Bakara, 6-20; kavram, 12-28
KUR'AN
KAVRAMLARI DERSİ
ÜÇÜNCÜ SINAV SORULARI
1) Lügatta, bir şeyin dengesinden çıkması,
bozulma ve geçersiz olma anlamlarına gelen; kavram olarak, toplumda ortaya
çıkan kokuşma, bozulma ve dengeden sapmaya Kur'an terminolojisinde ne ad
verilir?
a- fesad b- tuğyan c-
zulmet d- nifak
2) Küfürle ilgili olarak aşağıdaki yargılardan
hangisi yanlıştır?
a- Küfrün bir şekli, kutsal
denebilecek olumlu küfürdür. Müslüman, tağuta küfr etmeli, tağutun kâfiri
olmalıdır.
b- Küfür, fıtrata ters düşünce
ve davranıştır. Bir anormallik, nankörlük ve hastalıktır; Kalpte başlayan ve
diğer organlara sirayet eden bulaşıcı bir mikroptur.
c- Müslümanın küfrü, küfr-i
berâedir. Yani, küfr edilmesi gereken şeyden teberrî etmek, uzaklaşmak,
reddetmek, otorite ve hâkimiyetini kabul etmemek şeklinde olur.
d- Küfür, kalple ilgili
inançsızlıktır. İnsanın amel yönüyle hiçbir davranışı onu küfre sokmaz, kâfir
kılmaz.
3) Lügat anlamı, taşkınlık, azgınlık, sınırı
aşmak olan "isyan ve günahta sınır tanımayacak ölçüde ileri gitme"ye
ne denilir?
a- inzar b-
fesad c-
tuğyan d- ifsad
4) "Gerçek şu ki kâfir olanları inzar etsen de inzar etmesen
de/uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir; iman etmezler.” (Bakara, 6)
ayetinden, aşağıdaki yargılardan hangisi anlaşılmaz? Yani, bu ayetten
yola çıkılarak, kâfirlere karşı uyarı görevi konusunda aşağıdaki ifadelerden
hangisi yanlıştır?
a- Tüm kâfirler, yoldan çıkmış,
Allah'ın nimetlerini inkâr eden, gerçeği örten, İslam'ı görmezlikten gelen
kimselerdir. Bunları, uyarsak da uyarmasak da bizim için fark etmez; çünkü
onlar iman etmezler.
b- Ortaya çıkan karakter tahlili ve delillerle
tebliğin büyük ihtimalle sonuç vermeyeceği belli olan kişilerle uğraşmakla vakit
geçirmeyip; netice getirme ihtimali büyük olan kişilere inzar/uyarı görevi
yapılmalıdır.
c-
Kâfirlerin hakka karşı tutumları, onlara tebliğ ve uyarı yapmamıza engel
değildir. İnzarın yapılıp yapılmaması, onlar için eşittir, farketmez; ama bizim
için bu görevi yapıp yapmamak eşit değildir.
d- Ayetteki ifade, tüm kâfirleri kapsamaz.
İnzarın/uyarının fayda etmediği kâfirler, akıllarını ve alıcılarını
kullanmayarak kendi olumsuz tavırları yüzünden kalpleri mühürlenen, doktorun
ümitsiz vaka kabul ettiği hasta gibi olan inatçı kâfirlerdir.
5) Özellikle siyasî otorite ve yöneticinin
tuğyanını başkalarına ulaştırması, Allah'ın
indirdiği hükümlere alternatif olmak ve onların yerine geçmek üzere
hükümler koyan varlıklara ne ad verilir?
a- tâği b- müfsid c- kâfir d- tâğut
6) Bazı sebepler yüzünden müslüman görünmesine
rağmen, içindeki küfrü gizleyen, kalbiyle inanmadığı halde, "ben de
mü'minim" diyenlere Kur'an terminolojisinde münafık dendiği malumdur.
