Sosyalizm: 

 

Eflatun'la başlayan devletçilik anlayışı, Karl Marx'a kadar birçok fi­lo­zof, siyaset ve ilim adamı tarafından yüzyıllar boyu işlenmiştir. Ancak bu anla­yış, sosyalizm olarak materyalist bir temele oturtulun­caya kadar insanlık ta­rihinde vicdânî bir konu olmamıştır.

Şu halde sosyalist düşünce konstrüksiyonunda iki ayrı yapı taşı var­dır. Bunlardan biri, belli bir siyasi düzenin sosyal ve ekonomik yön­den açık­la­masıdır ki sosyalizm bu yönüyle konumuzun dışında kal­maktadır. İkincisi ise, bu düzenin materyalist ideolojisidir. Sosyalizmin konumuzu ilgilendi­ren yönü işte budur.

Materyalizm, esasen ilim adamları tarafından çok eskiden defalarca yar­gılanmış ve çürütülmüştür. Özet olarak materyalizm: “Maddenin kendi kendini yarattığı” temeline dayanır ve başta Allah Teâlâ olmak üzere, vahyi, peygamberleri, bütün dinleri ve metafizik değerleri inkâr eder; Bunların tümünün hayal ürünü ve safsatadan ibaret olduğunu sa­vunur.

Şu halde sosyalizmi bu anlamda benimseyen bir kimse ideolojisine na­sıl bir ad verirse versin (yani ister, komünizm desin, ister solculuk de­sin, ya da ister demokrasi desin) müslüman olduğunu hiç bir surette kanıtlayamaz. [1]


 

[1] Ferit Aydın, İslam’da İnanç Sistemi, Kahraman Yayınları: 72.