«Kim Allah'ın indirdiği (hükümler) le hükmetmezse işte onlar kâfirlerin tâ kendileridir.» [1]
Aynı sûrenin 45. âyetinde: «Onlar zâlimlerin tâ kendileridir.» 47. âyetinde de: «Onlar fâşıkların tâ kendileridir.» buyuruluyor.
Bu üç âyetin de kâfirler hakkında indiği ittifakla söylenmiştir. Bütün müfessirler aynı görüştedirler. Rivayet yolları bu hususta birleşir. Ancak âyetlerin umura ve husus ifâde ettiğinde görüş farkları vardır. Sahîh-î Müslim'de Berâ' bin Âzıb (R.A.)den yapılan rivayetten, bu âyetlerin, Tevrat ile hükmet-miyen Yahudiler hakkında indiği anlaşılıyor. Aynı zamanda bir müslüman inkâr yoluna sapmadan Allah'ın indirdiğiyle hükmetmezse, küfre düşmez, büyük günah işlemiş olur. Haricîlerden başka bunu tekfir eden olmamıştır. O halde âyetler husus ifâde ediyor.
Bâzı âlimlere göre âyetlerde ızmâr var, şöyle ki:
«Kim Kur'ân-ı kerîmi red, Resûlüllah'ın sözünü inkâr ederek Allah'ın indirdiği (hükümlerle) hükmetmezse işte o, kâfirin tâ kendisidir.» Nitekim Ibn-i Abbas ve Mücâhid'e göre âyet bu takdirle umum ifade eder. İbn-i Mes'ud ve el-Hasan da bu mâna ve takdire yakın diyorlar ki: «Müslümanlardan, Yahudilerden ve kâfirlerden kim i'tikad edip helâl sayarak Allah'ın indirdiği (hükümlerle) hükmetmezse, işte onlar kâfirlerin tâ kendileridir. Ama haram işlediğine i'tikad edip bile bile bu yola saparsa o, müslüman ise günahkâr ve fâsıkın tâ kendisidir. Artık onun bu durumu Allah'a kalmıştır; dilerse azâb eder, dilerse bağışlar.»
Hazret-i îbn-i Abbas'dan gelen diğer bir rivayette, âyet-i kerîme şöyle tefsir ve te'vîl edilmiştir:
«Kim Allah'ın indirdiği (hükümler)Ie hükmetmezse, işte o, kâfirlerin fiiline benzer bir fiil işlemiş olur.» [2]
Şa'bî'ye göre bütün bu ihtimallerle beraber âyet Yahudiler hakkındadır, husus ifâde eder. Nuhâs da aynı görüştedir. Gerek Şa'bî, gerekse Nuhâs, âyetin iniş sebebiyle beraber bu mânaya geldiğine şu üç şey'in delâlet ettiğine kaaildirler:
1. Bu âyetlerden evvel de Yahudilerden bahsedildiğine göre buradaki zamir onlara râci'dir.
2. Siyak da buna delâlet eder. Çünkü âyeti müteakip
cümlesi başlıyor ki buradaki zamir de keza Yahudilere râci'dir.
3. Recm ve kısası inkâr edenler de Yahudiler olduğuna siyak ve sibak delâlet etmektedir.
Nitekim Eshâb-ı kiramdan Hazret-i Huzeyfe bin Yemân'-dan bu âyetin Yahudiler hakkında inip inmediği, onların tutum ve davranışlarını tasvir edip etmediği sorulduğunda, onlar hakkında olduğunu söylemiştir.
Bâzı âlimlere göre de, Allah'ın indirdiği (hükümler)le hükmetmiyenler müslüman ise kâfir olurlar. Yahudi ise zâlim olurlar. Hıristiyan ise fâsık olurlar. Ebûbekir bin el-Arabî bu mânayı ihtiyar etmiştir. Çünkü ona göre âyetin zahiri buna delâlet eder. Ayrıca İbn-i Abbas, Câbir bin Zeyd, İbn-i Ebî Zaide, İbn-i Şübrüme ve Şa'bî de ayni delâlet ve mânayı ihtiyar etmişlerdir. Tavus'a göre bu küfür derecelidir, şöyle ki: Allah'ın indirdiği hükümler olduğunu bildiği halde onu değiştirip hüküm veren veya hilâfına bir yol tutan kimse kâfir olur. Yâni kas de makrun olursa.. Yoksa Allah'ın hükümlerini istihfaf etmeden, onları yetersiz saymadan sadece kendi arzu ve içtihadına göre hükmeden kimse büyük günah işlemiş olur.
el-Hasan diyor ki: Allah müslüman hâkimlerden bilhassa üç şey'e riâyet etmelerim ister:
1. Kendi arzularına uymamalannı,
2. Halktan değil, ancak Hak'dan korkmalarım,
3. İlâhî âyetlerinin dünyanın hakir metaiyle değiştirmemelerini. .
Hasan el-Basrî'ye göre: Âyet her ne kadar İsrâiloğulları hakkında inmişse de Allah'ın indirdiği hükümlerle amel etmek bize vâcibdir. Abdürrezzak'm Süfyân'dan, onun da İbrahim'den yaptığı rivayette ise, İbrahim diyor ki: «Bu âyet İsrâiloğul-ları hakkında nazil olmuştur, fakat Allah onu bu ümmet için de hoş görmüştür.» [3]
îbn-i Abbas (R.A.)dan yapılan diğer bir rivayette, müşâ-rün ileyh diyor ki: «Kim Allah'ın indirdiği hükümleri bile bile inkâr ederse kâfir olur. Onu tasdik ve ikrar edip hükmetmiyen ise zâlim ve fâsık oîur.» [4]
1. Allah'ın indirdiği hükümlerle hükmetmek müslümanla-ra vâcibdir.
2. Bir müslüman inkâr ve istihfaf yoluna sapmadan Allah'ın indirdiğiyle hükmetmezse küfre düşmez, büyük günah işlemiş olur.
3. Kasden ve inkâr ederek veya küçümseyerek hükmetmiyen kimse kâfir olur.[5]
[1] Mâide sûresi, âyet: 44
[2] Tefsîr-i Kurlubî C. 6, S. 190. Kahire baskı 1967.
[3] Tefsîr-i İbn-i Kesir, C. 2, S. 61. Mısır baskı
[4] Tefsîr-i İbn-i Cerîr, C. 3, İbn-i Kesir, C. Z, S. 61.
Fazla bilgi için bak: Ebûbekir el-Râzî'nin Ahkâraü'1-Kur'-ân C. 2, S. 435-437, İstanbul baskı 1335.
Celal Yıldırım, Kur’an Ahkamı Ve Mezhep İmamlarının Görüş Farkları, Bahar Yayınları: 2/196-198.
[5] Celal Yıldırım, Kur’an Ahkamı Ve Mezhep İmamlarının Görüş Farkları, Bahar Yayınları: 2/198-199.