ŞİİRLERLE ÖLÜM VE ÖTESİ

 
 
 

VE GÜZELİM CENNET

 
 

Defterini sağ eline alanlar,
Mîzanda sevabı ağır olanlar,
"Feriykun fil-Cenne"ye ayrılacak,
Bunlara Cennet yolu açılacak.
Önlerine son bir sınav çıkacak,
Onu aşan Cennet'e kavuşacak
Son sınav Sırat Köprüsü olacak,
Gerçek mü'minler onu da aşacak.
Günahkârlar Sırat'a takılırken,
Münafıklar Cehennem'e düşerken,
Mü'minler yıldırım gibi geçecek,
Son sınav da başarıyla bitecek.
Sonra engelsiz koşu başlayacak,
Sırat'ı geçen Cennet'e koşacak.
Bu koşu, farklı bir koşu olacak,
Cennet'in önünde noktalanacak!
Cennet'in önüne geldikleri an,
"Ah! Kapı açılsa" dedikleri an,
Cennet'in kapıları açılacak,
Rıdvan mü'minleri karşılayacak.
Önce "Selâmun aleyküm!" diyecek,
Sonra "Tertemiz geldiniz!" diyecek,
Daha pek çok iltifatlar edecek,
"Buyurun, Cennet'e girin!" diyecek.
Cennet'e giriş, duygusal olacak,
İnsan, gözlerine inanamayacak!
Tarihsel, evrensel bir an olacak,
Ruhsal heyecan doruğa çıkacak.
Öncelikle peygamberler girecek,
Ve ardından ümmetleri girecek,
Melekler yerlerini gösterecek,
"İşte mülkün, hepsi senin!" diyecek.
Mü'minler, mülklerine yerleşecek,
Ağaçların altında dinlenecek,
Hûriler, vildanlar hizmet edecek,
Allah, "Yiyin için kulum" diyecek.
Eşler, eşiyle birlikte olacak,
Cennet divanlarına uzanacak,
Doyasıya sevip sohbet edecek,
Aile hayatı devam edecek.
Eşleri Cehennem'de bulunanlar,
Ya da dünyada eşi olmayanlar,
Cennet'te hiç kimse tek kalmayacak,
Herkes gönlüne göre eş bulacak.
Eşler, her açıdan mutlu olacak,
Bu mutluluk sürekli olacak,
İkisi de genç ve zinde olacak,
Yaşları da hep otuzüç olacak.
Cennet'te ısı hep aynı olacak,
Sürekli bahar mevsimi olacak,
Enerjisi yapısından olacak,
Bu nedenle hep aydınlık olacak.
Dün, bugün, hafta, ay, yıl olmayacak,
Zaman birimi sözlükten çıkacak,
İnsanlar her zaman piknik yapacak,
Ağaçların altında oturacak.
Cennet nimetleri çok bol olacak,
İnsanların gözü gönlü doyacak,
Hasetlik, kıskançlık unutulacak,
Her şey önlerinde hazır olacak.
Ağaçların dalları uzanacak,
"Meyvemden kopar" diye yalvaracak.
Hûriler, vildanlar servis yapacak,
Cennet meşrûbatları sunulacak.
Cennet nimetleri şeffaf olacak,
Sindirilip deriden atılacak,
Bağırsaklar devre dışı kalacak,
Tuvalet ihtiyacı olmayacak.
Saçlar ve tırnaklar uzamayacak,
Kuaför salonları olmayacak,
Her şey hazır, her şey doğal olacak,
Mutfak, yemek işi de olmayacak.
Cennet hayatı farklı bir âlemdir,
İnsanlar orada tam güvendedir,
Hastalık, yaşlılık, ölüm yok orda,
Yarınlar için bir kuşku yok orda.
Tüm mü'minler tek kalp gibi olacak,
Birbiriyle doğal kardeş olacak,
Karşılıklı ziyaretler olacak,
Dünya anıları konuşulacak.
Ana-baba ziyaret edilecek,
Evlât, kardeş bir araya gelecek,
Akrabalar, yakınlar toplanacak,
Doyasıya görüşmeler olacak.
Dileyen yerde yaya yürüyecek,
Kimi divanı ile gezinecek,
İsteyen kuşlar gibi uçacak,
İsterse ışık hızını aşacak.
Cennet'in doğası başka olacak,
Denge-düzeni çok farklı olacak,
Bal, süt, şerbet ırmaklardan akacak,
Kevser Irmağı çok tatlı olacak.
Ağaçları altın, gümüş olacak,
Dalı yerde, kökü üstte olacak.
Sarayları mücevherden olacak,
Divanları yakut, zümrüt olacak.
Kadehleri billur gümüş olacak,
Yatak, yastık hâlis ipek olacak,
Giysileri yeşil ipek olacak,
Hepsi hazır, hepsi doğal olacak.
Cennet'te mü'minler özgür olacak,
Zorunlu bir görevi olmayacak,
Namaz ve oruç da farz olmayacak,
Suç günah kavramları da kalkacak.
Cennet'te nimet sürekli artacak,
İnsan ne dilerse, hemen olacak,
Huzur mutluluk doruğa çıkacak,
Hayal duygularını da aşacak!..

