Peygamberlerin Sayısı

 

Rabbimiz Allah şöyle buyurur:

"Andolsun, Biz, senden önce peygamberler gönderdik. Onlardan kimini sana aktarıp anlattık ve onlardan kimini de sana aktarmayıp anlatmadık. [1]

"Gerçekten sana daha önceden hikayelerini anlat­tığımız Rasullere, anlatmadığımız Rasullere (vahyettik). Allah, Musa ile de konuştu.[2]

"Biz, senden önce de kendilerine vahyettiğimiz erkek­ler dışında peygamber göndermedik. Eğer billmiyorsanız, şu hâlde zikir ehline (bilenlere) sorun. [3]

Rabbimiz Alİah Teâlâ, insan kullarına hidayet önderleri olarak gönderdiği ve erkeklerden seçip kendilerine vahyettiği peygamber kullarının sayısını beyan buyur-mamiştir... Bundan dolayı İslâm ulemâsı, peygamberlerinin sayısı üzerinde durmadan, ilk Peygamber Adem (a.s.)'dan son peygamber Rasulİah, Muhammed (s.a.s.)'e kadar her ne kadar Rasul ve Nebî var ise, onların cümle­sine iman edilmelidir, denilmiştir.... Muvahhid mü'minler bu şekilde iman ederler...

Bu konuda İmam Ömer en-Nesefhi(rh.a.) şöyle der:

"Cenab-ı Hakk:

"Bazı peygamberlerin hayat hikayelerini sana anlattık, diğer bazılarınkini anlatmadık. [4] buyur­duğundan, isimlendirmede bir sayı üzerinde durmamak (ve belli bir rakam tayin etmemek) daha doğru olur. Çünkü bir sayının tesbit edilmesi (ve isimlerin belirlen­mesi) halinde peygamber olmayanların, peygamberlere dahil edilmeleri veya peygamber olanların, peygamber­lerin dışında kalmaları durumundan emin olunmaz."

Bu metni, meşhur "Şerhu'l-Akâid" adlı eserinde şerh eden Allamc Sa'düddin Taftazânî (rh.a.) şöyle diyor:

"Eğer rakam büyük olursa Nebî olmayanlar Nebilere, Küçük olursa, Nebî olanlar Nebî olmayanlara dahil edilebilir. Yani haber-i vâhid, Fıkıh Usulü'nde anlatılan

şartların hepsini üzerinde toplaması halinde bile, sadece zan ifade eder. İtikadı konularda ise, zanna itibar edilmez. Özel­likle vahid bir haberde rivayet ihtilafı olur ve o haberi kabul etmek, Kur'an'ın zahirine muhalefet edilmesi neticesine ulaşmayı gerektirirse, ona hiç itibar edilmez. Zifa bu ayete göre, Hz. Peygamber (s.a.s.)'c anlatılmayan Nebiler de vardır. Onun için bir Nebî'yi sayı dışında bırakmak veya Nebî olmayanı sayıya dahil etmek sonucunu doğuran sayı tesbiti, vakıaya aykırı olabilir. Zira bir sayı, ifade ettiği mânâya delâlet etmek konusunda özel bir isimdir. Onun için de fazla veya eksik olması gibi bir ihtimal taşımaz. [5]

Bu konuda bazı hadisler rivayet edilmiştir... Allâme Taftazânî (rh.a.)'in de beyan ettiği gibi, bu rivayetlerin hepsi zayıf rivayetlerdir... Bundan dolayı İslâm ulemâsı bu rivayetlere itibar etmemişlerdir...

Bu rivayetlerden örnek olarak ikisini burada kaybediyoruz.

Ebu Umame el-Bahilî (r.a.) Ebu Zerr (r.a.)'dan rivayet eder:

Ebu Zerr (r.a.) dedi ki:

Ya Rasulullah, peygamberlerin adedi kaça ulaşmıştır?

Rasıılullah (s.a.s.):

"Yüzyirmi dört bindir. Bunlardan üçyüzonüçü (veya üçyüzon küsuru) Rasuldur" buyurdu. [6]

İbn Merdûyeh, Tefsirinde Ebu Zerr (r.a.)'rn hadisini şu şekilde rivayet etmiştir:

Bize, İbrahim İbn Muhammed'in.... Ebu Zerr'den rivayet ettiğine göre:

O (Ebu Zerr) şöyle demiştir:

Ey Allah'ın Rasulü, peygamberler kaçtır? diye sordu.