Münafıklar aslında kâfir oldukları halde, kâfirlerden bazı farklı özelliklere
sahiptirler. Aşağıdakilerden hangisi bu farklılık konusunda yanlıştır?
a- Kâfir, inanç konusunda açık
olduğu halde; münafık casus gibi kendini gizler.
b- Kâfirler, inanç konusunda
mert ve net oldukları halde; münafıklar, duruma göre renk alan kaypak, kalleş bir
karaktere sahip kimselerdir.
c- Kâfir, İslam'a düşmanlığını
açıkça gösterebildiği halde; münafık yalancıdır, müstehzîdir, müslümanlarla
alay etmektedir.
d- Kâfirler, genellikle
muslih/islah edici oldukları halde; münafıklar, fesatçı/müfsid insanlardır.
7) Bir şeyi dengesinden
çıkaran, bozan, bozgunculuk yapan kimseye Kur'an terminolojisinde ne ad
verilir?
a- muslih b-
müfsid c- tâğut d- tâği
8) Kalbin hastalığı ve
mühürlenmesiyle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
a- Kalbin hastalığı; kibir, hayasızlık
gibi kötü ahlak ve kötü huylarla ilgili, yani günah işlemekle ortaya çıkar.
Tevbe edilip güzel amellerle silinmedikçe kalpte leke halindeki bu hastalık
büyür ve giderek tüm kalbi kaplar.
b- Kalbin mühürlenmesi, sebep
değil; sonuçtur. Tertemiz bir kalple dünyaya gelen insan, günah işleyerek
kirlettiği kalbini, günahlarda ısrar etmek ve imana karşı olumsuz ve inatçı bir
tavır takınarak, mikropların tümüyle kalbini kaplamasına sebep olacak davranış
ve inançta bulunması sebebiyle kalp mühürlenir.
c- Kalbin selim vasfını,
sağlığını korumak için, onu şirk ve küfür başta olmak üzere haramlardan
korumak; bedenin sağlığı için gerekli gıdalar gibi, kalbe lazım olan ibadet,
zikir, tefekkür gibi gıdalarla kalbi yeterli ve dengeli beslemek şarttır.
d- Kâfir ve münafıkların
kalbinde hastalık vardır. Allah da onların hastalığını arttırmıştır. Allah, tüm
kâfir ve münafıkların kalbini ve kulaklarını mühürlemiştir. Onların gözlerinde
de perdeler vardır. Kalpleri mühürlü olduğu için, bu sebepten dolayı onlar iman
etmezler.
9) Allah'ın insan için koyduğu aşılmaması
gereken hududu aşan, ölçüyü kaçıran, haddini bilmeyip taşkınlık yapan azgın
kimseye ne ad verilir?
a- tâği b-
müfsid c- nezir d- tâğut
10) Allah'ın nuru konusunda
aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
a- Mutlak nur, âlemleri ve
gönülleri nurlandıran Allah'tır.
b- Kur'an'da "Allah'ın nuru" ifadesi, kalbî-ruhî gerçekleri belirtir. İman
ve İslam anlamında, hidayeti içeren, kurtuluşa götüren şeyler anlamında
kullanılır.
c- Hz. İbrahim, Allah'ı görmek
istemiş, ama Nur dağına Allah'ın nuru tecellî edip dağ paramparça olduğu için
Hz. İbrahim de nurun şiddetine dayanamayıp bayılmıştır.
d- Kâfirler, Allah'ın nurunu
ağızlarıyla söndürmek isterler; ama Allah, nurunu tamamlayacaktır.
11) Gerçeği örten, nimeti
inkâr eden, Yaratıcı'nın en büyük nimetleri olan ayetleri, din, peygamberlik ve
hidayet gibi hususları görmezlikten gelen kimseye Kur'an terminolojisinde ne ad
verilir?
a- tâği b-
ifsad c- kâfir d- münzir
12) Bir uyarının, propaganda
değil de; gerçek bir "inzar" olabilmesi için bazı şartlar gerekir.
Aşağıdaki seçeneklerden hangisi inzar için gerekli şartlardan biri değildir?
