«Ölü (leş), kan, domuz eti, Allah'dan başkası adına boğazlanan henüz canı çıkmadan yetişip boğazladıklarınız müstesna olmak üzere boğulan, (taş, sopa ve benzeri kesici olmayan yassı bir âletle) vurulan, (bir yerden) yuvarlanan, (başka bir hayvan tarafından süsülen, canavar tarafından parçalanan, dikili taşlar üzerine boğazlanan hayvanlar ve bir de fal ok-lariyle kısmet aramanız, (bundan ahkâm çıkarmanız) sîze haram kılınmıştır. Bütün bunlar flsıktır (Allah yolundan çıkmaktır).» (El-Mâide sûresi, âyet: 53).
Bakare sûresinde bu konuya kısmen yer verilmişti. Burada ise daha geniş tutulmakta ve muharramatm hayvanlarla alâkalı kısmı şer'î şekilde boğazlanan ve şeraitine uygun avlanan hayvanlardan başka olduğu belirtilerek ayrıntılarıyla ifâde edilmektedir
Önce şunu belirtelim ki, Allah'ın haram kıldığı şeylerde maddî ve manevî sıhhatimizle ilgili birtakım sebepler vardır, îlim bunlardan bâzısını çözmüş, bâzısını çözememiştir. Bunun nedenlerini büyük tefsîrîmîzde îzâh edeceğiz. Burada ise, «hurrimet aleyküm» cümlesinden bu hayvanların ve bir de kanın yenmesinin haram kılındığı anlaşılıyor. O halde bunların et, kemik ve kanını azot sanayide karışık sun'i gübre haline getirip kullanmakta, kıl ve derisinden, boynuz ve tırnağından faydalanmakta bir beis yoktur. [1]
Âyet-i kerîmede onbir şey'in haram kılındığı beyân ediliyor. Bunlardan bir kısmı mutlak, bir kısmı da mukayyeddir. Ayrıca tahrîm bu onbir şey ile sınırlı değildir. Diğer âyetlerden ve alâkalı hadîslerden başka bâzı şeylerin de haram 'kılındığı bilinmektedir.
Onbir şey'in izahına gelince :
1. Ölü (leş)..
Şer'î boğazlanma olmaksızın hastalık veya başka bir sebepten dolayı ölen hayvan kasdediliyor.. Çünki âyetteki «henüz canı çıkmadan yetişip boğazladığınız» cümlesi buradaki ölünün haricî bir te'sir olmadan ölen değil de şer'î boğazlanma ile boğazlanmadan Ölen hayvan olduğunu ifâde etmektedir. Ayrıca iki hayvanın ölüsü hadîs ile bu hükmün dışında bırakılmıştır: Balık ve çekirge. Yâni bu ikisinin Ölüsü haram kılınmamıştır.
Ancak balık suyun içinde kendiliğinden ölür de sırt üstü bir vaziyet alırsa, o takdirde yenilmesi doğru olmaz.
îbnü Ömer (R-A.)dan merfuan yapılan rivayette buyuru-luyor ki:
«Bize İki Ölü, İki de kan helâl kılınmıştır. Ölüler: Balık ve çekirgedir. Kanlar ise: Ciğer ve dalaktır.» [2]
Diğer bir hadîste de:
«Hazret-i Peygamber (S.A.V.)den deniz hakkında sorulduğunda $u cevabı verdiler: «Denizin suyu temizleyicidir, ölüsü de helâldir.» [3]
2. Kan..
Kandan murad, dem-i mesfûh (= akıtılmış kan)dır. En'-am sûresinde bu husus beyân edilerek buyuruluyor ki:
«De ki, bana vahyolunanda ölü, akıtılmış kan, domuz eti ki pistir ve yoldan çıkarak Allah'tan başkası adına kesilen hayvandan başkasını yemeniz haram olduğuna dâir bir emir bulamıyorum.» (El-En'am sûresi, âyet: 145).
O halde bir hayvan boğazlandıkta akan kan haram, akmı-yan, et ve damarlarda kalan helâldir. Ebû Umâme (R.A.) diyor ki:
«Hazret-i Peygamber (S.A.V.) beni kendi kavmime davetçi olarak gönderdi. Gittim, daveti yapmak: üzere toplandık, tam bu sırada bir çanak dolusu kan getirdiler ve bunu yemek için çanağın etrafına dizildiler. Tanıyanlar bana da seslenerek:
— Gel, ya Ebâ Umâme! diyerek yemeğe çağırdılar. Ben onlara:
— Yazıklar olsun size!. Şimdi ben bunu haram kılan za-tm yanından geldim, vazgeçmez misiniz? diye ikazda bulundum.
Bunun üzerine dik dik bana bakarak bu husustaki tahrîm emrini sordular. âyetini okudum.»
