Müteşâbih haberler hakkında selefin i’tikâdı
 
 
 
Basîret ehli yanında şübhesiz en açık hak mezheb, Selefin mezhebidir.
Ya’nî Eshâb-ı kirâm ve tâbi’înin mezhebidir. İşte şimdi bu mezhebi
ve delîllerini açıklıyarak diyorum ki, bizce hak olan Selef mezhebinin
hakîkati, avâmdan olan, ya’nî islâm i’tikâdını iyice bilmiyen bir kimseye,
Allahü teâlânın zâtı ve sıfatları hakkında müteşâbih bir haber veyâ söz ulaşı
nca, onun üzerine yedi şey vâcib olur:
1– Takdîs,
2– Tasdîk,
3– Aczini i’tirâf etmek,
4– Sükût,
5– Keff (el çekmek, çekinmek),
6– İmsâk,
7– Ma’rifet ehline teslîm olmak.
1– Takdîs: Allahü teâlâyı cism olmakdan ve cisme benzer şeylerden
tenzîh etmekdir.
2– Tasdîk: Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdukları
na inanmakdır. Bütün bildirdikleri hakdır, doğrudur. Buyurduklarında sâdı
kdır. Hak Onun dediği ve murâd etdiği yöndedir.
3– Aczini i’tirâf etmek: Avâmın, müteşâbih bir haberde Allahü
teâlânın ve Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” murâdını bilmenin
ve anlamanın, gücü dışında olduğunu ikrâr etmekdir. Zâten bu avâmın şânı
ndan değildir, vazîfesi de değildir.
4– Sükût: Teşbîhe götüren haberlerin ma’nâsından avâmın süâl sor-
maması, o mevzu’a dalmaması, ondan süâl etmenin bid’at olduğunu bilmesidir.
O mevzu’a dalmasında dîni için tehlüke vardır. Farkında olmadan
küfre düşebilir.
5– İmsâk: Teşbîh uyandıran lafzlarda tasarruf etmemek [hükm
vermemek], başka bir dile çevirmemek, onda ziyâde ve noksanlık yapmamak,
cem’ ve tefrîk [birleşdirme ve ayırma] yapmamakdır. Belki söylenen
lafzı, îrâdı, irâbı, tasrîfi ve sîgası nasıl bildirilmişse, o şeklde söylemelidir.
6– Keff: Avâmın, müteşâbih sözlerin ma’nâlarını irdelemekden
gönlünü ve zihnini men’ etmek ve tefekkür etmemekdir.
7– Teslîm: Ma’rifet ehline teslîm olmakdır. Kendisine âcizliği dolayı
sıyla gizli olan müteşâbihlerin, Resûlullaha “sallallahü aleyhi ve sellem”,
Peygamberlere “aleyhimüsselâm”, sıddîklara ve velîlere gizli kalmadığı-
na i’tikâd etmekdir.
Selef-i sâlihîn, yukarıdaki yedi maddeyi avâmın herbiri üzerine vazîfe
olarak vâcib kılınmasını i’tikâd etmişlerdir. Selefin bu yedi vazîfenin
herhangi birine muhâlefeti düşünülemez. şimdi bu vazîfeleri teker teker
açıklayalım: