Allah’ın canlı, diri, yani hayat sahibi olması demektir. O devamlı olarak diridir, ölümsüzdür. Sonsuza kadar diri olarak kalacaktır. Allah, canlı olarak hayatta kalması için, yaratılmış varlıklar gibi bazı şeylere muhtaç değildir.
"Allah hayat sahibidir." (Âl-i İmrân: 3/2) "Ölmek şanından olmayan, daima hayat sahibi (olan Allah)'a güvenip dayan." (Furkan: 25/58) âyeti ve benzeri âyetler Allah'ın, hayat sahibi olduğunu ifade eder. Bu sıfat, Allah'ın zâtına vacip olan sıfatlardandır. Fakat Allah hakkında vacip olan bu sıfat, mahlûkatta görülen ve maddenin ruh ile birleşmesinden doğan geçici ve maddi bir hayat olmayıp ezelî ve ebedîdir. Allah hakkındaki vücut sıfatının kamil olması, O'nun diri olmasıyla mümkündür. Hayatın zıddı ölümdür. Ezelî olan Allah hakkında ölümü düşünmek, akla aykırıdır. Bir varlık hem ezelî, hem de ölümlü olamaz. İlim, irade, kudret ve diğer kemâl sıfatlarını zatında bulunduran Allah'ın diri olması zaruridir. Çünkü ölünün âlim, her şeye güç yetiren, işitici, görücü olması düşünülemez. Ölüm, bir noksanlık sıfatıdır. Allah ise noksanlıklardan uzaktır. O hâlde Allah'ın hayat sahibi olduğu bir gerçektir. Bu sıfat, ancak Allah'ta ezelî ve ebedîdir. [1]
Yüce Allah'ın diri, canlı ve ezelî bir hayat ile hayat sahibi olması demektir. Bunun zıddı olan ölü ve cansız olmak, Allah hakkında düşünülemez, mümteni'dir. Allahu Teâlâ'nın bu sıfatına işaret eden pek çok ayet vardır. Meselâ: "Ölümsüz, diri olan Allah'a güven ve O'nu tesbih et!..." (Furkân: 25/58) diye buyurulmaktadır.
Her şeye can veren, ölü gibi görünen toprağa, kuru sanılan ağaçlara can, hayat ve tazelik veren Allahu Teâlâ'dır. Bütün canlıların hayatı sonradandır ve Yüce Allah'ın yaratmasıyladır. Halbuki Yüce. Allah'ın "Hayat" sıfatı da; zâtı gibi kadimdir, ezelî ve ebedîdir; zatından ayrılmayan, zatı ile var olân vacib bir sıfattır. Zira hayat olmadan diğer sıfatları düşünmek, onlarla Allah'ı vasıflandırmak abes olur. Bu bakımdan sübutî sıfatların ilki "hayat" sıfatıdır. [2]
Allah'ın subûtî sıfatlarından biri. Allah hakkında hayat sıfatının varlığı zorunludur. Sözlük anlamı, ölümün zıttı olan diri olmak demektir. Allah hakkında kullanıldığında bunun anlamı, Allah'ın her zaman için ölmeyen ve uyumayan diri olması anlamındadır. Hayatı için bir başlangıç ve sonuç yoktur. Diğer isim ve sıfatları gibi hayat sıfatı da ezelî ve ebedîdir.
Hayat sıfatı Allah'ın ilim, irade ve kudret gibi sıfatlarla ittisafını sahih kılan, Zat-ı Bari ile kâim, subuti, ezeli ve vücudî bir sıfat olarak tanımlanmaktadır.[3]
Uyku hali canlıda his, idrak ve şuur duygularının yok olmasına sebeptir. Bu sebeple Allah hakkında uyumak ya da uyuklamak sözkonusu değildir:
"Allah ki O'ndan başka ilah yoktur; daima diri ve yaratıklarını koruyup yöneticidir... Kendisini ne bir uyuklama, ne de uyku tutar." (el-Bakara: 2/225)
Allah hakkında "hayat", Kur'an-ı Kerim'de beş yerde zikredilmektedir:
"Allah ki, O'ndan başka ilah yoktur, daima diri (hayat sahibi) ve yaratıklarını koruyup yöneticidir..." (el-Bakara: 2/255)
"Allah ki, O'ndan başka ilah yoktur, daima diri ve (yaratıklarını) koruyup yöneticidir." (Âli İmran: 3/2)
"Bütün yüzler, O diri ve yöneticiye boyun eğmiştir. Zulüm yüklenen perişan olmuştur." (Tâhâ: 20/111)
"Ve ölmeyen (diriy)e tevekkül et ve O'nu överek tesbih et. Kullarının günahlarını O'nun bilmesi yeter." (el-Furkan: 25/58)
“O, diri olandır. O’ndan başka hiçbir ilah yoktur. O halde dini yalnız O’na halis kılanlar olarak O’na dua edin. Alemlerin Rabbi olan Allah’a hamdolsun." (el-Mü'min: 40/65)
Bu yerlerin üçünde, yaratıkları ayakta tutan, yöneten, idare eden ve koruyan anlamında olan "Kayyûm" ismiyle birlikte zikredilmektedir. Bütün canlılar, hayatlarını Allah'a borçludur. Onları dirilten, var eden ve diri tutan O'dur. Onun için Allah'a muhtaçtırlar. Oysa Allah başkasına muhtaç değildir. O, Samed'dir, her şey O'na muhtaç olduğu halde kendisi başka bir şeye muhtaç değildir.
