Kıyametin Büyük Alâmetleri

 

Huzeyfe b. Esid el-Gifarî (r.a) şöyle demiş: -Biz, müzâkere ederken, Rasulullah (s.a.s) yanımıza çıkageldi ve:

Neyi müzakere ediyorsunuz?" diye sordu.

Ashab:

Kıyameti anıyoruz, dediler.

(Rasulullah, s.a.s.):

Siz, ondan Önce on alâmeti görmedikçe o, kopmaya­caktır" buyurdu.

Ve duman, Deccal, Dabbe'yi, güneşin battığı yerden doğuşunu, İsa b. Meryem (a.s.)'ın inişini, Ye'cûc ve Me'cûcü ve biri doğuda, biri batıda, biri de Arab Yarımadasında olmak üzere üç yerin batacağını, bunların sonu Yemen (Aden)'den çıkıp insanları haşrolunacakları yere sürecek bir ateş olacağını anlattı.[1]

Ebu Hüreyre (r.a)'dan. Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurdu: "Altı şeyden:

Güneşin battığj yerden doğmasından, Dumandan, Deccal'dan, Dabbe'den,

Birinizin hasseten basma gelecek vakıadan, ve âmmeten gelecek fitneden önce, amellere acele edin (sarılın). [2] Duman Rabbimiz Allah şöyle buyurur:

"Öyleyse sen, göğün açıkça bir duman getireceği günü gözle.

(Bu duman) insanları sarıp kuşatıverir. İşte bu, acı bir azabtır.

'Rabbimiz, azabı üstümüzden açıp gider, çünkü biz (artık) iman edicileriz.

Onlar için öğüt alıp düşünmek nerede? Onlara, açık­layan bir elçi gelmişti.

Sonra O'ndan yüz çevirdiler ve dediler ki: '(Bu) öğretilmiş bir delidir.[3]

Abdullah b. Ömer, Abdullah, b. Abbas, Hasan-ı Basrî, Ebu Said el-Hudrî, Huzeyfe b. el-Yemen ve Ebu Malik el-Eş'arî (r.anhum ecmein)'e göre ayette zikredilen duman, kıyamete yakın bir zamanda gerçekleşecek olan bir kıyamet alâmetidir. Bu duman, kâfirleri sarhoş ede­cek, mü'minlere ise, sadece bir nezle şeklinde doku­nacaktır[4]

Ebu Malik el-Eş'arî (r.a.)'dan.

Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:

"Şübhesiz ki Rabbimiz, sizi üç kere uyarmıştır:

Bir: Duman ki, mü'min nezleye tutulmuş gibi olacak, kâfiri de yakalayıp öyle bir şişirecek ki, onun kulakların­dan çıkacak.

İkincisi: Dabbetu'1-Arz.

Üçüncüsü de: Deccal'dır. [5]

2) Deccal

Enes b. Malik (r.a)'dan.

Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:

"Ümmetini, sakat gözlü ve pek yalancıdan Deccal'dan sakındırmadık, hiçbir peygamber gönderilmedi. Haberiniz olsun ki, o sakat gözlüdür. Rabbiniz ise, sakat gözlü değildir. Şübhesiz, Deccal'in iki gözünün arasında, 'kâfir' yazılmıştır.[6]

Huzeyfe (r.a)'dan.

Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:

"Deccal çıktığı zaman beraberinde bir su, bir de ateş bulunacaktır. Amma insanların soğuk bir su olduğunu görecekleri şey ise, işte o yakıcı bir ateştir.

Sizlerden her kim Deccal'in çıkması zamanına erişirse, ateş suretinde göreceği şeyin tarafında bulunsun. Çünkü o tatlı soğuk bir sudur. [7]

Hişam b. Amir (r.a)'dan.

Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:

"Âdem'in yarıtılışı ile kıyametin kopması arasında Deccal'dan daha büyük bir fitne yoktur. [8]

Mü'minlerin annesi Aişe (r.a)'dan.

Rasulullah (s.a.s.) namazın içinde (yani sonunda):

"Ya Allah, ben, Kabir azabından sana sığınırım. Deccal Mesih fitnesinden de sana sığınırım. Hayatın ve ölümün fitnelerinden de sana sığınırım.

Ya Allah ben, günah işlemekten ve borçlu olmaktan da sana sığınırım" diye dua ederdi.