Yüzyirmidört bindir" buyurdular.

Ey Allah'ın Rasulü, onlardan kaçı Resuldür? diye sordum.

Üçyüzonüç olarak büyük bir kalabalıktır" buyurdular.

Ben:

Ey Allah'ın Rasulü, ilkleri kim idi? diye sordum.

Âdem'dir" buyurdu.

Ey Allah'ın Rasulü, O peygamber ve Rasul mudur? diye sordum.

"Evet, Allah, O'nu bizzat yaratmış, O'na kendi ruhun­dan üfürmüş, sonra ilk olarak O'nu mükemmel kılmıştır" buyurup şöyle devam etti:

"Ey Ebu Zerr, dört tanesi Süryanî'dir: Âdem, Şit, Nuh, Hanûh. Bu (Hanûh), İdris olup kalemle yazanların ilkidir. Dördü Arab'dandır: Hud, Salih, Şuayb ve ey Ebu Zerr, senin peygamberin.

İsrailoğulları peygamberlerin ilki Musa, sonuncuları ise İsa'dır. Peygamberlerinin ilki Âdem, sonuncuları ise, senin peygamberindir.[7]

İlk peygamber ve ilk insan Âdem (a.s.)'dır. Son peygamber de Rasulullah Muhammed (s.a.s.)'dir... Hz. Adem (a.s.)'ın ilk peygamber olduğuna dair Ebu Zer(r.a.)'dan rivayet edilen hadisi, İmam Buhârî, (rh.a.) kaybedmiştir. Ayrıca İmam Ahmed b. Hanbel (rh.a.) ve İman el-Acurrî (rh.a) de aynı hadisi eserlerinde naklet-mişlerdir...

Ebu Zerr (r.a.):

Ya Rasulullah, peygamberlerin ilki kimdir? dedim.

Buyurdu ki:

Âdem."

Dedim ki:

O, Nebî miydi?

Buyurdu ki:

Evet, kendisine hitab olunmuş (bir peygamber) idi.[8]

Rasulullah (s.a.s.)'in peygamberlerin sonuncusu, yani Hatemu'n-Nebiyyin olduğunu, Rabbimiz Allah şöyle beyan buyurur:

Muhammed sizin erkeklerinizden hiç birinizin babası değildir. Ancak O, Allah'ın Rasulü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah, herşeyi bilendir. [9]

Hayat düsturumuz Kur'an-ı Kerim'de isimleri geçen 28 izzetli şahsiyetin, 25 kişisinin peygamber, 3 kişinin de Allah'ın salih kullarından olduğu beyan edilir...

25 peygamberin (Selâvatullahi aleyhim ve's-Selâmuhu) isimlerinin geçtiği ayet-i kerimeler şunlardır:

"Bu, İbrahim'e, kavmine karşı verdiğimiz isbatlı delili-mizdir. Biz, dilediğimizi derecelerle yükseltiriz. Şübhesiz senin Rabbin, hüküm ve hikmet sahibidir, bilendir.

Ve O'na, lshak'ı ve Yakub'u armağan ettik, hepsini hidayete eriştirdik. Bundan önce de Nuh'u ve O'nun soyundan Davud'u, Süleyman'ı. Eyynb'u. Yûsuf'u. Musa'yı ve Harun'u hidayete ulaştırdık. Biz, iyilik yapan­ları işte böyle ödüllendiririz.

Zekcriya'yı. Yahya'yı. İsa'yı ve İlya'sı da (hidayete eriştirdik.) Onların hepsi salihlerdendir.

İsmail'i. Elyasa'ı. Yûnus'u ve Lut'u da (hidayete eriştirdik.) Onların hepsini âleme üstün kıldık.[10]

"Gerçek şu ki Allah, Adem'i. Nuh'u, İbrahim ailesini ve İmrân ailesini âlemler üzerine seçti. [11]

"Ad (toplumuna da) kardeşleri Hud'u (gönderdik) [12]"Semud (halkına da) kardeşleri Salih'i (gönderdik). [13] "Medyen (halkına da) kardeşleri Şuayb'ı (gönderdik).[14]"İsmail. İdris ve Zü'1-Kifl. hepsi sabredenlerdendi [15]"Muhammed, Allah'ın Rasulüdür. [16]"Babalarından, soylarından ve kardeşlerinden kimini (bunlara kattık), onları da seçtik ve dosdoğru yola yöneltip ilettik.

