir” sözünün zahiri mânâsı şudur:

İnsanlar benimle değil seninle hidayete eriyorlar. Mânâ böyle olunca bu sözü hiçbir müslüman söylemez. Eğer bu sözünle insanlar Rasulullah'ın (sallallahu aleyhi ve sellem) vasıtasıyla hidayete erdikleri gibi, onunla da aynı şekilde hidayete eriyorlar, diye bir mânâ kastediyorsan, bu mânâ ortaklığı gerektirir. Halbuki Allah (c.c.) Kur'an'ın nassı ile yalnız Rasulullah'ı (sallallahu aleyhi ve sellem) mutlak olarak hidayete davet edici kılmıştır. Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

“Muhakkak ki sen (Rasulullah), doğru bir yola (İslâm'a) çağırıyorsun.” (Şûra: 26/52).

“Hidayete erenler (Ey Ali) seninle ererler” şeklindeki nakil ve iddiana göre, her hidayete eren Ali (r.a.) ile hidayete ermiş olması gerekir. Halbuki bu söz, hiçbir müslümanın söyleyemeyeceği yalan bir sözdür. Nice milletler Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ile hidayete ermiş ve cennete girmişlerdir. Bunlar, Rasulullah'tan (sallallahu aleyhi ve sellem) aldıklarını Ali'den (r.a.) almamışlardır. Bilahare ülkeler fethedilince oradaki halk, ülkelerine yerleşen ashab-ı kiram vasıtasıyla hidayete ermişlerdir. Halbuki Ali (r.a.) o esnada Medine'de kalıyor ve İslâm'a yeni girmiş kişiler Onu görmüyorlardı. Binaenaleyh “Hidayete erenler seninle ermişlerdir” sözü nasıl söylenebilir.

“Her milletin bir yol göstereni vardır” âyet-i kerimesi umumîdir. Bunu Ali (r.a.) ile tahsis etmek nasıl doğru olabilir? Ondan sonra bir şahıs vasıtasıyla hidayete gelinecekse o şahsın Âmir olması gerekmez. Nice âlimler vardır ki, İslâmı tebliğ etmeleriyle insanlar hidayete kavuşuyorlar. Dolayısıyla yukardaki âyet, Ali'nin (r.a.) imametine delalet eder, şeklindeki iddian hükümsüzdür.

 

İÇİNDEKİLER

Üçüncü Bölüm

3.7