Bir sözcü kendisine:

Borçtan Allah'a sığınmayı neden çok söylüyorsun? dedi.

Bunun üzerine Rasulullah (s.a.s):

"İnsan, borçlandığı vakit söz söyler de yalan uydurur, söz verir de sözünde durmaz" buyurdu.[9]

Ebu Hüreyre (r.a)'dan.

Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:

"Biriniz teşehhüd yaptığı zaman dört şeyden Allah'a

sığınsın:

Allah'ım ben, cehenem azabından, kabir azabından, hayat ve memat fitnesinden ve Mesih-ı Deccal'ın fitnesi şerrinden sana sığınırım, desin!" [10]

3) Dabbetu'1-Arz

Rabbimiz Allah şöyle buyurur:

"O söz, başlarına geldiği zaman, onlara yerden bir Dabbe çıkarırız. O da, insanların bizim ayetlerimize kesin bir bilgiyle inanmadıklarını onlara söyler. [11]

Abdullah b. Amir (r.a)'dan.

Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:

"İlk çıkacak kıyamet alâmeti güneşin battığı yerden doğması ve kuşluk zamanı insanların üzerine Dabbe'nin çıkmasıdır. Hangisi arkadaşından Önce çıkarsa, ötekimde hemen onun izinde olacaktı.[12]

Ebu Hüreyre (r.a.)'dan.

Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:

"Dabbe, Süleyman b. Davud'un mührü ve Musa b. İmran (Aleyhime's-selam)'ın asası beraberinde olarak çıkar. Asa ile mü'minin yüzünü parlatır ve mühürü kâfirin burnuna vurup damgalar.

(Mü'min ile kâfiri bu şekilde ayırdedecek) öyle ki, oba halkı toplanacak da bu:

Ya mü'min, deyecek.

Şu da:

Yakâfir, diyecek. [13]

4) Güneşin Batıdan Doğması

Ebu Hüreyre (r.a)'darb,

Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:

"Güneş, batıdan doğuncaya kadar kıyamet kopmaz. Güneş, batıdan doğdu zaman insanların hepsi onu görürler le tümü toptan iman ederler. (İşte bu, hiçbir nefse imanın fayda vermeyeceği zamandır.)

İşte bu:

"Rabbinin ayetlerinden bazılarının geleceği gün, daha önce iman etmemiş ise veya imamyla bir hayır kazanmamışsa, hiç kimseye imanı yarar sağlamaz.[14] olduğu zamandır. Muhakkak ki, kıyamet şübhesiz kopacaktır.[15]

Ebu Hüreyre (r.a)'dan.

Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:

"Üç şey vardır ki, bunlar çıktığı zaman daha önceden iman etmeyen veya imanında bir hayır kazanmayan hiçbir kimseye (o günkü) imanı fayda vermez:

Güneşin batıdan doğması,

Deccal,

Dabbetu'l-Arz. [16]

5) Ye'cûc ve Me'cûc

Rabbimiz Allah şöyle buyurur:

"Dediler ki: 'Ey Zu'1-karneyn, gerçekten Ye'cûc ve Me'cûc, yeryüzünde bozgunculuk çıkarıyorlar. Bizimle onlar arasında bir sed inşa etmen için sana vergi verelim[17]

"Ye'cûc ve Me'cûc (un sedleri) açıldığından onlar, her bir tepeden akın ederler.

Gerçek olan va'd yaklaşmıştır. İşte o zaman inkâr eden­lerin gözlen yuvalarından fırlayacak: 'Eyvanlar bize! Biz, bundan kam bir gaflet içindeydik. Hayır, bizler, zalim kimselerdik' (diyecekler). [18]

İmam Taberî (rh.a) tefsirinde şöyle diyor:

"Ye'cûc ve Me'cûc'ün kimler oldukları ve kimin soyundan geldikleri hususundaki rivayetler pek zayıftır. Ancak Ye'cûc ve Me'cûc'ün, geçmişte yaşamış iki kavmin ismi oludğu ve bunların asılları ve ncsebleri belir­siz bir kavim oldukları beyan edilmekte, bunların önlerine çekilen ve mahiyetini kesin olarak bilemediğimiz şeddi aşarak ortaya çıkışlarının kıyamet alâmetlerinden olduğu, çeşitli'Hadis-i şeriflerde zikredilmektedir.[19]

Ümmü'l-Mü'minin Zeyneb bintu Cehş (r.anha)'dan.

