46) İyiliklerden Dolayı Sevinmek, Kötülüklerden Dolayı Da Üzülmek

 

"Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz iyilik değildir. Amma iyilik Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitablara ve peygamberlere iman eden, mala olan sevgisi­ne rağmen onu, yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, isteyip dilenene ve kölelere (özgürlükleri için) veren, namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve ahidleştikle-rinde ahidlerine vefa gösterenler ile zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda sabredenlerin tutum ve dav­ranışlarıdır). İşte bunlar, doğru olanlardır ve muttaki olan­lar da bunlardır. [1]

Ebu Umame (r.a.)'dan;

Bir adam sordu:

Ya Rasulullah, iman nedir?

Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:

"Yaptığın iyilikten haz duyarsan, yaptığın kötülüğe üzülürsen, sen mü'minsin.[2]

Nevras b. Sem'an (r.a.) anlatıyor:

Rasulullah (s.a.s.)'e, iyilik ve günahı sordum da şöy­le buyurdu:

"İyilik ahlâk güzelliğidir. Günah ise, kalbine gıcık yapan ve başkalarının muttali olmasından hoşlanmadığın şeydir. [3]

Vabısa b. Ma'bed el - Esedî (r.a.)Man;

Rasulullah (s.a.s.), Vabısa'ya:

"Sen, sevab ve günahı sormaya mı geldin?" buyurmuş.

 (Vabısa) sözüne devamla dedi ki:

Ben:

Evet, demiştim.

Bunun üzerine O, parmaklarını birleştirip onlarla göğsüne vurmuş ve üç defa:

"Sen, fetvayı kendinden iste, sen, fetvayı kendinden iste ya Vabısa! buyurmuş.

(Sonra da sözüne şöyle devam etmişti):

"İyi ve sevab, canın kendisiyle sükûn, kalbin kendi­siyle huzur bulduğu şeydir. Kötü ve günah ise, insanlar, sana fetva verseler de onlar, sana (farklı) açıklamada bu­lunsalar da, insanın içine oturan, insanın gönlünde gidip gelen şeydir!"[4]

 

 



[1] Bakara, 2/177.

[2] İmam Rûdânî, A.g.e. c.l, sh.31, Hds.58. Taberânî, Mu'cem'ul - Kebir'den.

Aynı eserin, 1. cilt "Tahric" bölümünün 405. Sahife ve 58. Notta şu bilgiler yer almaktadır:

"Bu hadisi, İmam Ahmed (Müsned, 5 - 252, 256) dışında İbn Hibbân, el - Hakim, Şuabu'l - İman'da Beyhakî ve el -Muhtare'de Diyâu'l - Makdisî tahric ettiler. El - Hakİm'in, "Sahihayn'ın şartınca sahihtir." hükmünü, Zehebî de onaylamış, el - Irakî, Emâlî' sinde, "hadis sa­hihtir." el - Heysemî ise, "ricali, sahih ricalidir." demişler­dir. Buna yakın bir lafızla gelen Ebu Musa hadisi ise, Ah­med (4 - 398) rivayet etmiştir. İsnadının ravileri güvenilir kişilerden oluşmuştur, ancak kopukluk vardır. (Feyd, 1,374. Mecma',1, 86).

Hatib-i Tebrizî, Mişkâtü'l - Mesabih, Kitabu'İ - İman, Fa-sü:3, Hds.45.

İmam Suyutî, A.g.e. c.l, sh.203, Hds.379 (677). Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.l sh.18,26 ve c.3, sh.446'dan. Taberânî, A.g.e. c.l, sh.256, Hds.168.

[3] Sahih-i Müslim, Kitabu'İ - Bini ve's - Sıla, B.6, Hds.14 -15. Sünen-i Tirmizî, Kitabu'z - Zühd, B.40, Hds.2494.

[4] Sünen-i Dârimî, Kitabu'l - Buyu, B.2, Hds.2536.

İmam Suyutî, A.g.e. c.2, sh.204, Hds.1737 (3198). Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.4, sh.228'den.