Âl-i İmrân, 103-200; Kavram, 155-164

 

 

 

KUR’AN KAVRAMLARI DERSİ

ON SEKİZİNCİ SINAV SORULARI

 

 

 

 1) Âcizliğini kabul edip Allah’a güvenip dayanma, O’nun hükmünün mutlaka meydana geleceğine kesin olarak inanma ve alınması gereken tedbirleri alma anlamında Kur’anî terim, seçeneklerden hangisidir?

a-      İman

b-     Tevekkül

c-      Müşâvere

d-     Azim          

 

2)  İstişâre konusuyla ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?

a-      İstişâre, kişinin kendisini ilgilendiren konularda başkalarının görüşüne başvurması olduğu gibi; aynı zamanda, müslüman idârecilerin ümmetin durumunu ilgilendiren konularda ehil/uzman ve emin/güvenilir kişilere danışmasıdır.

b-     Peygamberimiz (s.a.s.), ümmetine istişâreyi tavsiye ve ona teşvik ettiği gibi; aynı zamanda kendisi de Bedir’de Ebû Süfyan’ın geldiğini haber alınca ne gibi tedbir alınacağı konusunda Ensarla müşâvere etmiş, Bedir esirleri konusunda, Uhud ve Hendek Gazvelerinde, Hudeybiye’de, Tâif seferinde, İfk hâdisesinde, ezan konusunda olduğu gibi birçok mevzûda ashâbıyla istişâre etmiştir.

c-      İslâm’daki istişâre sistemi, azınlıkların değil; çoğunluğun görüşünün alınmasını gerektirdiği gibi; aynı zamanda, halkın ve danışılanların çoğunluğunun görüşünün tercih edilmesini gerektirir. Parmak hesâbıyla çoğunluk hangi görüşü savunuyorsa, o görüşün tatbik mecbûriyeti vardır.

d-     Hakkında açık bir hüküm bulunan dinin temel emir ve yasaklarının uygulanıp uygulanmamasıyla ilgili istişâre olmaz. İstişâre, bir nevi ictihad demektir. Konusunu ise Kur’an ve Sünnetin açıkça beyan etmediği konular teşkil eder.

 

3)  Lügat anlamı; belli bir zaman parçası ve bu parçanın sonu, vakit ve son demek olan; terim olarak, insanın veya herhangi bir canlının, kendisine tâyin edilen ömür ve ömrün son bulması anlamına gelen Kur’an kavramı, aşağıdakilerden hangisidir?

a-  Ölüm                        b- Mevt                                   c- Ömür                      d- Ecel

 

4)      Ma’rûf ve münkerin tanımıyla ilgili, aşağıdakilerden hangisi tam doğrudur?   

a-      Kur’ân-ı Kerim’de açık olarak emredilen farzlara ma’rûf; Kur’an’da açık olarak yasaklanan haramlara da münker denilir.  

b-      İnsanların ve özellikle yöneticilerin emrettiklerine ma’rûf; yasaklayıp men ettiklerine de münker denir.

c-      Şeriatın emrettiği, Kur’an ve Sünnete uygun düşen güzel şeylere ma’rûf; Allah’ın râzı olmadığı, günah ve çirkin şeylere de münker denir.

d-      Toplumda iyi görülen ve kitaplarda iyi ve güzel olduğu bildirilen her şeye ma’rûf; kötü ve çirkin görülen her şeye de münker denir.   

 

 

5)      Tevekkül kavramına mesnet olan ve Allah’ın, kendisine dayanılıp güvenilmesi gereken tek zât olduğunu belirten esmâü’l-hüsnâsından olan ismi, seçeneklerden hangisidir?

a-  el-Azîz                      b- el-Vekîl                               c- er-Razzâk                d- er-Rahmân

 

6)           Aşağıdaki seçeneklerden hangisi, gâlibiyet kavramına anlam yönüyle yakın Kur’ânî terimlerden değildir?   

a-      Azim ve tevekkül  

b-      İzzet ve tevfîk

c-      Zafer ve nusret

d-      Felâh ve nasr  

 

7)      Gâlibiyet kavramıyla ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?

a-      Allah Teâlâ, mü’minleri gâlip getireceğine dâir söz vermiştir.                        

b-      Allah’ın yardımını bekleyenler, Allah’ın dinine yardım etmelidir.

c-      Gâlibiyet, zafer ve başarı, çok ile değil; Hak ile birlikte olmakla mümkündür.

d-      Allah, mü’minlere dünyada asla mağlûbiyet vermeyecektir. Gâlip gelemeyen mü’minler gerçek mü’min olmadıklarından mağlûp olmaktadırlar.

