Kur’an-ı Kerim’e Göre Akıl ve Duyu Organlarının Önemi 

 

a)  Hiç bir şey bilmeden anne karnından çıkan insana Allah’ı hakkıyla tanıyıp şükretmesi için (düşünme ve bilgiyi yorumlama aracı) kalp ve duyu organları verilmiştir.[1]

b) Allah’dan gafil olanlar, kendi iradeleriyle duyu organlarını ve kalplerini fıtratları doğrultusunda kullanmadıkları için Allah onların kulak ve kalplerini mühürlemiş ve gözlerine perde çekmiştir.[2]            

c)  Duyu organlarını ve düşünce sistemini gereği gibi kullanıp Allah’a teslim olamayanlar, insanlıklarını kaybederler, hayvandan daha aşağı derekeye düşerler.[3]            

d) Aklın merkezi kalp ve duyu organları, yaptıklarından (ve yapmak zorunda olup yapmadıklarından) sorumludur.[4]

e) Gerçek körler, kafa gözü görmeyenler değil; kalp gözlerini, basiretlerini kaybedip, tarihten ibret almayan ve geçmiştekilerin işlediği hataları tekrar edenlerdir.[5]


 

[1] Bkz. Nahl: 16/78.

[2] Bkz. Bakara: 2/7; Nahl: 16/108. 

[3] Bkz. A’raf: 7/179.

[4] Bkz. İsrâ: 17/36.

[5] Bkz. Hacc: 22/46.  Yine aynı konuyla ilgili diğer ayetler için bkz. Enfâl: 8/2;  Enbiyâ: 21/45;  Yûnus: 10/31;  Secde: 32/9;  Câsiye: 45/23;  Mâide: 5/83;  Bakara: 2/75;  Lokman: 31/7;  Hûd: 11/20, 23. Ahmet Kalkan, Kur’an Kavram Tefsiri.