Yani, inzar konusunda aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
a- Uyarının, kesin vahyî
gerçeklerle ilgili olması ve karşı çıkanın Allah'a (O'nun hükümlerine) karşı
çıktığının belirgin olması
b- Uyarıda muhatabın sınırsız
olması; tanıdık ve yabancı demeden herkese tebliğin ulaştırılmaya
çalışılmasıyla birlikte, yakın çevrenin ihmal edilmemesi, hatta imkân
nisbetinde yakın çevreye öncelik verilmesi
c- Uyarı ve davetin açıktan değil; gizli olarak
yapılması ve kalbi mühürlü olan kimselere değil; gerçeği araştıran kimselere
hakkın ulaştırılması
d- İçine bâtıl karışmamış
hakkın tebliğ edilmesi; Tevhidin kişisel ve toplumsal alana
yayılması/taşınması; uyarıda bunların ana konuyu teşkil etmesi
13) Bir şeyi, bir yönden
öteki yöne çevirmek anlamı taşıyan ve Kur'an'da bir adı da "fuad" olarak kullanılan kelime,
seçeneklerden hangisidir?
a- hidayet b-
gayb c- infak d- kalb
14) Kur'an'da; vahyin
dışında ve onunla zıtlaşacak bütün düşünce sistemleri için mecazî anlamda
kullanılan ve küfrün her çeşidini içine alan, Kitabımız'da iman nurunun
karşılığı olarak ve hep çoğul olarak kullanılan kavram, aşağıdakilerden
hangisidir?
a- mefsedet b-
zulumât c- tuğyan küfür
15) Bir insanın imanını
koruması, özellikle küfrün egemen olduğu yerlerde hayli zordur. Mü'mini,
imanını giderip onu küfre sokarak kâfir yapan hususlar:
istinkâr (Dinden olan bir
hükmü inkâr etmek)
istihfâf (Dinden olan bir
hükmü küçümsemek, hafife almak)
istihkar (Dinden olan bir
hükmü hakir, çirkin görmek)
istihzâ (Dinden olan bir
hükmü alaya almak, onunla eğlenmek) gibi durumlardır. Bunlar gibi, yine insanı
küfre sokan diğer özellik, seçeneklerden hangisidir?
a- istishâl: Kolay saymak;
Dinden olan bir hükmü kolay kabul etmek
b- istihlâl: Dinden olan bir
haramı helâl; helâlı haram kabul etmek
c- istikbâr: İnsanlara karşı
kibirlenmek, başkalarını küçük görmek
d- istiz'âf: Kendini zayıf
görüp zâlimlere karşı âciz duruma düşmek
16) Uyarı görevini yapan,
inkâr bataklığına sapan kavimleri cehennem azabıyla korkutan ve eski kavimlerin
başlarına gelen helâkı hatırlatarak ilâhî ikaz vazifesini yerine getiren
peygamberlere, özellikle Peygamber Efendimiz'e, yapmış oldukları bu görevden
dolayı Kur'an'da ne ad verilir?
a- nezîr/münzir b-
sâlih/muslih c- el-emîn/el-mü'min
d- hâdî/mehdî
17) Tuğyânın (ve küfrün)
temel sebeplerinden biri olan
"istiğnâ" ne demektir?
a- Büyüklük taslayarak
insanlara zulmetmek, haksızlıkla hükmetmek; Büyüklüklenip kibirlenerek yeryüzünde
fesat ve fitne çıkarmak, müstekbirlik
b- Kendini her yönden zengin
kabul edip, kimseye muhtaç olmadığı anlayışına sahip olarak kibir ve gurur
içinde bulunmak
c- Ayartma, azdırma, baştan
çıkarma, fesat, ara bozma, karışıklık ve dinsizlik
d- Fesat çıkarmak, bozmak,
faydalanılan bir şeyin bozulması, insanların inanç ve yaşayışını doğrudan
saptırmak
18) Fesadla ilgili aşağıdaki
hükümlerden hangisi yanlıştır?