 

8)           Ahzâb Sûresi, 21. âyetinde “Rasûlullah’ta sizin için çok güzel örnekler vardır” deniliyor ve bazı özellikler sayılarak bu vasıftaki kişiler için örnek olduğu vurgulanıyor. Sayılan bu özelliklerle ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?    

a-      Allah’a kavuşmayı umanlar

b-      Âhiret güne kavuşmayı umanlar

c-      Namaz kılanlar

d-      Allah’ı çok zikredenler

                                                   

9)           İstihâre konusuyla ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?                    

a-      Hakkında açık bir hüküm bulunan dinin emir ve yasaklarının yapılıp yapılmamasıyla ilgili istihâre olmaz.

b-     İstihâre, ef’âl-i mükellefînden mubah alanına giren ve kişinin kendisi veya yakınlarıyla ilgili önemli gördüğü hususlarda yapılır.

c-      İstihâre, istişâreden önce yapılır. İstihârenin hayırlı veya şerli çıkmasına göre istişâre yapılır.

d-     Peygamebrimiz (s.a.s.)’in tavsiye ettiği sünnet veya mendup kabul edilen istihârede uykuya yatmak, rüyada yeşil veya siyah görmek diye bir şey yoktur.    

 

10)       Sözlükte “ısrarla istemek, kasdetmek, karar vermek, irâde, sabır” gibi anlamlara gelen; Kur’an’da ve terim anlamı olarak “iyilikte sebat, kararlılık” ve “kesin karar vermek” mânâlarına gelen Kur’an kavramı, seçeneklerden hangisidir?

   a-   Tevekkül

   b-   Sabır

c-      Nusret

d-     Azm

 

11)       Kelime anlamı; insanın yenilmesine engel olan şey demek olan; üstünlük, şeref, haysiyet, kuvvet ve güç sahibi olmasını ifâde eden; kişinin alçaklıktan uzak değerini, şerefinin yüceliğini ve gâlibiyetini içeren kavram, seçeneklerden hangisidir?

a-  Ensâr                        b- İzzet                                    c- Mekr                       d- Şeref

 

12)  Cimrilik ve cömertlikle ilgili aşağıdaki hükümlerden hangisi yanlıştır?

a-      Türkçe'deki cömertlik kelimesinin Arapça'daki karşılığı "kerem" kavramıdır. Kerem; İyilik, cömertlik, şeref ve bağış demektir. Türkçe'ye de girmiş olan "ikrâm" kelimesi bu kökten gelir. İyi huylu, cömert ve insanlar arasında şeref ve îtibarı olan kimseye de "kerîm" denir.

b-      İslâm'da mü'minler zorunlu olarak; bakımından sorumlu olan kimselerin nafakalarını temin ederek, malının zekâtını vererek cömertliğe adım atmak zorundadırlar.

c-      Şeytan ve nefis, insana cimriliği emreder ve insanı fakirlikle korkutur.

d-      İslâm, cömertlikte sınır tanımaz; cömertlik din açısından iyi olduğu için, fazlası daha iyi olur. Kur'an, cömertlikte insan ne kadar ileri giderse onu o kadar çok över.  

 

13)  İslâm ülkesinin sınırlarında Allah için nöbet tutan, iç ve dış düşmanlara karşı hazırlıklı olan kimseye ne denilir?

a-  Murâbıt                     b- Mücâhid                  c- Cündullah                d- Ceyşullah

 

14) Emr-i bi’l-ma’ruf ve nehy-i ani’l-münker konusunda aşağıdaki hükümlerden hangisi yanlıştır?

a-      Emr-i bi’l ma’rûf, muhâtapları kurtarmasa bile, yerine getireni kurtarır.

b-      İlim, başkalarına aktarmak için değil; öncelikle yaşamak için öğrenilmelidir.

c-      Başkasına iyiliği emredip kendisini unutmak, Kur’an’a göre akıllılık değildir.

d-      İnsan, kendi işlediği bir münkeri başkalarına yasaklamamalı veya kendi terk ettiği bir ma’rûfu başkalarına emretmemelidir. 

