MÜBAREK GECELER

Allah indinde gün ve geceler birdir. Ancak bazı gün ve geceler vardır ki, o gün ve gecede meydana gelen bazı hadiseler onları faziletli kılmıştır.

Cuma günü ve Cuma gecesi, Ramazan günleri ve geceleri, bayram günleri ve bayram geceleri gibi. Her Müslüman bu mübarek gün ve geceleri ibadet, taat, hayırlı amel ve hizmetlerle değerlendirmelidir.

Ayrıca dört mühim gece vardır ki o geceleri ihya etmek, gündüzlerini hayırlı amellerle geçirmek çok büyük sevaplara nailiyete sebeptir.

Bu geceler:

1- Regaib gecesi.

2- Mirac gecesi.

3- Berat gecesi.

4- Kadir gecesi’dir.

 

1- REGÂİB GECESİ

Receb-i Şerif ayının ilk Perşembe’sini Cuma’ya bağlayan geceye Regâib Gecesi denir.

Hz. Amine’nin Peygamberimiz, Efendimiz Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve selleme hamile kaldığını anladığı gecedir. Regâib: Rağbet edilen, çok değerli, ikram, ihsan gibi manalara gelir.

Regâib gecesi namaz, Kur’an tilaveti, zikir ve dua ile geçirilmeli, nefis muhasebesi yapmalı, günahlarımıza tevbe edip, istiğfar edip kendimizi yenilemeliyiz.

 

2- MİRAC GECESİ

İsra ve Mirac mucizesi, hicretten bir, bir buçuk yıl kadar önce Receb-i Şerif’in yirmi yedinci gecesinde vuku bulmuştur.

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bir gece Mescid-i Haram’dan alınarak, Mescid-i Aksa’ya götürülmüş, oradan da semavata çıkarılmış, nice tecellilere mazhar olduktan sonra yeniden Mescid-i Haram’a getirilmiştir.

Mescid-i Haram’la Mescid-i Aksa arasında yolculuğu Burak’la oldu. Göklere ise Mirac ile yükseldi. Bu yolculukta refiki Cebrail aleyhisselamdı. Mirac hadisesi Ruh maal ceset olmuştur.

Bu gecede Peygamberimize ve dolayısıyla ümmetine şu armağanlar sunuldu:

1- Bakara suresinin son iki ayeti.

2- Her gün beş vakit namaz.

3- Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin ümmetinden Allah Teâlâ’ya hiçbir şeyi ortak koşmadan ölenlerin mağfiret olunacağı.

Bu büyük mucizeyi Allah Teâlâ şöyle bildiriyor:

"Bir gece, kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye, kulunu (Peygamberimizi) Mescidi Haram’dan çevresini mübarek kıldığımız, Mescid-i Aksa’ya götüren Allah, noksan sıfatlardan münezzehtir. O gerçekten işitendir, görendir." (İsra/1)

Ayrıca bu hadise hakkında Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesai ve diğer bir kısım hadis mecmualarında çok geniş olarak rivayetler yapılmıştır.

Bu mübarek gece gafletle geçirilmemelidir. Gecesi, Kur’an tilaveti, tevbe, istiğfar, dua, zikirle varsa kaza namazları kılınarak, kaza namazı olmayanlar nafile namazı kılarak geçirmelidir.

Gündüzü de oruçlu olunmalıdır.

 

3- BERAT GECESİ

Şaban-ı Şerif ayının on beşinci gecesine Berat gecesi denir. Bu gecede Allah Teâlâ mahlûkatın:

1- Bir sene içindeki rızıklarını

2- Zengin veya fakir, aziz veya zelil olacakları

3- Ölecekleri, doğacakları

4- Hacca gidecekleri ve benzeri durumları bu işlerle vazifeli meleklere bildireceği rivayet olunmaktadır. O bakımdan bu gece de asla ihmal edilmemeli, gündüzü oruçlu geçirilmeli, gecesi de, ibadet, dua, zikir, namaz, tevbe ve istiğfarlarla ihya edilmelidir.

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmaktadır:

"Allah, Şaban’ın on beşinci gecesinde tecelli edip Allah’a şirk koşan ve Müslümanlara kin besleyip, düşmanlık edenlerin dışında tüm yarattıklarını bağışlar." (İbni Mace)

Kur’an-ı Kerim’in Levhi Mahfuz’dan, dünya semasına toptan indirildiği ve oradan da peyderpey Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve selleme gönderildiği rivayeti vardır. Duhan suresi üçüncü ayeti kerimesinde geçen Leyle-i Mübareke’nin Berat gecesi olduğu söylenmektedir.

 

4- KADİR GECESİ

Allah Teâlâ, Kadir gecesinin faziletini, Kadir suresi ile bildirmektedir:

"Biz O’nu (Kur’an’ı) Kadir gecesinde indirdik.

Kadir gecesinin ne olduğunu sana haber veren oldu mu?

Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır.

Zira o gecede, her iş hakkında bir takım emirler alarak Rab’lerinin izniyle melekler ve ruh (Cibril) yere iner. O gece selamettir, esenliktir. Fecrin doğuşuna kadar devam eder."

Çeşitli rivayetler içinde en kuvvetli rivayet Kadir gecesinin Ramazan’ın yirmi yedinci gecesi olduğudur. Bu mübarek gecede Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve selleme Hira Nur dağında iken ilk vahiy gelmiştir. O gece nazil olan ilk ayetler Alak suresinin ilk beş ayetidir. Bu geceyi ihya etmek çok büyük sevaplara nailiyettir. Bu geceyi de diğer geceler gibi, kaza namazı kılarak, kaza namazı yoksa nafile namazlar kılarak, Kur’an gecesi olduğu için çokça Kur’an okuyarak, manaları üzerinde tefekkür ederek, tevbe, istiğfar, dua ve zikirler yaparak ihya etmeliyiz. Bilhassa:

"Allâhümme inneke afüvvün tuhibbül afve fa’fu annî." duasını sık sık tekrarlamalıyız.

Hz. Aişe radıyallahu anha validemiz, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve selleme: “Şayet Kadir gecesine ulaşırsam nasıl dua edeyim?” diye sormuş. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem de yukarıdaki duayı okumasını talim buyurmuştur.

Duanın manası şudur: "Allah’ım, muhakkak sen affedicisin, affı seversin, beni affet."

Enes bin Malik radıyallahu anh şöyle rivayet etti. Ramazan ayı girdi. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Bu ay geldi, O’nun içinde bin aydan daha hayırlı olan bir gece vardır. Kim O’nun hayrından mahrum olursa, bütün hayırlardan mahrum olmuş olur. Onun hayrından mahrum olan, saadetten payı olmayan kimsedir." (İbni Mace)