Rasulullah (s.a.s) bir kerresinde telaşla Zeyneb'in yanı­na girmiş ve:

"Lâ ilahe illallah, vukû'u yaklaşan bir şerrden, büyük bir fitneden dolayı vay Arab'ın hâline!

Bugün Ye'cûc ve Me'cûc'ün şeddinden şunun gibi bir delik açıldı" buyurup, başparmağı ilp onu ta'kib eden şehadet parmağını halka yapmıştır.

Bunun üzerine Zeyneb bintu Cehş:

Ya Rasulullah, içimizde bu kadar salih kimseler varken biz, helak olur muyuz? diye sordu.

Rasulullah (s.a.s.):

"Evet, Ahlaksızlık ve ma'siyet çoğaldığı zaman (helak olursunuz). [20]

Rasulullah (s.a.s):

"(Bu gün) Ye'cûc ve'Me'cûc'ün şeddinden şunun gibi bir delik açıldı." Ve eliyle doksan bağlayarak bu deliğin işaretini yapmıştır. [21]

Şerh'de şunlar söylenmiştir:

"Ye'cûc ve Me'cûc mühşid bir kavim olup, kıyamete yakın zuhur edecekler, yeryüzünde fıtne-fesad çıkaracaklardır.

Kur'ân-i Kerim'de bunlardan bahsedilmiş, onlardan zulüm gören insanların ricası üzerine Hz. Zu'1-Karaeyn'in aralarına bir sed inşa ettiği bildirilmiştir. Hadis-i şerif de bu şeddin az bir kısmının açıldığı haber verilmektedir. Kıyamete yakın sed yıkılacak ve Ye'cûc ve Me'cûc etrafa dağılacaklardır. Ye'cûc-Me'cûc'ün kimin neslinden geldiği, şekil ve kıyafetleri, $iyip içmeleri, yapacakları tahribat vesaire hususunda pek mübalâğalı sözler söylen­miştir. Bu sözler, sağlam delillere dayanmadıkları için burada, onlara yer vermedik.[22]Nevvas b. Sem'an (r.a)'dan Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:

o, bu halde iken Allah, İsa'ya:

Ben, öyle bir takım kullarımı çıkardım ki, onları öldürmeye hiçbir kimsenin eli varmaz. Bunun için sen, benim kullarımı Tûr'a götürerek koru! diye vahyedecek.

Ve Allah, Ye'cûc -Me'cûc'ü gönderecektir. Bunlar, her tepeden sür'atle sızacaklardır. Bu sür'atle öncüleri, Taberiye gölüne uğrayacak ve içindeki suya içecekler. Son gelenleri, oraya uğrayacak ve:

Bu golde, bir zaman hakikaten su vardı, diyecekler­dir. [23]

6) Hz. İsa (a.s)'ın gökten inişi.

Ebu Hüreyre (r.a)'dan

Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:

"Nefsim elinde olan Allah'a yemin ederim ki, muhakkak Meryem'in oğlu İsa'nın sizin içinize adil bir hakem olarak inmesi Hristiyanlarm o haçını kırması, domuzu öldürmesi, cizye vergisini kaldırması malın, hiçbir kişinin kabul etmeyeceği kadar çoğalıp taşması vâki'olacaktır.[24]

Abdullah b. Amr (r.a)'dan.

Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:

"Deccal, ümmetimin arasında çıkacak ve kırk (zaman) kalacak. (Kırk gün mü dedi, kırk aymı, yoksa kırk sene mi bilmiyorum.) Derken Allah, Meryem oğlu İsa'yı göndere­cektir. O, Urve b. Mes'ud gibidir. Ve Deccal'ı arayıp helak edecektir (yani, öldürecektir). Sonra insanlar, yedi sene duracak, iki kişi arasında düşmanlık olmayacaktır. Sonra Allah, Şam tarafından soğuk bir rüzgar gönderecek ve yeryüzünde kalbinde zerre kadar hayr, yahud iman bulu­nan hiçbir kimse kalmayacak, hepsinin ruhunu kabzede-cektir. Hatta biriniz, bir dağın içine girmiş olsa, rüzgar da üzerine girerek ruhunu kabzedecektir. [25]

7) Biri Doğu'da,

8) Biri Batı'da,

9) Biri Arab Yarımadası'nda üç yerin batması.