Hafız Ebûbekr b. Merdveyh bu rivayete ilâveten şu siyakı fazla olarak nakletmiştir: «Ebü Umâme devamla diyor ki: Onlar beni de âyeti de dinlemediler, işlerine devam ettiler. Çok susamıştım, kendilerinden su istedim, maalesef vermediler ve «Sana hiç bir suretle su verrniyeceğiz, ölümle seni başbaşa bırakacağız!» dediler. Susuzluğun te'siriyle üstlüğümün altına girip uyudum. Mânâda bana hW şerbet sunuldu, içtim.. Uyanınca susuzluğumun tamamer» giderildiğini hissettim. Ve artık o günden itibaren bir daha fazla susamadım.» [4]
3- Domuz eti..
Kur'ân-ı Kerîm'in beş yerinde domuz ve domuz eti hakkında âyet vardır.[5] (Bilhassa En'am sûresi 145. â'yette domuz etinin murdar olduğundan bahsedilir.
O halde domuz eti bütün eczasiyle birlikte murdardır. Gerçi “Ev lehme hınzırin feinnehu ricsun” deki zamir lügat itibariyle (lahm)e râci'dir, (hmzir)e değil, fakat lahm'den murad domuzun bütün eczası demektir.
Buharî ve Müslim'de Resûlüllah (S.A.V.)n^ şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
«Şüphesiz ki Allah-ü Teâlâ içkinin, Ölünün ve putların alım satımını haram kılmıştır.»
Bunun üzerine eshab-ı kiramdan biri sordu;
— Ey Allah'ın Resulü! Ölmüş hayvanların yağma ne buyurursunuz? Vapurlar onunla cilalanır, deriler onunla yağlanır ve halk onu çıralarda da kullanır..
— «Hayır, o kesin olarak haramdır» buyurdular.
4. Allah'dan başkası adına boğazlanan hayvan.
Mevcudatı yaradan Allah'dır. Onun yarattıklarından bîr hayvarfı ancak O'nun yüce ismini anarak O'nun namına kesmemiz gerekir. Aksi halde O'nun bahşetmiş olduğu nimetle O'na küfretmiş olunur ki bu yolda boğazlanan bir hayvanın eti yenilmez, haramdır. En'âm sûresinde,
«Üzerlerine Allah'ın ismi anılmayan hayvanlardan yemeyin, çünki bu, muhakkak ki bir hsk (yoldan çıkıp günâh ve isyana sapmaktır)». (El-Ea'âm sûresi, âyet: 127) buyuruluyor.
îbnü Ebî Hâtim'in yaptığı rivayette, Ebû Tufayl diyor ki: «Âdem Peygamber'e dört şey'in haram kılındığına dâir hüküm inmiştir: Ölü, kan, domuz eti ve Allah'dan başkası adına boğazlanan hayvan. Bu dört şey, Allah gökleri ve yeri yarattığından beri haram kılınmıştır. Ancek îsrâîloğullarma günâhları sebebiyle bundan başka, birtakım helâl nesneler de haram kılınmıştı. Hazret-i îsâ (A.S.) risâlet vazifesini alınca durum eski haline avdet etmiş, yani Âdem Peygamber'e haram kılınan şey'lerin haram olduğu yeniden bildirilmiştir. Ama îsrâîloğul-lan Hazret-i İsa'yı bu hususta da yalanlamış ve açıktan açığa ona isyan etmişlerdi.»
5. Boğulan hayvan..
Bu, ister bağlı bulunduğu iple, ister başka bir sebeple boğulmuş olsun, fark etmez, hepsi de haramdır.
îbnü Abbas (R-A.)dan yapılan rivayete göre, cahiliyyet devrinde koyun ve keçiyi önce bir iple boğar, hayvancağız bu şekil Öldürüldükten sonra yenilirdi. Buna benzer bir rivayeti de Katâde yapmıştır.
6. Vurulan hayvan..
Kesici olmayan ağır "bir âletle (taş, sopa ve benzeri şeyler) vurulup Öldürülen hayvanın da eti haramdır, yenilmez, îmam Katâde diyor ki: «Câhiliyye devrinde Arapların bir kis-nn hayvani sopayla vurup öldürdükten sonra yerlerdi.
Sahîh-i Buharî'de Adiy b. Hâtem'den yapılan rivayette, Adiy diyor ki: Hazret-i Peygamber'e sordum:
— Ey Allah'ın Resulü! Ava uzunca ok atıyorum?., dedim.
— «Uzunca ok attığında onun sivri kısmı isabet ederse, ye., enine isabet ederse, o artık darbenin şiddetinden ölmüştür, yeme!.» diye cevap verdiler.
