NİKÂHLANMASI HARAM OLAN KADINLAR

 

«Sizlere, analarınız, kızlarınız, kızkardeşleriniz, halaları­nız, teyzeleriniz, kardeşlerinizin kızları, kızkardeşlerinizin kız­ları, sizi emziren süt anneleriniz, süt kardeşleriniz, kanlarını­zın anneleri,   kendileriyle   gerdeğe girdiğiniz   kadınlarınızdan olup, himayenizde bulunan üvey kızlarınız,  onlarla gerdeğe girmemlşseniz size bir engel yoktur  öz oğullarınızın eşleri ve İki kızkardeşi bir arada almak suretiyle evlenmek geç­mişte olanlar artık geçmiştir haram kılındı. Doğrusu Allah bağışlar ve merhamet eder.» (Nisa sûresi, âyet: 23).

Cenâb-i Allah bu âyetle kadınlardan nikâhı helâl olanlar­la nikâhı haram olanları beyân ediyor. Şöyle ki, yedi tane ne­sep yoluyla, altı tane de redâ' (süt) ve sıhr (evlenmekle mey­dana gelen akrabalık) yoluyla haram kılınmıştır. Ayrıca mü-tevatir sünnet ile de bu altıya ilâveten, kadınla halasını we tey­zesini birlikte bir adamın nikâhı altında bulundurması haram kılınmıştır.

Buna istinaden îbnü Abbas (R.A.), neseb cihetiyle, yedi, sıhr cihetiyle de yedi kadımn haram kılındığım söylemiştir.

Âyet ve hadîsin delaletiyle nikâhı haram olan kadınları şöyle tâsnîf edebiliriz:

a)

1. Anneler, neneler,

2. Kızlar,

3. Kız kardeşler,

4. Halalar,

5. Teyzeler,

6. Birader kızları,

7. Hemşire kızları,

b)

8. Süt anneler,

9. Süt hemşireler,

10. Kanlarımızın anaları,

11  Gerdeğe girdiğimiz kanlarımızın başka kocadan olan üvey kızlarımız,

12. Kendi sulbümüzden gelen öz oğullarımızın kanlan,

13. tki kız kardeşi birlikte nikahlamamız,

14. Kadın ile halasını veya teyzesini birlikte nikahlama­mız veyahut babalanmızm nikâh ettiği kadınlar. Bunun gibi kadın biraderzadesinin ve hemşirezadesinin üzerine de nikâh olunmaz.

Cenâb-ı Peygamber (S.A.V.)den rivayet   olunan   meşhur hadîslerinde buyuruluyor ki:

«Kadın, ne halasının, ne teyzesinin, ne kardeşinin kızının, ne de kızkardeşinin kızının üzerine nikâh olunur.» Sncak geçmiş­te olanlar müstesna, çünki olan olmuş, geçen geçmiştir [1] Bu tasnifin izahına gelince:

a) «Analar» denilince, kendi annelerimiz, babamızın ve an­nemizin anaları ve onların anaları kasdedilmiş oluyor.

b)  «Kızlarınız» denilince, bizzat kendi kızlarımız, oğul­larımızın ve kızlarımızın kızları olan torunlarımız ve torunla­rımızın torunları kasdedilmiş, oluyor.

c)  «Kız kardeşleriniz» denilince, gerek ana baba bir, gerek ayrı, bütün hemşirelerimiz kasdedilmiş olur.

ç) «Halalarınız»  denilince, babalarımızın,  dedelerimizin kızkardeşleri kasdedilmiş oluyor.

d)  «Teyzeleriniz» denilince, annelerimizin ve nenelerimi­zin kızkardeşleri kasdedilmiş oluyor.

e)  «Birader kızlarınız» denilince,   erkek kardeşlerimizin

ister baba-ana bir' olsun, ister ayrı ayrı olsun  kızları, to­runları ve torunlarının torunları... kasdedilmiş oluyor.

f)  «Hemşire kızlarınız» denilince, kızkardeşlerimizin ister baba-ana bir olsun/ ister ayrı olsun   kızları ve torun­ları kasdedilmiş oluyor.