 

15)  Sonradan yozlaştırılıp rüyâ falına dönüştürülen; aslında hayır dileme, yapmak istenilen bir şeyin kendisi hakkında hayırlı olup olmadığını anlamak için iki rekât namaz kılıp Allah’a duâ etmek demek olan ve Peygamberimiz’in ashâbına ısrarla tavsiye ettiği şeye ne ad verilir?

a-  İstihâre                      b- İstişâre                                c- İstiâre                      d- İstikare       

                                       

16)  Ecelle ilgili olarak verilen aşağıdaki hükümlerden hangisi yanlıştır?

a-      Ecel değişmez. Allah Teâlâ, insanın ne zaman doğacağını ve ne zaman öleceğini ezelî ve kuşatıcı ilmiyle kesin olarak bildiği için ömrün uzaması, ya da kısalması, yani ecelin öne alınması veya ertelenmesi mümkün değildir.                       

b-     İnsan bireylerinin eceli, yani Allah tarafından belirlenmiş ömürleri olduğu gibi; ümmetlerin, toplumların da bir eceli vardır. Ecelleri geldiği zaman ne bir an geciktirilir, ne de bir an öne alınır.

c-      Azrâil ismi Kur'ân-ı Kerim'de ölüm meleğinin ismi olarak açık şekilde ifâde edilir. O yüzden ölüm meleğinin Azrâil'den başkası olduğunu iddiâ etmek küfür sayılır.

d-      Hayat veren ve öldüren, ölümü yaratıp takdir eden Allah’tır. Cenâb-ı Hakk'ın iki özelliği, esmâü'l-hüsnâdan "el-Muhyî" ve "el-Mümît" isimleriyle ifâde edilir.

 

 17)  İp, bağ, sağlam yapı, kervansaray, ülke sınırı, sınırda nöbet beklemek anlamına gelen,   cihad ve gazâ ile ilgili bir terim olarak; sınır boylarında, düşman saldırısına uğrayabilecek yerlerde yapılmış, etrafı geniş surlarla çevrili, nöbetçilerin, muhâfızların ve bazı cephânenin kalması için yapılmış bir çeşit hudut karakoluna verilen ad, seçeneklerden hangisidir?

   a-   Murâbata

b-     Ribat

c-      Râbıta

d-     Murâbıt 

 

 

 

18)  Birlik, teklik, bir ve tek olma, parçalar arasındaki âhenkten doğan bütünlüğe İslâmî bir kavram olarak ne ad verilir?

a-  İttifak             b- Vahdet                                c- Müşâvere                d- Tevhid

 

 

19)  Allah Teâlâ, Kur'an'da; müslümanlar için "Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz" demektedir. En hayırlı ümmet ya da toplum olmanın özelliklerini de Kur'an-ı Kerim açıklar. Aşağıdakilerden hangisi, bu özelliklerden biri değildir?

a-      Marûfu/iyiliği emretmek

b-     Münkerden/kötülüklerden sakındırmak

c-      Allah'a iman etmek

d-     Cömert olmak

                                                   

20)  Kur'ân-ı Kerim'in bildirdiğine göre Peygamberimiz, etrafında toplanmış bulunan insanlara yumuşak davranmayıp sert ve katı davranmış olsaydı ne olurdu?

a-      Münâfıklar yüz bulamazlardı

b-     İnsanlar etrafından dağılır giderlerdi

c-      Disiplin daha iyi sağlanmış olurdu

d-     İnsanlar daha sıkı ve bağlılıkla kenetlenirdi 

 

21) Kur'an'dan yola çıkılarak; İslâmî devletin temel ilkelerinden biri olan ve müslüman yöneticilerin, yönetilenlerin fikir ve düşüncelerine danışmasına ne denilir?

a-      Şûrâ/istişâre 

b-     Bey'at/biat

c-      Cumhuriyet/demokrasi

d-     Seçim/referandum

 