10) İnsanları sevk eden bir ateşin ortaya çıkması.

Ebu Hüreyre (r.a)'dan.

Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:

"Hicaz Arzı'nda bir ateş çıkmadıkça kıyamet kopma-yacaktır. Öyle bir ateş ki, Busra'daki develerin boyun­larını ziyanlandıracaktır.[26]

Huzeyfe b. Esid (r.a)'dan.

Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:

"Aden toprağının sonunda bir ateş çıkarak insanları yolcu eden bir ateş. [27]

Huzeyfe b. Esid (r.a)'dan.

Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:

"Aden memleketinin en uzak yerinden çıkıp insanları, mahşer (yerin)e sevk eden öyle bir ateş ki, insanlar geceleyince, o da onlarla beraber geceler ve insanlar öğle vakti uyuyunca, o da onlarla beraber uyur.

Şu hadis de, kıyamet koptuğu zaman hayatta bulunan insanların ne halde olduklarını beyan eder...

İbn Mes'ud fr.a)'dan.

Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:

"Kendileri hayatta bulunup da kıyametin koptuğu zamana erişen kimseler, insanların şerlilerindendir. [28]

 




[1] Sahih-i Müslim, Kitabu'l-Fiten, B.13, Hds.39. Sünen-i İbn Mace. Kitabu'l-Fiten, B.28, Hds.4055. Sünen-İ Tirmizî, Kitabu'l-Fiten, B.19, Hds.2274. Sünen-i Ebu Davud, Kitabu'l-Melahim, B.12, Hds.4311. Et-Taberî, A.g.e.c.7,sh.357.

İbn Kesir, A.g.e.c.ll, sh.6177. İmam Ahmed b. Hanbelden.

[2] Sahih-i Müslim, Kitabu'l-Fiten, B.25, Hds.128-129. Sünen-i İbn Mace, Kitabu'l-Fiten, B.28, Hds.4056,

[3] Duhan, 44/10-14.

[4] Et-Taberî, A.g.e.c.7, sh.356.

[5] İbn Kesir, Hadsiierle Kur'ân-ı Kerim Tefsiri, c.13, sh.7182-7183. İbn Cerir'den. İmam ibn Kesir frh.a.) notu:

"Hadisi, Taberânî de Haşim İbn Yezid'den, o ise, Muhammed İbn İsmail İbn Ayyâş'dan rivayet etmiştir. Bu rivayetin İsnadı sağlamdır."

[6] Sahih-i Buhârî, Kitabul-Fiten, B. 27, Hds.74. Kitabu'l-Enbiya, B.5, Hds.12.

Sahih-i Müslim, Kitabu'l-Fiten, B.20, Hds. 101-103.

Sünen-i Ebu Davud, Kitabu'l-Melahim, B.14, Hds.4316-4318.

Sünen-i Tirmizî, Kitabu'l-Fiten, B.52, Hds.2346.

[7] Sahih-i Buhârî, Kitabu'l-Enbiya, B.52, Hds.120. Sahih-i Müslim, Kitabu'l-Fiten, B.20, Hds.105. Sünen-i Ebu Davud, Kitabu'l-Melahim, B.14, Hds.4315.

[8] Sahih-i Müslim, Kitabu'l-Fiten, B.25, Hds.126. Sünen-i ibn Mace, Kitabu'l-Fiten, B.33, Hds.4077.

[9] Sahih-i Buhârî, Ebvabu Sıfatı's-Salat, B.68, Hds.99. Sahih-i Müslim, Kitabu'l-Mescid, B.25, Hds.129. Sünen-i Menesî, Kitabu'l-İstiaze, B.22,Hds.5437. Kitabu'1-Sehv, B.64, Hds.1309. Sünen-i Ebu Davud, Kitabu's-Salat, B.148-149, Hds.880.

[10] Sahih-i Müslim, Kitabu'l-Mesacid, B.25, Hds.128 ve 130. Sahih-i Buhârî, Kitabu'l-Cenaiz, B.87, Hds.131.

[11] Nemi, 27/82.

"Bu canlı, ahir zamanda insanların fesadı ve Allah'ın emirleri ni terk ederek, gerçek dini değiştirdikleri, sırada çıkacaktır." Geniş bilgi İçin bkz. İbn Kesir, A.g.e.c.ll, sh. 6176-6181.