7. Bir yerinden yuvarlanan hayvan..
Yukarıdan aşağıya yuvarlanıp ölen hayvanın da eti haram-, dır, yenilmez. Bunun gibi yüksekçe bir yerde bulunan hayvan atılan ok veya kurşunla aşağıya yuvarlanır ve ölü olarak bulunurlarsa onun da eti yenilme?. Çünki bu durumda okla değil de düşüp yuvarlanmak suretiyle öldüğü zanm gaaliptir. Ama atılan ok veya kurşun hayvanın tam öldürecek yerine isabet eder ve bununla Öldüğü kesin olarak bilinirse,, o takdirde yenilir.
Hadîs-i şerifte:
«Okla vurduğun av yuvarlanıp suya düşer, onu suda boğulmuş olarak bulursatt yeme!. Çünki onu, attığın ok mu ödürmüş, yoksa suda mı boğulmuş bilmezsin..» [6] buyurulmuştur.
8. Başka bir hayvan tarafından süsülerek Ölen hayvan,. Boynuz, kafa, çifte ve benzeri bir hareketle süsülüp ölen hayvanın da eti haramdır, yenilmez.
9. Canavar tarafından parçalanmak suretiyle ölen hayvan..
Aslan, kaplan, sırtlan, kurt ve benzeri bir canavar tarafından tecâvüze uğrayıp parçalanan veya yenilen ve bu sebeple Ölen hayvanın —kanı akmış olsa bile— eti haramdır, yenilmez. Bunun gibi sivri dişleri veya yırtıcı pençesi olan herhangi bir hayvan tarafından parçalanan hayvan da yenilmez.
Ancak boğulan, vurulan, bir yerden yuvarlanan, başka bir - hayvan tarafından süsülen ve bir canavar tarafından parçalanan hayvanlar henüz ölmeden şer'î bir şekilde boğazlanırsa etleri yenilir. Yâni (illâ mâ-zekkeytüm) cümlesi, yukarıda beyân edilen 'beş kısımdan müstesnadır.
Hazret-i Ali (R.A.)den yapılan rivayete göre: «Bunlardan birine diri olarak ulaşır, boğazlarken el veya ayak hareketi görecek olursan, onun etinden ye!» buyuruluyor. Nitekim Tavus, el-Hasan, Katâde, Übey bin Umeyr ve Dahhâk'dan yapılan rivayette de «belirtilen hayvanlar boğazlanırken diri olduklarına delâlet eden bir hareket meydana gelirse, etleri yenilir.» deniliyor.
10. Dikili taşlar üzerine boğazlanan hayvan.. (Nusub) tâbiri, mücâhid ve İbnü Cüreyc'e göre Kabe'nin
etrafına diiklen taşlardır ki bunlar 360 tane idi. Câhiliyye devrindeki Araplar bu taşların Önünde hayvan boğazlar, kanı da Kabe'ye doğru akıtıp serper ve sonra eti yarıp taşın üzerine korlardı. Cenâb-ı Allah bunu men'etti ve bu yolda boğazlanan hayvanların haram olduğunu beyân buyurdu.
11. Fal oklariyle veya zarlarla kısmet aramayınız.. Yine câhiliyye devri Arapları mühim bir işe başlarken üç
ok veya üç zar ile kısmet çekerlerdi. Bunlardan birinin üzerinde (yap!), diğerinde (yapma!) diye yazılı idi. Üçüncüsünde ise hiç bir şey yazılı değildi. Bunlar böylece bir torbaya konulur ve bir tane çekilirdi, (yap!) yazılı olan çıkarsa işine başlardı. (Yapma!) yazılı çıkarsa, o işten vazgeçerdi. Boş olanı çıkarsa yeniden torbaya koyup tekrar kısmetini çekerdi.
Ezlâm'ın üç, yedi ve on olmak üzere üç çeşit olduğu birçok tefsirlerde belirtilmiştir. Her üç çeşidin de kısmet aramak ve mühim işleri halletmek gibi şeylere matuf bulunduğundan fazla izaha lüzum görmüyoruz. Bakare sûresinde (Meysir ve Ez-lâm) maddelerinde bundan bahsedilir.
Netice olarak fal ve falcılık bütün çeşitleriyle haramdır. İster fal kitaplarının fihristine parmak bastırmak suretiyle olsun, ister zar atmak veya çekmek suretiyle, ister ismin baş veya son harfi esas tutulmak suretiyle olsun hiç birine cevaz yoktur Gâibden haber vermek de böyledir. Üzülerek sÖyliye-lim ki hâlâ bugün din perdesi altında falcılık, büyücülük yapan, cinlerden haber aldığını iddia eden sapık ve istismarcılar eksik değildir.