***

Cennet'in bir de ruhsal yönü var,
Peygamber, evliya sohbetleri var.
Ah! Ne feyizli sohbetler olacak,
Ruhlar da mânevi gıda alacak.
Âlimler, toplanıp sohbet edecek,
Âyet ve hadis tefsir edilecek,
Bazı âyetin sırrı çözülecek,
Cennet ilim meclisine dönecek.
Evliyalar ruhsal sohbet yapacak,
Konuları İlâhi aşk olacak,
Cennet ehli doğal aşkı tadacak,
Ruhlar, "Allah!" diye yanacak.
Şehidin sohbeti cihad olacak,
Cihad anıları konu olacak,
"Ah! Tekrar dünyaya dönsem" diyecek,
"Tekrar tekrar şehit olsam" diyecek.
Ashâbı Kiram'da sohbet yapacak,
Çok feyizli, çok anlamlı olacak,
Tek konu Asrı Saadet olacak,
Cenneti aşan bir durum olacak.
Peygamber sohbeti farklı olacak,
Önce Âdem Babamız konuşacak,
Cennet anılarını anlatacak,
Havva Anamız yanında olacak.
Yasaklanan ağacı gösterecek,
"İşte! Şu ağaçtan yedim" diyecek,
O an hüzün duyup, kederlenecek,
Sonra dünya anısına dönecek.
Nuh Peygamber Tûfan'ı anlatacak,
Gemidekiler yanında olacak,
"Altı ay gemide kaldık" diyecek,
"Kâfirler suda boğuldu" diyecek.
İbrahim Nebiy, "Ah! Nemrut" diyecek,
"Beni ateşe o attı" diyecek,
Tevhidden tevekkülden bahsedecek,
"Ateş beni yakamadı" diyecek.
Musa Nebiy de "Firavun" diyecek,
"Allah onu suda boğdu" diyecek,
Sina'dan, Âsâ'dan sohbet edecek,
"Yahudiyle çok uğraştım" diyecek.
İsa Peygamber "Havarim" diyecek,
Yahudi ırkına sitem edecek,
"Allah onlardan kurtardı" diyecek,
"Gökte asırlarca kaldım" diyecek.
Peygamberler tek tek sohbet edince,
Ve sıra son Peygambere gelince,
Melekler uçuşup haber verecek,
"Firdevs'e sohbete gelin!" diyecek.
Firdevs Cenneti özel süslenecek
Vesiyle Makam'ı nûr'a dönecek,
Peygamberler ümmetiyle gelecek,
Sahabeler de hasret giderecek.
Hazret-i Muhammed görüldüğü an,
Makam-ı Mahmûd'a yürüdüğü an,
Coşku heyecan doruğa çıkacak,
Melekler sevinip kanat çırpacak.
Göremeyen gözler gördüğü zaman,
"İşte Muhammed!" denildiği zaman,
Gözler Muhammed'e baktığı zaman,
Cennet'te Asrı Saadet olacak.
Peygamberimiz Kur'an okuyacak,
Kur'an'ın yorumunu yapacak,
Âyetlerin şifresini çözecek,
Kur'an mûcizesi gerçekleşecek.
Bu sohbette, kalpler olgunlaşacak,
Ruhsal makamlar bir bir aşılacak,
İnsanlık amacına ulaşacak,
Cemâlullah'a aday olunacak!..