a- Fesad, ya otoritesizlikten,
yani başı boşluktan çıkar; ya da otoritenin meşrû ve âdil olmamasından, yani
başı bozukluktan meydana gelir.
b- Tabiat güçlerinde ve
hayvanlarda fesad söz konusu değildir. Fesad, sadece insanların yaptıklarıyla
ve cinlerin faaliyetleriyle ortaya çıkar. O yüzden insan, fesad çıkarıp
yeryüzündeki dengeyi bozduğundan, hayvandan da aşağı olabilmektedir.
c- Ahlaklılar, müslümanlar,
yani muslihler/ıslahçılar, müfsidler kadar güçlü ve aktif olmazsa fesad
yayılır. Kur'an, müfsidlerle beraber, onlara karşı çıkmayanların da helak
olduğunu haber vermektedir.
d- Mü'min, iman edip salih amel
işleyen kimsedir. Kâfir ve münafık da inanmayıp yeryüzünde fesad çıkaran
kimsedir. Onun için mü'min hiçbir şekilde fesad sayılan işi yapmaz; yaparsa
kâfir olur. Kâfir de hiçbir şekilde salâh sayılacak bir eylemde bulunamaz; onun
tüm yaptıkları, fesad kavramının içinde değerlendirilir.
19) Allah'ın Kur'an'da nur
konusunda Hz. Peygamberimiz için sıfat olarak belirttiği unvan nedir?
a- Sirâc-ı münîr: Işık saçan
kandil
b- Menba-ı nur: Nur kaynağı
c- Nûru's-semâvâti ve'l-ard:
Göklerin ve yeryüzünün nuru
d- Muhricun mine'z-zulumâti
ile'n-nûr: Karanlıklardan nura çıkartan
20) Lügat olarak; eşyaya
rağbeti olmak, tükenmek, ölmek, tünel, tarla faresinin (köstebek) deliğinden
çıkıp girmesi anlamlarına gelen ve inanç yönünden Kur'an'da anlatılan üç
gruptan birinin tavrını ifade eden kelime, seçeneklerden hangisidir?
a- ifsad b-
infak c- nifak d- inzar
21) "Dikkat! Gerçekten cesette bir et parçası vardır; o doğru olursa
bütün vücut doğru olur. O fesada uğrar, bozulursa bütün vücut bozuk olur.
Dikkat, o .......tir." Bu
meşhur hadis-i şerifte boş bırakılan yere gelmesi gereken kavram,
aşağıdakilerden hangisidir?
a- kulak b-
dil c- el d- kalp
22) Kur'an'da ve mü'minlerin
ıstılahında daha çok mecazî ve manevî anlamı akla gelen, bu şekilde
kullanılınca şan, şeref, eşyayı ve onun gerçekliğini görünür kılan tecellî
anlamında kullanılan İslam, vahiy, hidayet ve kalbî-ruhî gerçekleri ifade eden
kelime, seçeneklerden hangisidir?
a- salâh b-
ıslah c- infak d- nur
23) Günümüzde asr-ı
saadetteki fonksiyonu elinden alınmış, tevhidî bilinç ve anlayışa katkı
sağlamayan, gösteriş ve israf mantığıyla inşa edilmiş, müslümanları düzene
asimile etmeye çalışan devlet dairesi halinde işlevi olan bazı camilerin
varlığı tartışma konusudur. Bu tartışmanın odak kavramı, asr-ı saadette
münafıkların yaptığı bir mesciddir. Tevbe suresi 107. ayette belirtildiği gibi,
münafıklardan bir topluluk, İslam cemaatini bölmek, zarar vermek, hakkı
tanımamak, yani fesat ve fitne için, Kuba mescidine karşılık olarak bir
mescid/cami yapmışlardı. Bu mescidin Kur'an'da ifade edilen şekliyle adı nedir?
a- Mescid-i Kuba b- Mescid-i Nifak c-
Mescid-i Dırar d- Mescid-i
Fitne
24) Lugat anlamı, tehlikeyi
haber verip sakındırmak, uyarmak, ikaz, ihtar olan, Kur'anî kavram olarak da
Allah'ın, peygamberleri aracılığıyla kullarını uyarıp kötü âkibetten
sakındırmasına ne denilir?
a- inzar b-
nezîr c- ıslah d- münzir
"Gerçek şu ki ........ olanları inzar etsen de inzar etmesen
de/(azap ile) korkutsan da korkutmasan da onlar için .........; .........
etmezler.”