Bunlar neseb cihetiyle haram olanlardır,

a) «Sizi emziren süt analarınız» denilince, süt analarımız ve nenelerimiz kasdedilmiş oluyor.

b)  «Süt hemşireleriniz» denilince, süt anamızın kızı kas-dedilmiş olur. Çünki süt emzirenlere anne, emenlere ise kar­deş denilmesi, bunlarda da neseb evsaf ve hükümlerinin cere­yan ettiğini gösterir. Süt analar, süt kızkardeşler olunca, süt babalar, süt kızlar, süt halalar, süt teyzeler, süt birader ve kızlan da var demektir. O halde redâan haram olanların da bu kıyas üzere yediye yükseleceği, ancak ikisinin zikredilme-siyle geri kalanından bahsedilmeye lüzum görülmediği anlaşıl­mış oluyor.

c) «Kanlarınızın anaları» denilince, umumiyetle, kadın­larımızı gerdeğe girilmiş olsun olmasın  anaları kasdedil-miş oluyor.

ç) «Gerdeğe girdiğiniz kadınlarınızdan olup himayeniz­de bulunan üvey kızlarınız» denilince, karılarımızın başka ko­cadan olan kızları kasdedilmiş olur. Bu kızlar ekseri üvey ba­balarının himayesinde veya onların hanesinde terbiye edildiği için «hucûr» kelimesi zikredilmiştir. Yoksa babanın himaye­sinde veya hanesinde bulunmayan üvey kızlar ona helâldir, de­mek değildir.

d) «Öz oğullarımızın karıları» denilince, sulbümüzden bizzat ve bilvasıta gelen oğullarımızın kanlan (gelinlerimiz) ki bu mânayla ne kadar aşağı inerse insin bütün torunları­mızın karılarına da şâmildir—, kasdedilmiş oluyor. -Ayette «Aslâb» (sulplerinizden) kaydı, üvey oğulların ve oğullukların .karılarının bu hükmün dışında bulunduğuna işarettir. Yani kayd-i ihtirâzîdir.

îmam-ı Tahavî diyor ki: «Bütün bunlar, üzerinde ittifak hâsıl olan (görüş birliğine varılan) muhkem hükümlerdir. Bu sayılanlardan hiç biriyle evlenmenin câjz olmadığında icma' vâki olmuştur. Ancak üvey kızlai la analariyle zifaf vâki ol­mamışsa evlenmekde bir beis yoktur. Yani onların zifaf vâ­ki olmayan anaları öldükten veya boşandıktan sonra kendile­riyle nikâhlanmaya cevaz verilmiştir. Nitekim cumhur-i selef, «Anne, üvey kızın nikâhlanmasiyle haram olur; fakat üvey kızfcansısının mücerredi nikâhlanmasiyle haram olmaz,» hususunda görüş birliğine varmışlardır.

Seleften bir kısmı da zifafın her iki tarafa râci' olduğu­nu söylemiştir. Bunun böyle olduğunu Hılâs b. Amr, Hazret-i Ali (R.A.)den rivayet etmiştir. Irak fukahâsı bu hususu teşdîd ederek, bir kadma zina yollu münasebetde bulunan veya onu şehvetle Öpen ve şehvetle dokunan kimseye o kadının kızı ha­ram olur, demişlerdir, tmam-ı Şafiî ve îmam Mâlik'e göre, bu ancak sahih bir nikâhla haram olur. Çünki haram, helâli ha­ram kılamaz. Hılâs b. Amr'ın rivayeti ise hüccet olamaz.

îbnü Cüreyc, Atâ'a sordum, dedim ki:

—  Nikâhlandığı kadınla gerdeğe girmeden boşarsa, onun anasiyle evlenebilir mi?

—  Hayır, diye cevap verdi.

Buna delîl olarak şu hadîsi getirmişlerdir:

«Adam kadınla nikahlandıktan sonra  gerdeğe girsin girmesin  artık onun kızıyla evlenmesi helâl olmaz. Annesiy­le evlenip  gerdeğe girmeden  boşayacak olursa, isterse onun kızıyla evlenebilir.»

îbnü Mes'ud (R.A.)den yapılan rivayete göre de: Benî Kemh kabilesinden bir adam bir kadınla evlendikten sonra o kadının anasının daha güzel olduğunu görüyor ve onunla ev­lenmek için îbnü Mes'ud Hazretlerine müracaat edip fetva isti­yor, îbnü Mes'ud (RA.), nikahladığı kızı boşamasını ve sonra anasiyle evlenmesini söylüyor. Bu fetva üzerine adam o kadın­la evleniyor ve birkaç tane de çocukları oluyor. İbnü Mes'ud Medine'ye uğradığında ayni hususu sahabîden bir kaç zâta so­ruyor, böyle bir nikâhın haram olduğunu öğreniyor. Tekrar Kûfe'ye döndüğünde ilk işi, o adamı çağırtmak oluyor ve ka­rısını boşamasını emrediyor. «Sizi emziren süt analarınız da size haram kılınmıştır.»