Bu, Allah'ın hidayetidir. Kullarından dilediğini bunun­la hidayete erdirir. Onlar da şirk koşsalardı, elbette bütün yapıp ettikleri onlar adına boşa çıkmış olurdu.

Bunlar, kendilerine kitab, hikmet ve peygamberlik verdiklerimizdir. Eğer bunları tanımayıp küfre sapıyor­larsa, andolsun, Biz, buna (karşı) inkâra sapmayan bir topluluğu vekil kılmışızdır.

İşte Allah'ın hidayet verdikleri bunlardır. Öyleyse sen de, onların bu hidayetlerine uy. De ki: 'Ben, bunun için sizden bir ücret istemiyorum. O (Kur'ân), âlemlere bir öğüt ve hatırlatmadan başkası değildir.[17]

 



[1] Mü'min,40/78.

[2] Nisa,4/164.

[3] Enbiya.21/7. Nahi. 1643.

[4] Mü'min, 40/78

[5] Taftazânî, A:g.e.sh.301.

[6] Ahmed İbn Hanbel, el-Müsned, c.5.sh.266. (Çağrı yayınlan, ofset baskı, İst.)

Bu hadisin tahkikatı için bkz.

Ahmed Abdurrahman el-Benna, el-Fethu'r-Rabbanî mea

muhtasar şerhihi Buluğu'l-Emani, Beyrut, Lübnan, c.22, sh.

372. (Kitabu Menakibu's-Sahabe-Menakibu Ebu Zerr.)

Tahric'de bu hadisin zayıf olduğu beyan edilmektedir.

İbn Kesir, A.g.e.c.5.sh.2O39. İbn Ebu Hatim'den.

İmam İbn Kesir (rh.a.) notu:

"Bu hadisin ravilerinden olan Meân İbn Rifa'a, Ali ibn Yezid ve Kasım Ebu Abdunahman zayiftırlar."

[7] ibn Kesir, A.g.e.c.5, sh.2038-2040. İmam İbn Kesir (rh.a.) notu:

"Bu hadisi, uzun şekliyle, İbn Ebu Hatim İbn Hibban el-Bustî, "El-Envâ' ve et-Tekâsîm" isimü kitabında rivayet etmiş ve sahih olarak nitelemiştir. Ancak Ebu'l-Ferec ibn el-cevzî, bu konuda o'na muhalefetle hadisi, "el-Mevzûât" adlı eserinde zikrederek, İbrahim İbn Hişam tarafından uydurulduğunu ileri sürmüştür. Şübhe yok ki, bu hadis yüzünden cerh ve ta'dil imamlarından bir çoğu onun hakkında konuşmuşlardır. En doğrusunu Alİah bilir." İmam İbn Kesir (rh.a.), tefsirinin aynı sahifelerinde benzer hadisleri, Hafız Ebu ya'lâ el-Mavsilî, Hafız Ebu Abduilah ez-Zehe-bî ve Muhammed İbn Hüseyn el-Acurrî'den nakletmektedir. Ayrıca bkz. ibn Kesir, el-Bidaye ve'n-nihaye, c.l, sh. 130.

[8] İmam-t Buhârî, HalEı Efali'1-İbad, sh.31, Hds. 95.

İbn kesir, hadislerle Kur'ân-ı Kerim Tefsiri, c.15, sh. 8827. İmam Ahmed b. Hanbel'den. C.5, sh.2040. İmam el-Acurrî'den.

[9] Ahzab, 33/40.

[10] En'am, 6/83-86.

[11] Âl-i İmrân, 3/33.

[12] A'raf, 7/65.

[13] Hud, 11/61.

[14] Hud, 11/84.

[15] Enbiya, 21/85.

[16] Fetih, 48/29. 33/40.

[17] En'am, 6/87-90.