22)   Vahdetle ilgili âyet-i kerîmede hep birlikte neye yapışmamız emredilir?

a-      Allah'ın ipine, yani İslâm'a, Kur'an'a

b-     Allah'ın hükmüne, yani Kur'an ve Sünnete

c-      Allah'ın Peygamberine, yani Müslüman devlet başkanı ve emîrlere

d-     Allah'ın rızâsı için vahdete, yani birlik ve bütünlüğe

 

23) Katılığın ve kabalığın zıddı olan; yumuşaklık ve zariflik anlamına gelen Arapça kelime/kavram, aşağıdakilerden hangisidir?    

a-  Kibar                                    b- Ribat                                   c- Mekr                       d- Leyn

 

24)  Harcanması gereken malı sarfetmekten kaçınmaya, para ve malı çok sevdiğinden dolayı, başkasına bir şey vermekten çekinmeye Kur'ânî kavram olarak ne denilir?

a-  Buhl                           b- İsrâf                                    c- Bezl                         d- Nahl

 

25)  Âl-i İmrân Sûresinin son âyetinde geçen “râbitû” kelimesinin anlamı olarak aşağıdaki seçeneklerden hangisi yanlıştır?

a-      Ribat yapın, savaşa hazırlıklı olun

b-     Birbirinize bağlanın, kenetlenin, irtibatlı olun

c-      Bir şeyhe bağlanarak ona râbıta yapın

d-     Cihad için hazırlanın ve uyanık bulunun  

 

26)   Vahdetle ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır? 

a-      "Vahdet" kelimesi "tevhid" ile aynı kökü paylaştığından, ikisi arasında kopmaz bir bağ vardır.

b-     Tevhid birlemek; vahdet de birleşmek demektir. Allah'ı birleyen muvahhid kimse, tevhide iman etmeyenlerle birleşemez.

c-      Vahdet anlayış ve ahlâkından mahrum insan, gerçek muvahhid olamaz.

d-     İslâm, bütün müslümanların her konuda tek bir görüş etrafında birleşmelerini ve hiçbir konuda en küçük fikir ayrılığına gitmemelerini kesin bir şekilde emreder. 

 

 

27)  Yumuşak huyluluk, yumuşak karakterlilik, sâkin tabiatlılık, nefse hâkim olma haline, insanın kendisini ve öfkesini kontrol altına alıp öfke ânında nefsine hâkim olmasına Kur'ânî kavram olarak ne ad verilir?    

a-  Hıl(i)m                       b- Murâbata                            c- halâvet                     d- İhsân

 

 

28)  İçinde geçen "Onların işleri aralarında danışma iledir" âyetinden dolayı danışma anlamına gelen bir ad verilen sûrenin ismi nedir?   

a-  İstişâre                      b- Şûrâ                                    c- Meşveret                 d- Müşâvere

 

 

29)   Allah Teâlâ, hangi peygamber(ler)i kim(ler)e gönderirken yumuşak davranmayı emretmişti?

a-      Hz. Muhammed'i (s.a.s.) Ebû Cehil ve Ebû Süfyan'a

b-     İsa'yı (a.s.) yahûdilere          

c-      Mûsâ ve Hârun'u (a.s.) Firavun'a

d-     İbrâhim'i (a.s.) Nemrut'a

 

 

30)  Lügat anlamı, arı kovanından bal almak olan;  "herhangi bir konuda doğruya ulaşmak veya yaklaşmak için başkalarının görüşüne başvurmaya Kur'ânî kavram olarak ne ad verilir?

a- İstişâre                        b- İstihâre                                c- İstiâre                      d- İstifâde

 

 

31) İsyanlarına rağmen, âsîleri, cezâlandırmada aceleci olmayan, gazabı kendisine gâlip gelmediği gibi, sapıkların düşüncesizlikleri ve âsîlerin isyanları kendisini öfkelendirmeyen, teennî ve af sahibi anlamına gelen Allah'ın güzel isimlerin biri olan kelime, hangisidir?

a- el-Kerîm                     b- el-Halîm                              c- er-Raûf                    d- el-Afüvv

 

 

 32)  Münâfıkun Sûresinin 8. âyetinde “izzet”in (onur, şeref; yenilgiye uğramayı ve aşağılanmayı önleyen güç, saygın konum) kime âit olduğu vurgulanır?