Buharı ve Müslim'in yaptıkları rivayette, Hazret-i Peygamber (S.A.V.) Kabe'ye girdiklerinde, Kabe'nin duvarına Hazret-i İbrahim ile Hazret-i İsmail'in portrelerinin nakşedildiğini ve ellerinde de fal okları veya zarların tasvîr edildiğini görünce:
«Allah-ü-Teâlâ bunu yapanları kahretsin! Onlar da bilirler ki İbrahim İle İsmail bu oklarla hiç bir zaman kısmet aramamışlardır.» buyurdular.
İbnü Merdveyh'in yaptığı rivayette ise, Hazret-i Peygamber (S.AV.) buna işaretle buyurdular ki:
«Kehânet gösteren veyahut zar ve ok ile kısmet arayan veya uğursuz sayıp seferden geri donen kimse derecelere giremez (yüksek mertebelere nail olamaz).» [7]
îbnü Kesîr'in beyânına göre: Ezlâm, hem kumarda, hem de kısmet aramada kullanılırdı. Hangisinde kullanılırsa kullanılsın, haramdır.[8]
1. Şer'î boğazlama olmaksızın hastalık veya başka bir sebeple ölen hayvanın eti haramdır, yenmez. Balık ve çekirge bu hükmün dışındadır, onların ölüsü de yenir. Ancak balık suyun içinde kendiliğinden ölür de sırt üstü bir vaziyet alırsa, o takdirde yenmez.
2. Akıtılmış kan haramdır. İster kendiliğinden aksın, ister bir âlet dokunması neticesinde aksm farketmez. Yalnız, hayvan boğazlandıktan veya avlandıktan sonra vücudunda ve damarlarında kalan kan bu hükmün dışındadır. Yani helâldir, yenir.
3. Domuz eti ve domuzun bütün eczası haramdır, yenmez. Bunun gibi domuzun alım-satımı da haramdır.
4. Allah'dan başkası adına boğazlanan hayvanın eti de haramdır, yenmez. O halde putlara ve şahıslar adına kesilen hayvan yenmez. Meselâ: «Ben şu hayvanı falan yatır için boğazlıyorum» diyerek boğazlanan hayvan şahıs için boğazlanmşı olacağından bazı ulemâya göre eti yenmez.
5. Herhangi bir sebeple boğulup ölen hayvanın eti haramdır, yenmez.
6. Kesici olmayan (taş, sopa ve benzeri şey'ler gibi) bir âletle vurulup öldürülen hayvanın eti haramdır, yenmez.
7. Bir yerden yuvarlanıp ölen hayvanın eti haramdır, yenmez. Bunun gibi yüksekçe bir yerde 'bulunan hayvan, atılan ok veya kurşunla aşağıya yuvarlanır ve ölü olarak bulunursa, ok veya kurşun öldürücü bir yere isabet etmemişse ,eti yenmez.
8. Başka bir hayvan tarafından süsülerek ölen hayvanın eti haramdır, yenilmez.
9. Canavar tarafından parçalanarak ölen hayvanın eti haramdır, yenmez.
10. Beşinci maddeden dokuzuncu maddeye kadar belirtilen hallerde hayvan ölmeden şer'î bir şekilde boğazlanırsa, o takdirde eti haram sayılmaz.
11. Dikili taşlar üzerine boğazlanan, yani putlara, onlar adına boğazlanan hayvanın eti haramdır, yenmez.
12. Fal ve falcılık bütün çeşitleriyle haramdır. [9]
[1] Bu hususta mezheplerin görüş farkı var. Geniş bilgi İçin bak: el-Fıhku Alâl-Mezâhibi'l-Arbaa c: 1, s: 8-10.
[2] Şâfiî, Ahmed b. Hanbel, îbn Mâce, Dâre Kutnî. Beyhaki.
[3]Ebû Dâvud, Tir m izi Nesei,Umu Mâce, İbnü Hibbân.'
[4] Bu, ilâhî sınırı tecâvu7 etmiyen kimsenin dünyada nail olduğu bir keramettir. Âhiret mükâfatı daha büyüktür.
[5] Bakare: 173. Mâide. 3. En'am: 141. Nahl: 115. Mâide: 60
[6] Müslim: Adiy bin Hatim (R.A.) den
[7] Taberânî ise, (Len veliced derecâtil ula men tekehenne evistakseme iırce'a min seferin tetayyuren) seklinde almıştır. İki metin arasında mâna yönünden pek fark yoktur.
[8] Celal Yıldırım, Kur’an Ahkamı ve Mezhep İmamlarının Görüş Farkları, Bahar Yayınları: 1/287-295.
[9] Celal Yıldırım, Kur’an Ahkamı ve Mezhep İmamlarının Görüş Farkları, Bahar Yayınları: 1/295-296.