بســـم الله الرحمن الرحيم

 

3.8.7

 

Râfizî şöyle diyor:

“Altıncı delil muâhat (kardeşlik) hadisidir. Şöyle ki:

Enes'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem), muhacir ve ensar arasında kardeşlik te'sis ederken Ali de orada duruyordu. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) da Onu görüyordu. Buna rağmen Ali ile ensardan birisi arasında kardeşlik akdetmedi. Bunun üzerine Ali ağlayarak orayı terketti. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):

“Ebul Hasan ne yaptı?” diye sorunca:

“ağlayarak gitti,” cevabını verdiler. Fatma da:

“Ey Ali niye ağlıyorsun?” diye sorması üzerine Ali şöyle buyurdu:

“Rasulullah muhacir ile ensar arasında kardeşlik akdetmesine rağmen, benimle hiç kimse arasında kardeşlik akdetmedi.” Fâtıma:

“Allah seni utandırmasın! Umarım ki seni kendisi için bırakmıştır” dedi. Bilal:

“Ey Ali! Niye ağlıyorsun? diye sorması üzerine Ali durumu Rasulullah'a (sallallahu aleyhi ve sellem)haber verdi. O zaman Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

“Ben seni kendim için bıraktım. Peygamberin'in kardeşi olman seni sevindirmez mi?” Ali:

“Elbette sevindirir” dedi. Ondan sonra Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Ali'nin elini tutarak mimbere çıktı ve şöyle buyurdu:

“Allah'ım! Bu bendendir, ben de ondan'ım. Biliniz ki Ali'nin bana olan yakınlığı Harun'un Musa'ya olan yakınlığı gibidir. Mütenebbih olunuz ki, ben kimin efendisi isem Ali de Onun efendisidir.”

 Sonra Ali oradan ayrıldı. Ömer, ona yetişerek Ona:

Ne hoş! Ne hoş! Ey Ebel Hasan! Sen benim ve her müslümanın velisi oldun, dedi. İşte bu kardeşlik hadisesi Ali'nin üstünlüğüne delâlet ettiği için, Onum imam olması gerekir.”

 

Ey Râfizî!

Bu iddian tamamen uydurma olduğu için bâtıldır. Kardeşlik hâdisesi de hicretin başlangıcında vuku bulmuştur.

 

İÇİNDEKİLER

Üçüncü Bölüm

3.8