KENDİNİ BİLMEK VE TANIMAK

 

Rabbimiz Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

“İnsan neden yaratıldığına bir baksın.” [1] Rabbimiz, insanı neden, nasıl yarattığını düşünmemizi buyuruyor. Çünkü nasıl, ne şekilde yaratıldığımızı iyi bir şekilde düşündüğümüz zaman tesadüfen, başı boş bir şekilde yaratılmadığımızı, ancak Rabbimizin lütfuyla, dilemesiyle bir amaç ve bir gaye için yaratıldığımızı anlamış oluruz.

Emiru’l-Müminin İmam Ali (r.a.):

“Kendini bilen, Rabbini bilir” [2] buyurur. Tevhid akidesini kavrayıp katıksız, şeksiz, şüphesiz ve sarsılmaz bir iman ile iman eden muvahhid mü'minlerden her fert, kendini çok iyi bilmeli ve tanımalıdır. Rabbi Allah (c.c.)’ı bilmiş ve tanımış, önderi Rasûlullah (s.a.s.)’i bilmiş ve tanımış, yegâne hayat nizamı olan dini İslam’ı bilmiş ve tanımış olabilmek için, insan önce kendini çok iyi bilmeli ve tanımalıdır. Ancak kendini bilip tanıyan muvahhid mü'minler, yaradılış gayesine uygun hareket edebilirler. [3]



[1] Târık: 86/5

[2] Hz. Ali b. Ebû Tâlib, Nehcü’l-Belâğa, Çev. Abdulbaki Gölpınarlı, Kum Yay, 1989, s. 419

[3] Kul Sadi Yüksel, Muvahhid Aileyi Kurmak, s. 47. Not: Yazar, bu sayfanın not kısmında “Kendini bilen Rabbini bilir” sözünün hadis olmadığını kaynak göstererek belirtiyor. Gösterdiği kaynaklar için Bkz. Aclunî, Keşfu-l Hafâ, c. 2, s. 262, no: 2532; Aliyyu’l Kari, Zayıf Hadisleri Öğrenme Metodu, çev. Ahmet Serdaroğlu,  s. 118, İst. 1986. Süleyman Gülek, İnsan Gerçeği Ve İslami Hayat, Rağbet Yayınları, İstanbul, 2005: 56.