(Bakara, 6) “Allah, onların kalplerini ve
kulaklarını ............ Onların gözlerine de bir çeşit ......... gerilmiştir
ve onlar için (dünya ve ahirette) büyük bir........... vardır.” (7) “............. bazıları da vardır ki,
............. ......... 'Allah'a ve ahiret gününe iman ettik' derler.”
(8) “Onlar (kendi akıllarınca) güya
Allah'ı ve ............. aldatırlar. Halbuki onlar ancak kendilerini ............
ve bunun farkında değillerdir.” (9)
25) Yukarıdaki ayet
meallerinde boş bırakılan yere, seçeneklerden sırasıyla hangileri gelmelidir?
a- münafık, birdir, iman; mühürlemiştir, perde, ceza; kâfirlerden, inanmadıkları halde;
mü'minleri, aldatırlar
b- kâfir, eşittir, iman; mühürlemiştir, örtü, azap; münafıklardan, inanmadıkları halde; mü'min olanları, kandırırlar
c- kâfir, birdir, iman; mühürlemiştir, perde, azap; insanlardan, inanmadıkları halde; mü'minleri, aldatırlar
d- kâfir, birdir, inkâr, ; mühürlemiştir, perde, azap; kâfirlerden, inanmadıkları halde; mü'minleri, aldatırlar
“Onların ............ bir hastalık vardır. Allah da onların hastalığını
............. Söylemekte oldukları yalanlar sebebiyle de onlar için acıklı bir
......... vardır.” (10) “Onlara: 'Yeryüzünde
.......... çıkarmayın' denildiği zaman, 'biz ancak ........... .........'
derler.” (11) Şunu bilin ki, onlar
fesatçıların/.............. ta kendileridir, lâkin ............. (12) “Onlara: 'İnsanların iman ettiği gibi siz de
...... ......’ denildiği vakit 'biz hiç, ......... (akılsız ve ahmak kişilerin)
......... ......... gibi iman eder miyiz!' derler. Biliniz ki, sefihler ancak
kendileridir, fakat bunu bilmezler (veya bilmezlikten gelirler).” (13)
26) Yukarıdaki ayet
meallerinde boş bırakılan yere, seçeneklerden sırasıyla hangileri gelmelidir?
a- kalplerinde, çoğaltmıştır, azap; salah, fesad edicileriz; salahçıların, anlamazlar; iman edin,
sâlihlerin, iman ettikleri
b- kalplerinde, arttırmıştır, azap; fesad, ıslah edicileriz; tağutların, düşünmezler; iman
edin, sefihlerin, inkâr ettikleri
c- kalplerinde, çoğaltmıştır, üzüntü; ifsad, ıslah edicileriz; bozguncuların, anlamazlar; iman edin,
sefihlerin, iman ettikleri
d- kalpleridne,
çoğaltmıştır, azap; fesad, ıslah
edicileriz; bozguncuların,
anlamazlar; iman edin, sefihlerin, iman
ettikleri
“(Bu münafıklar) mü'minlerle karşılaştıkları vakit '(biz de) iman
ettik' derler. (Kendilerini saptıran)
.......... ile başbaşa kaldıklarında ise: 'biz ........ beraberiz, biz onlarla
(mü'minlerle) ....... ediyoruz' derler.” (14) “Gerçekte,
........ onlarla istihza (alay) eder de tuğyanlarında (.............) onlara
fırsat verir, bu yüzden onlar bir müddet başıboş dolaşırlar.” (15) “İşte onlar, ......... karşılık dalâleti
satın alanlardır. Ancak, onların bu ticareti ........ olmamış ve kendileri de
doğru yola girememişlerdir.” (16)
27) Yukarıdaki ayet
meallerinde boş bırakılan yere, seçeneklerden sırasıyla hangileri gelmelidir?
