Tefsir Dersi

 MÜDDESSİR SURESİ
Tefsir
Ayet: 43-47


43- Suçlular der ki: "Biz namaz kılanlardan değildik."
44- "Yoksula da yedirmezdik."
45- "Boş şeylere dalanlarla dalar giderdik."
46- "Ceza gününü yalanlardık."
47- "Nihayet bize ölüm gelip çattı."

43 "Biz namaz kılanlardan değildik." Yani biz Allah’a, Rasûlüne ve Kitabına inanarak Allah’a inananların ilk olarak yerine getirecekleri hakkı yerine getirenlerden değildik. O hakk namazdır. Burada "namaz kılmak" tümü ile "iman etme"yi anlatan dolaylı bir ifadedir. Bu ifade biçimi, bu inanç sisteminde namazın taşıdığı önemi vurgulamakta, onu imanın göstergesi ve sembolü olarak tanıtmaktadır.

44 "Yoksula da yedirmezdik." Ve düşküne yedirmezdik, fakire yemek vermez, karnını doyurma çaresini aramazdık. Yani Allah'ın emrini tanımaz, kullarına acımazdık. Bu günah, imansızlığın peşinden geliyor. Çünkü iman etmek yüce Allah'ın doğrudan kendisine yönelik bir ibadetken, yoksulların karnını doyurmak yine Allah'a yönelik, fakat uygulama alanı kullar olan bir ibadettir. Yoksulların karnını doyurma ibadetinin Kur'an'da sık sık vurgulanması, Kur'an'ın karşılaştığı toplumda yardımlaşma duygusunun zayıf olduğunu, o acımasız ortamda yoksulların gözetilmediğini kanıtlar.

45 "Boş şeylere dalanlarla dalar giderdik." boş lakırdılar, boşuna işler, şunun bunun aleyhinde lehinde gereksiz sözlerle vakit öldüren, keyif ve zevkle ilgili boş şeylere dalan gafillerle beraber kendimizden geçer, dalar giderdik. Sapık ve aldanmışlarla birlikte batıl şeyler konuşur ve onlarla beraber, gereksiz boş şeylerle uğraşırdık. Bilmediğimiz şeyleri söylerdik.

Bu tutum inancı hafife almayı, imana karşı saygısızlığı, onu oyun ve eğlence yerine koymayı, umursamaz ve önemsemez bir boşboğazlıkla onun hakkında ulu-orta gevezelik etmeyi simgeler. Oysa iman ve inanç konusu insan hayatındaki en önemli ve en ciddi konudur. insan gönlünde ve bilincinde hayattaki diğer her konudan önce bu konuya yer vermelidir.

46 "Ceza gününü yalanlardık." Kıyamet gününü, hesabı ve bu dünyadan sonraki hayatı yalanlıyorduk. Kıyameti yalanlama onların en büyük ve çirkin suçlarıdır. Namaz kılmamanın, fakirlere bakmamanın, dalanlarla beraber dalıp gitmenin asıl sebebi de bu imansızlık, bu küfürdür. Belaların ana kaynağı, merkezi burasıdır. Çünkü insan ahiret gününü, hesaplaşma gününü inkar edince elindeki bütün ölçüler bozulur, kafasındaki bütün değerler alt-üst olur. hayatı şu kısacık dünya ömrü ile sınırlandırdığı için zihnindeki hayat alanı daralır. Elindeki tüm dünya işleri bozulur. Böylece en kötü sonla yüzyüze gelir.

Günahkârlar "biz İşte böyle idik, namaz kılmazdık, yoksulların karnını doyurmazdık, sorumsuz gevezelere uyarak bu inanç sistemi hakkında ileri-geri konuşurduk, hesaplaşma gününü inkar ederdik" diyorlar. Ne zamana kadar?

47 "Nihayet bize ölüm gelip çattı." Ta bize o yakın (yani ölüm) gelene kadar bu halde devam ettik ancak ölüm gelince ceza gününün hak olduğunu iyice anladık dediler. Yani ölünceye kadar kendi bildikleri yolda ısrar edip durdular. Ta ki o gafil oldukları gerçek onlara ulaştı. Bu gerçek ölüm ve ahirettir. Bütün kuşkuları dağıtan, bütün şüphelere son veren, işi kestirip atan ölüm. O kesin akıbetten sonra artık ne pişman olmaya, ne tevbe etmeye ve ne iyi davranışlar yapmaya zaman ve fırsat kalmaz. İşte suçlular kendilerini cehenneme sokan suçlarını böyle haber verirler.

Bu kötü ve alçaltıcı durum sunulduktan sonra günahkârların akıbetlerinin değişebileceğine ilişkin bütün. umutlar kırılıyor:



 
Önceki Sayfa       Ana Sayfa       Sonraki Sayfa