a-      Yalnızca Allah’ın                 

b-     Allah ve Rasûlünün

c-      Allah, Rasûlullah ve sahâbîlerin

d-     Allah, O’nun Rasûlü ve mü’minlerin

 

 

 

“Hep birlikte Allah’ın ..........  (İslâm’a, Kur’an’a) sımsıkı yapışın; .......... . Allah'ın size olan nimetlerini .......... : Hani siz birbirinize .......... kişiler idiniz de O, gönüllerinizi ..........  ve O'nun nimeti sâyesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ..........  çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size .......... böyle açıklar ki .......... yolu bulasınız.” (3/Âl-i İmrân, 103) “Kendilerine apaçık ..........  geldikten sonra parçalanıp ..........  ederek ayrılığa düşenler gibi olmayın. İşte bunlar için pek büyük bir ..........  vardır.” (3/Âl-i İmrân, 105)

 

33) Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?

a-      ipine;  parçalanmayın;  hatırlayın;  düşman;  birleştirmiş;  ateş;  âyetlerini;  doğru;  deliller;  ihtilâf;  azap

b-     dinine;  bölünmeyin;  zikredin;   kardeş;  uzaklaştırmış;  cehennem;  hükümlerini;  hidâyet;  âyetler;  düşmanlık;  günah

c-      ipine;  parçalanmayın;  düşünün;  söven;  uzlaştırmış;  küfür;  emirlerini;  güzel;  yasaklar;  düşmanlık;  azap

d-     kitabına;  birleşin;  hatırlayın;  kavgalı;  yaklaştırmış;  azap;  kitabını;  doğru;  âyetler;  kavga;  günah

 

 

 

 

“Sizden, hayra .......... eden, emr-i bi’l-ma’rûf ve nehy-i ani’l-münker yapan (iyiliği ..........  kötülüğü .......... eden) bir topluluk bulunsun. İşte onlar .......... erenlerdir.” (3/Âl-i İmrân, 104) “Siz, .......... iyiliği için ortaya çıkarılmış en .......... ümmetsiniz; emr-i bi’l-ma’rûf ve nehy-i ani’l-münker yapar ve Allah’a iman edersiniz. Ehl-i kitap da .......... etseydi, elbet bu, ..........  için çok iyi olurdu. (Gerçi) içlerinde iman edenler var; (fakat) pek çoğu .......... /yoldan çıkmışlardır.” (3/Âl-i İmrân, 110)

 

 34) Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?

 

a-      dâvet;  emredip;  men;  cennete;  dünyanın;  mü’min;  dâvet;  kendileri;  müşriktir

b-     tavsiye;  teşvik;  men;  sevaba;  kavimlerin;  güzel;  kabul;  sizin;  sapıktır

c-      teşvik;  emredip;  yasak;  cennete;  müslümanların;  doğru;  kabul;  İslâm;  kâfirdir

d-     dâvet;  emredip;  men;  kurtuluşa;  insanların;  hayırlı;  iman;  kendileri;  fâsıktır

 

 

 

 

".......... , ancak bir peygamberdir. Ondan ..........  de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ..........  ya da öldürülürse, gerisin geriye (eski dininize) mi .......... ? Kim (böyle) geri dönerse, ..........  hiçbir şekilde zarar vermiş olmayacaktır. Allah, .......... mükâfatlandıracaktır." (3/Âl-i İmrân, 144)

 

35) Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?

 

a-      Peygamberler;  evvel;  yaralanır;  geçeceksiniz;  İslâm’a;  mü’minleri

b-     Muhammed;  önce;  ölür;  döneceksiniz;  Allah'a;  şükredenleri

c-      Rasûlullah;  yüzlercesi;  öldürür;  döneceksiniz;  müslümanlara;  peygamberlerini

d-     Muhammed;  önce;  yaralanır;  inanacaksınız;  peygambere;  müttakîleri

 

 

"Allah'ın .......... ve kazâsı (izni) olmadıkça hiçbir kimseye .......... yoktur. O (ölüm), belli bir .......... /süreye göre yazılmıştır. Her kim, dünya .......... isterse, kendisine ondan veririz; kim de âhiret .......... isterse ona da bundan veririz. Biz, .......... mükâfatlandıracağız." (3/Âl-i İmrân, 145)

 

36) Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?