Allah'ın "hayat"ı, tam kâmil bir hayattır. O, ölümsüzdür. Diğer canlılar hayatlarını devam ettirmek için hava ve gıda gibi başka şeylere muhtaçtırlar. Oysa Allah Teâlâ'nın hayat için başka bir şeye ihtiyacı yoktur. Onun için Allah Teâlâ'nın hayatı, diğer canlıların hayatına benzemez.
"O'na benzer hiçbir şey yoktur." (eş-Şûra: 42/11). Yaratıcı olan Allah'ın hayatı yaratılmışların hayatına nasıl benzesin ki, yaratılmışların hayatları bile biribirlerine benzememektedir. Bitkilerin hayatı ile hayvanların hayatı; hayvanların hayatı ile insanların hayatı birbirlerinden farklıdır. Hayat fonksiyonları farklılık arzetmektedir. Bitkiler de diridirler, doğar, yer, içer, büyür, ürer ve nihayet ölürler. Durumlarına göre bilgileri de vardır; kendilerine yarayan şeyleri yaramayanlardan ayırdederler. Ancak kendi hayatlarından daha yüksek ve daha kudretli bir hayata sahip varlıklardan haberleri yoktur. Hayvanların hayatı, bitkilerin hayatından daha ileridir. Hayvanlar fazladan olarak görür, işitir ve uzak yerlere hareket ederler.
İnsanların hayatı ise, hayvanların hayatından da ileridir; onlarınkine ilaveten düşünür ve değerlendirme yaparlar, mükellef olmalarının sebebi de budur.
Netice olarak tek bir ilah olan Allahu Teâla'nın zatını tavsif buyurduğu Hayat sıfatı Hak Teâla tarafından bahşedilmiş olan ve insanların teşekkülünü sağlayan hayat kaynağından daha başka kaynaklardan sûdur etmektedir. İşte bu mana ile Allah hayat bakımından diğer eşyadan ayrılır. Hiçbir mebdeden başlamayan ve hiçbir nihayet ile müntehi olmayan ebedi ve ezelî hayatında kendisidir. Mahdut sınırların mahkûmu, başlangıç ve sonuçların çerçevelediği ve zaman kavramından tamamen uzaktır. Allah'ın hayatı bambaşka bir hayat şeklidir. Cenab-ı Allah'ın hayat sıfatı, insanların hayat sıfatıyla alışageldikleri özelliklerin hepsinden uzak olduğu gibi mutlaktır da. İşte bu mana ile, beşer hayalinde dolaşan bütün efsanevi unsurlar vahdaniyet akidesinin dışında kalır... Kulu ne zaman O'na yönelirse O kuluna icabet eder. "Allah'ım! Sana teslim oldum, Sana inandım, Sana güvendim, Sana yöneldim, Senin için cihad ettim, Senin izzetine sığındım. Beni doğru yol üzerinde sabit kılacak Sen den başka ilah yoktur. Sen ölmeyen Dirisin, cinler ve insanlar hep ölürler"[4] şeklinde Hz. Peygamberin sözleri ve şu ayet-i kerime konuyu açık bir şekilde izah etmektedir: "O diridir, O'ndan başka ilah yoktur. Dini yalnız kendisine hâlis kılarak O'na yalvarın. Hamd âlemlerin Rabbine mahsustur." (el-Mü'min: 40/65)[5]
Allah Teâlâ “Hayy” dir, Hepdiridir; “La yemût” dur, Hepölümsüzdür. [6] O, her bakımdan olduğu gibi bu yüce sıfatı bakımından da zamandan münezzehtir. Yani "Ne zamandan beri diridir, ne zamana kadar sağ kalacak?" gibi sorular O'nun için söz konusu olamaz. Bütün canlıların hayat bulması, sonradan meydana gelen bir olaydır. Dolayısıyla böyle bir hayat yaratıktır, sonludur; Ölümle son bulur. Halbuki Allah Teâlâ'nın hayatı, O'nun sonsuz varlığına bağlı olarak kendindendir ve sonsuzdur. Yüce Allah'ın hepdirilik sıfatı ise O'nun hepbilgili, hepistekli ve hepgüçlü olmasıyla yakından ilişkilidir. Çünkü hayattan yoksun birinin, bilgi, irâde, bilinç, tercih ve güç kullanma gibi sıfatlara sahip bulunması mümkün değildir. Allah Teâlâ ise bütün bu sıfatlara sahiptir. O'nun eseri olan kâinâttaki her şey, Yüce Rabbimizin bütün varlıkları kuşatan sonsuz bilgiye, dilediğini yapabilen sonsuz irâdeye, işlediğini hikmetle icra eden sonsuz bilince, nasıl istiyorsa öylece takdir eden ve ne istiyorsa onu hemen yapabilen sonsuz güce sahip bulunduğunu, dolayısıyla da Hepdiri ve Hepölümsüz olduğunu kanıtlamaktadır. [7]
[1] Cengiz Yağcı, Şamil İslam Ansiklopedisi: 1/117.
[2] Cihad Tunç, Şamil İslam Ansiklopedisi: 5/404.
[3] Curcanî, et-Tarifat, 65; İ. Hakkı İzmirli, Yeni İlm-i Kelâm: 2/104; Seyyid Sabık, el Akaidu'l-İslâmiyye, s. 68; Metin Yurdagür Allah'ın Sıfatları Esmaü'l Hüsna, İstanbul 1984, s. 177.
[4] Taftazâni, Şerhu'l-Makâsıd: 2/64-65; Cürcanî, Şerhu'l-Mevâkıf, 2/353.
[5] M. Sait Şimşek, Şamil İslam Ansiklopedisi: 2/380.
[6] Furkan: 25/58
[7] Ferit Aydın, İslam’da İnanç Sistemi, Kahraman Yayınları: 221.