İçimizde öyle bir doyma ve kanma duygusu var ki, onu doyuran ve kandıran şeye hakikat diyoruz. Halbuki hakikat bizim duygumuzdan mücerret ve müstakil olmak gerek... İşte bu mücerret ve müstakil ana yol, yine içimizde, fakat saklanmış olması lâzım... Onun içindir ki, hakikati önce his, sonra fikrederiz.
His sultan, akıl vezir... Haddini bilmek şartiyle...