 

a-      eceli;  ölüm;  zamana;  rahatını;  güzelliğini;  şükredenleri

b-     irâdesi;  cehennem;  ecele;  zenginliğini;  zenginliğini;  müslümanları

c-      emir;  ölmek;  ecele;  nimetini;  sevabını;  şükredenleri

d-     hükmü;  ecel;  vakte;  güzelliğini;  güzelliğini;  müttakîleri

 

 

 

 

“Allah’tan bir .......... ile onlara .......... davrandın. Şâyet kaba, katı .......... olsaydın, hiç şüphesiz, etrafından .......... giderlerdi. Şu halde onları ..........; bağışlanmaları için .......... et; (umuma ait) işlerde onlarla .......... et, onlara danış. Artık .........., kararını verdiğin zaman da Allah'a .......... et, O’na dayanıp güven. Çünkü Allah, tevekkül edenleri kendisine .......... sever.” (3/Âl-i İmrân, 159)

 

37) Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?

 

a-      lütuf;  sıcak;  sözlü;  koşup;  affetme;  terk;  sulh;  niyetlenip;  ilticâ;  koşanları

b-     rahmet;  yumuşak;  vicdanlı;  küfredip;  yakala;  müsâade;  mücâdele;  hükmünü;  duâ;  inananları

c-      nimet;  güzel;  sert;  kaçıp;  bırak;  duâ;  alışveriş;  azmedip;  mürâcaat;  bağlananları

d-     rahmet;  yumuşak;  yürekli;  dağılıp;  affet;  duâ;  istişâre;  azmettiğin;  tevekkül  sığınanları

 

 

 

 

“Eğer Allah size .......... ederse, artık size .......... gelecek kimse .......... Ve eğer size yardımını .........., bundan sonra size kim .......... edebilir? Mü’minler ancak Allah’a .......... etmeli, sadece O’na güvenip ..........” (3/Âl-i İmrân, 160)

 

38) Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?

a-      yardım;  gâlip;  yoktur;  keserse;  yardım;  tevekkül;  dayanmalıdır

b-     merhamet;  küfürle;  olmaz;  gönderirse;  zarar;  iman;  inanmalıdır

c-      lutuf;  silâhla;  olmayacaktır;  keserse;  hidâyet;  duâ;  kurtulmalıdır    

d-     rahmet;  mağlûp;  bulunmaz;  ertelerse;  yardım;  yardım;  durmalıdır

 

 

 

 

"Allah'ın, .......... /kereminden kendilerine verdiklerini (infakta) ..........  edip cimrilik gösterenler, sanmasınlar ki o, kendileri için .......... ; tersine bu onlar için .......... /kötüdür. Buhl edip cimrilik ettikleri şey de ..........  gününde boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin ..........  Allah'ındır. Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır." (3/Âl-i İmrân, 180)

 

39) Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?

a-      nimetinden;  kıskançlık;  fazilettir;  musîbettir;  kıyâmet;  hazineleri

b-     ihsânından;  sıkılık;  sevaptır;  günahtır;  âhiret;  içindekiler

c-      fazlından;  buhl;  hayırlıdır;  şerdir;  kıyâmet;  mîrâsı  

d-     lütfundan;  acele;  güzeldir;  zararlıdır;  savaş;  mülkü                                                           

 

 

 

 

 

"Ey iman edenler, .......... ; direnip (düşman karşısında) ..........  gösterin;  ..........  yapın, ..........  için hazır olun (sınırlarda nöbet bekleşin; birbirinize bağlanın, kenetlenin, irtibatlı olun) ve Allah’tan ..........  edin/korkun. Umulur ki .......... /kurtuluşa erersiniz.” (3/Âl-i İmran, 200)

 

 40) Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?                     

a-      mü’mince;  kahramanlık;  ribat;  cennet;  murâbata;  cennete

b-     sabredin;  sebât;  murâbata;  cihad;  ittika;  felâha

c-      savaşın;  direnç;  savaş;  gâlibiyet;  istiâne;  rahmete    

d-     affedin;  sabrınızı;  istişâre;  savaş;  murâbata;  felâha