[12] Sahih-i Müslim, Kitabu'i-Fiîen, B.23, Hds.118. Sünen-i Ebu Davud, Kitabu'l-Meİahim, B.12, Hds.4310. Sünen-i İbn Mace, Kitabu'l-Fiten, B.32, Hds.4069.

[13] Sünen-i İbn Mace, Kitabu'l-Fiten, B.31, Hds.4066. Sünen-i Tirmizî, Kitabu Tefsiru'l-Kur'ân, B.28, Hds.3402. İmam Tirmizî (rh.a.):

Bu hadis, Hasen'dir, diyor.

İmam er-Rûdânî, Cemu'l-Fevaid, c.5, sh.363, Hds.9901.

Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.5, sh.268'den.

[14] En'am, 6/158

[15] Sahih-i Buhârî, Kitabur-Rikak, B.40, Hds.93. Kitabu'l-Fıten, B.26, Hds.65. Kitabu't-Tefsir, B.122, Hds.158.

Sahih-i Müslim, Kitabul-İman, B.72, Hds.248-250. Sünen-i Ebu Davud, Kitabu'İ-Melahim, B.12, Hds.4312. Sünen-i İbn Mace, Kitabu'l-Fiten, B.32, Hds.4068 ve 4070.

[16] Sahih-i Müslim, Kitabu'i-iman, B.72, Hds.249. Sünen-i Tirmİzî, Kitabu Tefsiru'l-Kur'ân, B.7, Hds, 3266.

[17] Kehf, 18/94, vd.

[18] Enbiya, 21/96-97.

[19] et-Taberî, A.g.e.c.5, sh.382.

[20] Sahih-i Buhârî, Kitabu'l-Enbiya, B.IO, Hds.20. Kitabu'l-Fiten, B.4,      Hds. 10. Kitabu'l-Menakıb, B.25, Hds.104.

Sahih-i Müslim, Kitabu'l-Fiten, B.l. Hds, 1-2. Sünen-i Tirmizî, Kitabu'l-Fiten, B.21, Hds.2282. Şünen-i İbn Mace, Kitabu'l-Fiten. 8.9, Hds.3953. İmam Malik, Muvatta; Kitabu'1-Keiâm, Hds.22 (son kısım)

[21] Sahih-i Buhârî, Kituba'i-Enbiya, B.10, Hds.21. Sahih-i Müslim, Kitabu'l-Fiten, B.l, Hds.3.

[22] Ahmed Davudoğlu, Sahih-i Müslim Tere. ve Şerhi, c.ll,   sh.299-300

[23] Sahih-i Müslim, Kitabu'l-Fiten, B.20, Hds.110.

Sünen-i Tirmizî, Kitabu'l-Fiten, B.48, Hds.2341.

Sünen-i İbn Mace, Kitabu'1-F-en, B.33, Hds.4070 ve 4079

[24] Sahih-i Buhârî, Kitabu'1-Buyu, B.102, Hds.165.

Kitabu'l-Mezalim, B.31, Hds.37.

Kitabu'l-Enbiya, B.51, Hds.118.

Sahih-i Müslim, Kitabu'1-İman, B.71, Hds.242-243.

Sünen-i Tirmizî, Kitabu'l-Fiten, B.44, Hds.2334.

Sünen-i İbn Mace, Kitabu'l-Fiten, B.33, Hds.4078.

Sünen-i Ebu Davud, Kitabu'î-Melahim, B.14, Hds.4324.

Taberânî, Mu'cemu's-Sağir Tercümesi, c.l, sh.118, Hds.58.

[25] Sahih-i Müslim, Kitabu'l-Fiten, B.23, Hds.116.

Sünen-i Ebu Davud, Kitabu'l-Melahim, B.14, Hds.4324.

Sünen-i Tirmizî, Kitabu'l-Fiten, B.51, Hds.2345.

[26] Sahih-i Buharı, Kitabu'l-Fiten, B.25, Hds.62. Sahih-i Müslim, Kitabu'l-Fiten, B.15, Hds.2902.

[27] Sahih-i Müslim, Kitabu'l-Fiten, B.13, Hds.40

[28] Sahih-i Buhârî, Kitabu'l-Fiten, B.5, Hds.16.

Sahih-i Müslim, Kitabu'l-Fiten, B.23, Hds.116. Sünen-i İbn Mace, Kitabu'l-Fiten, B,24, Hds.4039.