a- arkadaşları, sizinle, istihzâ; mü'minler, fesatlarında; dalalete, kazançlı
b- şeytanları, sizinle, alay; Allah, azgınlıklarında; hidayete, kazançlı
c- şeytanları, onlarla, alay; Peygamber, azgınlıklarında; hidayete, kârlı
d- dostları, onlarla,
istihzâ; mü'minler,
sapıklıklarında; hidayete, kazançlı
28) Fesadla ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden
hangisi yanlıştır?
a- Fesadın önemli bir boyutuna
günümüzde anarşi denmektedir. Anarşi; kanun, nizam, düzen tanımama diye
tanımlanabilir. Gerçek kanun, nizam ve düzen İslam olduğuna göre, esas anarşist
Allah'a isyan eden, Allah'ın hududunu gözetmeyen, haramları işlemekte ısrar
edenlerdir.
b- Fesadın zıddı olan salah
için, iyi niyet yeterli değildir. Münafıklar, yaptıkları fesadı belki de salah
zannederek iyi niyetle yapabilirler. Ama değer ölçüleri bozuk olduğu için
fesadı tanıyamayabilirler.
c- Münafıkların, fesadı ıslah
adına yaptıklarını belirten ayetten (Bakara, 11) yola çıkarak, fesadın ortadan
kalkması ve salahın ikamesi için tevhidî inanç ve Allah'ın hükmüne uygun eylem
(amel-i sâlih) şarttır, diyebiliriz.
d- Fesad, temelde insanî bir
eylem değildir. İnsan, Allah'ın halifesi olarak yaratılmıştır. Dolayısıyla
insanın yaratılışında fesad değil; salah özelliği ön plana çıkar.
“Onların (münafıkların) durumu, (karanlık gecede) bir
........... ........... kimse misalidir. O ateş yanıp da etrafını aydınlattığı
anda Allah, hemen onların .......... (aydınlığını) giderir ve onları zulumât
............ içinde bırakır; (artık hiçbir şeyi) görmezler.” (17) “Onlar sağır, ........ ve ........... Bu sebeple onlar geri dönmezler.”
(18) “Yahut (onların durumu), gökten
sağanak halinde boşanan, içinde yoğun karanlıklar, gürültü ve ..........
bulunan yağmur(a tutulmuş kimselerin durumu) gibidir. O münafıklar
yıldırımlardan gelecek ......... ......... parmaklarını kulaklarına tıkarlar.
Halbuki Allah, kâfirleri çepeçevre kuşatmıştır.” (19) “(O esnada) ........ sanki gözlerini çıkaracakmış gibi çakar, onlar
için etrafı aydınlatınca orada birazcık yürürler, karanlık üzerlerine çökünce
de oldukları yerde kalırlar. ......... .......... elbette onların kulaklarını
sağır, gözlerini kör ederdi. Allah şüphesiz her şeye kaadirdir.”(20)
29) Yukarıdaki ayet
meallerinde boş bırakılan yere, seçeneklerden sırasıyla hangileri gelmelidir?
a- ateş yakan, nurunu, karanlıklar; kalpsiz, inançsızdırlar; şimşekler, çarpılma tehlikesiyle; yıldırım,
Allah dileseydi
b- nurla aydınlanan, ışığını, karanlıklar; dilsiz, kalpsizlerdir; yıldırımlar, ölüm dehşetiyle;
şimşek, onlar isteseydi
c- ateş
yakan, nurunu, karanlıklar; dilsiz,
körlerdir; yıldırımlar, ölüm
korkusuyla; şimşek, Allah dileseydi
d- ışıkla aydınlanan, nurunu,
aydınlıklar; kör, hastadırlar; yıldırımlar, ölüm korkusuyla, şimşek, Allah
istemeseydi