Az yukarıda da belirttiğimiz gibi, neseb cihetiyle haram olanlar, süt cihetiyle de haramdır. Ancak bu umumî kaaideden müstesna tutulanlar hariç. Buna işaretle Hazret-i Peygamber cihetiy­le haram olanlar, redâ cihetiyle de haramdır.» [2] buyurmuş­tur.

Bir kadın bir erkek çocuğu (meselâ) emzirince, nikâhı ona haram olur. Çünki o kadın onun süt anası olmuştur. Kızı da ona haramdır, çünki onun süt kardeşi olmuştur. Kız kardeşi de ona haramdır, çünki onun teyzesi olmuştur. Anası da ona haramdır, çünki onun nenesi olmuştur.. Süt sahibi olan koca­sının kızı da ona haramdır, çünki onun kız kardeşi olmuştur. Kız kardeşi de haramdır, çünki onun halası olmuştur. Kocası­nın anası da haramdır, çünki onun nenesi olmuştur. Oğulları­nın ve kızlarının kızları da haramdır, çünki onun süt kardeşle­ri olmuştur.

Nitekim îmam Mâlik'den:

~ Kadın süt kardeşiyle birlikte hacca gidebilir mi? diye sorulduğunda,

—  Evet, diye cevap vermiştir.

—  Evlenip kocasiyle gerdeğe girdikten sonra,   başka bir kadın gelip, ikisini de emzirdiğini iddia edecek olursa ne lâ­zım gelir?

—  Derhal boşanmalarına hükmedilir. Kadının bu takdir­de almış olduğu mehir kendisine kalır. Çünki aynı soru Hazret-i Peygamberden sorulduğunda şu cevabı verdikleHni riva­yetlerden öğreniyoruz: «Birbirinden derhal ayrılıp boşansnı-lar!» Eshab, «Ey Allahın Resulü! Bu kadnı çok perişan ve bi­çâredir...» diye evliliğinin devamına ruhsat istediklerinde, Hazret-i Peygamber (S.A.V.): «Falan adam kız kardeşiyle ev­lenmiş» demezler mi?» buyurmuşlardır [3]

Bu konuda fazla bilgi için kitabımızda   «Redâ» bahsine müracaat olunması hatırlatılır. [4]

 

Çıkarılan Hükümler:

 

1. Neseb cihetiyle yedi kadının, reda' (süt) ve sıhr (kayın-pederlik) cihetiyle de yedi kadının nikâhı haramdır.

2. Kendisiyle gerdeğe girilen kadının kızlariyle evlenmek haramdır. Gerdeğe girilmemişse, boşadıktan sonra kızıyla ev­lenmek caizdir.

3. Kadınla kız kardeşini, halasını, teyzesini, birâderzâde-sini, hemşirezadesini beraber nikahlamak haramdır. Yani iki­sini birden aynı adamın nikâh altmda bulundurması caiz de­ğildir.

4. Nikahladığı kadının  gerdeğe girsin girmesin  ana-siyle evlenmek haramdır. [5]


 

[1] Taberânİ - Jbnü Hibbân  - Nesei: Ebû Hüreyre  (R.A.) den.

[2] Ahmed bin Hambel - Buhar! - Müslim - Ebû Dâvud - Neşet - îbnl Mâ-ce: Hz. Ayşe (R.A.) den. Aynı hadîs İbnl Abbas (R.A.)dan da rivayet edil­miştir.

[3] Hanefîlere göre, redâ' maü konularda olduğu gibi âdil şahitlerle ve bir de ikrarla sübût bulur. Sabitlerin ya iki erkek, ya da bir erkek iki kadın olma­sı şarttır.

Şâfülere KÖre de ya ikrar İle, ya da şahiüeiin şehâdetiyle sabit olur. Ka-rıkoca ikisi de ikrar ederse, hemen ayrılırlar, l'jdnız erkek ikrar ederse, nikâh fesholunur. Şahitlerin ise iki erkek yeya bir erkek iki kadın veyahut ddrt ka­dın olması şarttır.

Hanbelilere göre, bir erkekle bir kadının şahitliği kâfi gelir

[4] Celal Yıldırım, Kur’an Ahkamı ve Mezhep İmamlarının Görüş Farkları, Bahar Yayınları: 1/164-170.

[5] Celal Yıldırım, Kur’an Ahkamı ve Mezhep İmamlarının Görüş Farkları, Bahar Yayınları: 1/170.