Lügatta, şeklinde kullanılır ve "birşeyi dikkatle
yaptı", "iki davalı arasında hükmetti",
"haklıyı haksızdan ayırdı", "infaz
etti" anlamlarına gelir. "Kaza" kelimesi
Kur'an-ı Kerimde de birçok ayette geçmektedir. Allahu
Teâla:
"Bir şeyin olmasını isteyince ona sadece
"ol" der o da oluverir."
Allahu
Teâla kesin olarak bir şeyin olmasına hükmettiği zaman o
şey en ufak bir duraklama ve çekinme göstermeden varlık dünyasına
girer.
"O'dur sizi çamurdan
yaratan sonra size bir ecel tayin eder."
Yani
Allah (c.c.)
çamurdan yarattığı mahluk için yaratılış ile ölüm
arasında bir ecel tayin edendir.
"Rabbin yalnız kendisine tapmanızı emretti."
Yalnızca kendisine
tapmanızı, kendisinden başkasına kesinlikle tapmamamızı
emretti.
"Allah ve Rasülü bir şeye hükmettiği zaman; ne mümin
erkekler için ne de mümin kadınlar için artık işlerinde
bir seçme hakkı olamaz."
Yani
Allah ve Rasülü bir emirle emrettiği ve hükümle hükmettiği
zaman sizin başka bir hükmü seçme hakkınız yoktur.
"Onları yedi gök olarak var etti."
Yani gökleri yedi
kat olarak sağlam bir şekilde yaptı.
"Allah işlenmesi gerekli olan emri yerine getirmek için
yaptı."
Yani
vacib olarak bir işin
kesinlikle yapılması için yaptı.
"İş tamamlandı"
Yani
onların helak eden, yerle bir eden, onlardan kurtaran iş
tamamlandı.
"Ecelin hükmü yerine gelsin."
Yani
ölüleri diriltme ve amellerine
göre hesaba çekmek için tayin ettiği ecel gerçekleşip geçsin
diye.
"De ki: Acele istediğiniz şey benim yanımda olsaydı
iş bitmiş olurdu."
Yani
siz hemen helak olurdunuz
ve iş tamamen biterdi.
"...Ve iş olup bitti."
Yani
Allah tarafından kesin olarak hükmedilen bir işti.
Allah'ın kazasından kesin olarak hükmettiği bir iş
olduğundan dolayı sana rağmen fiilen gerçekleşir.
"Bu, Rabbimin yapmayı üzerine aldığı kesinleşmiş
bir hükmüdür."
Ayette
geçen kelimesi mastardır. Bir işi yapmak gerektiğinde ve
kesinlikle yapılmasına hükmedildiği zaman demektir. Yani
onların gelişleri Allah'a vaciptir. Ayetlerde kullanılış
şekline göre kelimesi birçok anlamı olan müşterek lafızlardandır. Bu
anlamlardan bazıları şunlardır: "Bir şeyi muhkem
ve sağlam yaptı", "kılmak", "infaz
etmek", "bir işi tamamlamak", "bir şeyin
varlığını kesin kılmak", "bir işin sona
ermesi", "işe hükmedilmesi", "kesin
şekilde hüküm vermek".
Ancak "Kaza" kelimesi bu kadar çeşitli
manalarda kullanılmasına rağmen bunlar arasında
"Kaza", Allah'ın "külliyat" hakkındaki
hükmüdür gibi bir anlama rastlamak mümkün değildir.
Tıpkı "Kader" kelimesinin ayetlerde; Allah'ın
"cüziyat" hakkındaki hükmüdür gibi bir anlamda
kullanılmadığı gibi. Buna göre bir çok sözlük anlamı
bulunan "Kaza" kelimesi, Kur'an-ı Kerim'de sözlük
anlamıyla kullanılmıştır. Geçen anlamların hiç birinde
herhangi bir ihtilaf söz konusu değildir. Bu anlamlar sözlük
anlamları olup aklın bunda hiçbir rolü yoktur. Eğer
"Kaza" kelimesinin şer'i bir anlamı olsaydı bu
anlam, elbette hadis veya ayetle belirtilmesi gerekirdi ki böylece
bu, şer'i anlamdır denilebilsin. Ancak sözlük anlamlarının
dışında hiçbir anlamda kullanılmamıştır. Bu nedenle de
Ayetlerde geçen "Kaza" kelimesinden maksat, daha
sonraları kelamcıların üzerinde ihtilaf ettikleri
"Kaza ve Kader" değildir. Ayetlerde ve hadislerde
geçen "Kader" kelimesinin içeriğinin, "Kaza
ve Kader" konusuyla hiçbir şekilde ilgisi olmadığı
gibi, yukarıda zikredilen ayetlerde geçen "Kaza"
kelimesinin de "Kaza ve Kader" konusuyla uzaktan yakından
ilgisi yoktur. Bu ayetler ve hadisler, Allah'ın
sıfatlarından ve Allah'ın fiillerinden bahsetmektedir.
"Kaza ve Kader" ise kulun fiilini araştırır. Bu
ayetlerin konusu şer'i olup anlamları ise sözlük anlamlarıdır.
Kelamcıların bahsettikleri "Kaza ve Kader" konusu
ise akli bir konudur. Bu ayetler ve hadisler sözlük veya
şer'i anlamlarıyla tefsir edilirler. "Kaza ve
Kader" konusu ise kelamcıların koydukları ıstılahi
bir anlamdır.
|