"Yüzlerinizi
doğuya ve batıya çevirmeniz iyilik değildir. Amma iyilik Allah'a, ahiret
gününe, meleklere, kitablara ve peygamberlere iman eden, mala olan sevgisine
rağmen onu, yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, isteyip dilenene
ve kölelere (özgürlükleri için) veren, namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve
ahidleştikle-rinde ahidlerine vefa gösterenler ile zorda, hastalıkta ve savaşın
kızıştığı zamanlarda sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır). İşte bunlar,
doğru olanlardır ve muttaki olanlar da bunlardır. [1]
Ebu Umame (r.a.)'dan;
Bir adam sordu:
Ya Rasulullah, iman
nedir?
Rasulullah (s.a.s.)
şöyle buyurdu:
"Yaptığın
iyilikten haz duyarsan, yaptığın kötülüğe üzülürsen, sen mü'minsin.[2]
Nevras b. Sem'an
(r.a.) anlatıyor:
Rasulullah (s.a.s.)'e,
iyilik ve günahı sordum da şöyle buyurdu:
"İyilik ahlâk
güzelliğidir. Günah ise, kalbine gıcık yapan ve başkalarının muttali olmasından
hoşlanmadığın şeydir. [3]
Vabısa b. Ma'bed el -
Esedî (r.a.)Man;
Rasulullah (s.a.s.),
Vabısa'ya:
"Sen, sevab ve
günahı sormaya mı geldin?" buyurmuş.
(Vabısa) sözüne devamla dedi ki:
Ben:
Evet, demiştim.
Bunun üzerine O,
parmaklarını birleştirip onlarla göğsüne vurmuş ve üç defa:
"Sen, fetvayı
kendinden iste, sen, fetvayı kendinden iste ya Vabısa! buyurmuş.
(Sonra da sözüne şöyle
devam etmişti):
"İyi ve sevab,
canın kendisiyle sükûn, kalbin kendisiyle huzur bulduğu şeydir. Kötü ve günah
ise, insanlar, sana fetva verseler de onlar, sana (farklı) açıklamada bulunsalar
da, insanın içine oturan, insanın gönlünde gidip gelen şeydir!"[4]
[1] Bakara, 2/177.
[2] İmam Rûdânî, A.g.e. c.l, sh.31, Hds.58. Taberânî,
Mu'cem'ul - Kebir'den.
Aynı eserin, 1. cilt
"Tahric" bölümünün 405. Sahife ve 58. Notta şu bilgiler yer
almaktadır:
"Bu hadisi, İmam
Ahmed (Müsned, 5 - 252, 256) dışında İbn Hibbân, el - Hakim, Şuabu'l - İman'da
Beyhakî ve el -Muhtare'de Diyâu'l - Makdisî tahric ettiler. El - Hakİm'in,
"Sahihayn'ın şartınca sahihtir." hükmünü, Zehebî de onaylamış, el -
Irakî, Emâlî' sinde, "hadis sahihtir." el - Heysemî ise,
"ricali, sahih ricalidir." demişlerdir. Buna yakın bir lafızla gelen
Ebu Musa hadisi ise, Ahmed (4 - 398) rivayet etmiştir. İsnadının ravileri
güvenilir kişilerden oluşmuştur, ancak kopukluk vardır. (Feyd, 1,374. Mecma',1,
86).
Hatib-i Tebrizî,
Mişkâtü'l - Mesabih, Kitabu'İ - İman, Fa-sü:3, Hds.45.
İmam Suyutî, A.g.e. c.l, sh.203, Hds.379 (677). Ahmed b. Hanbel, Müsned,
c.l sh.18,26 ve c.3, sh.446'dan. Taberânî, A.g.e. c.l, sh.256, Hds.168.
[3] Sahih-i Müslim, Kitabu'İ - Bini ve's - Sıla, B.6,
Hds.14 -15. Sünen-i Tirmizî, Kitabu'z - Zühd, B.40, Hds.2494.
[4] Sünen-i Dârimî, Kitabu'l - Buyu, B.2, Hds.2536.
İmam Suyutî, A.g.e. c.2, sh.204, Hds.1737 (3198). Ahmed b. Hanbel,
Müsned, c.4, sh.228'den.