HAŞİYE 1 p034.gif (681 bytes)den sonra muttasıl olarak gelen şu satırp035.gif (1286 bytes)
yine Risale-i Nur'a pek zahir bir surette bakar. Çünkü mânâsı şudur; Risale-i Nur, ahirzamanda perde altında gizlice tenevvür edip, Nurlu p036.gif (608 bytes)isim yani Rauf ve Rahim'den ve ism-i Âzam'ın tesiri altında Celâl ve Kibriya'nın azametli nurundan iktibas ederek dalalet ve ilhad ateşini söndürecek. Evet, bu mânâ Risale-i Nur'a tam tamına mutabıktır. Çünkü Risale-i Nur'u mütalaa edenler bilirler ki, onun iki menbâı var. Biri ism-i Âzam'ın kibriyalı ve azametli cilvesi, diğeri ism-i Rahimin şefkatli ve re'fetli tecellisidir. Ve onun nuruyla fitne-i diniye nârı ve zındıka ateşi sönüyor ve sönecek.

 

HAŞİYE 2 Belki p055.gif (160 bytes)nida ile çağırdığı
p055.gif (160 bytes)hesab-ı ebced ve cifir ile bin üç yüz elli dört (1354) eder ki, bu Arabî tarihte Risale-i Nur'un kırktan fazla şakirtlerini ve müellifini imha etmek olanı ile hapishaneye attıkları zamandır ve tevkif ettikleri tarihtir. Bu tarihte bu hitaba tam muhatap olarak yalnız bunlar görünüyorlar. Çünkü vaziyetleri gayet korkulu idi. Halbuki harika olarak selamete çıktılar. Bu fıkrada Hz. Ali (r.a.) diyor:p057.gif (655 bytes)
Yani ism-i Âzamın bereketiyle herbir tehlikeden selametle kurtulacaksınız. Evet, şükür kurtulduk. Eğer p058.gif (326 bytes)deki iki şeddeli lam.gif (887 bytes) lar birer sayılsa bin iki yüz doksan dört (1294) eder ki, o zaman Risale-i Nur müellifinin dünyaya geldiği tarihtir. Ve doksan üç müthiş harbinden tâ harb-i umumiye kadar ve bin üç yüz elli dörde (1354) kadar olan tehlikeli bir zamanda yaşayacaksın. Ve çok tehlikelere düşeceksin fakat korkma, kurutlacaksın diye işaret ediyor.

 

HAŞİYE 3 p060.gif (561 bytes)ilh. dört satırda beş altı vecihle Risale-i Nur'a ve müellifine işaret ettiği gibi hayatındaki vukuat-ı mühimmeye parmak basıyor. Ezcümle: Dördüncü satırda p061.gif (394 bytes)fıkrasıyla bin üç yüz kırk sekiz (1348) raddelerinde ve Rûmi ise bin üç yüz kırk beş (1345)'te Hocam, dağdaki cesim bir karaağaca dayandığı esnada yarım saat bir gürültü işitip bakmadı. Sonra baktı ki, gayet müthiş ejderha gibi bir yılan arkasında ağzını açmış, bakıyor. Hücum edemiyor. Birden Hocam o yılanın önünden tarla içine çekildi, yılan ise çöreklenmiş ve bir metre de ayağa kalkmış vaziyette iken onun hücumuna intizar ediyordu. Halbuki harika olarak o müthiş hayvan kımıldanamadı, çünkü Hocamın o gün çok defa okuduğu Âyete'l-Kürsî himayeti o hayvanı gem vurmuş gibi üç metre mesafede durdurdu. En nihayet çekildi, gitti. Bu mânâyı teyid eden cifirce p061.gif (394 bytes)deki  m_te.gif (855 bytes)müennes alâmeti olduğu için sayılmaz. Çünkü o yılan dehşetine göre müzekker imiş. Tabir-i hakkı p063.gif (182 bytes)dur. p063.gif (182 bytes)olsa o vakit p063.gif (182 bytes)arabî bin üç yüz kırk sekiz (1348) eder ki aynı tarihte bu hadise vaki olmuştur. Hem üçüncü satırda p063.gif (182 bytes)fıkrasında p063.gif (182 bytes)cifirce Hocamın husumet ettiği adamların aynı isimlerinin adedine muvafık geliyor. İzahata izin vermediği için bu kadar yazdırıldı. p063.gif (182 bytes)den sonra p063.gif (182 bytes)HAŞİYECİK yani arza bastığın zaman ki: Cifirce bin iki yüz doksan beş (1295) Arabî, doksan üç (93) Rumî tarihine bakar ki, tarih-i veladetine ve Rus harb-i müthişine tevafukla beraber p063.gif (182 bytes)fıkrası işaret ediyor ki, yere bastığın zaman zemin vahşilerle şenleniyor. Yani vahşi Ruslar Âlem-i İslâmı hırpalıyor, kırk sene sonra o vahşilerin elinde esir olup onların en vahşi memleketine gideceksin, haber veriyor. Elhasılp063.gif (182 bytes)
bu satırda dört kelime ile başa gelen dört vukuat-ı mühimmeyi sarahata yakın işaret ediyor.

 

HAŞİYECİK p063.gif (182 bytes)daki tenvin, nun sayılır.

Hafız Tevfik