Bu İsmi Bilmenin Faydaları
Her müslüman, bütün varlıkların mutlak yol göstericisinin ve doğruluk sahibinin Allah olduğunu bilmesi gerekir. İnsanları doğru yola ileten, varlıklarının ve hayatlarının düzene girmesini sağlayan yararları gösteren O’dur. O, meleklere, peygamberlere ve inanan mü’min velilere kendisini tanımaları için rehberlik eden ve onlara yakîn (kesin bilgi) bahşedendir. Bütün varlıklara bünyelerini ayakta tutacak şeyleri gösteren ve öğreten Allah’tır. Bu, sadece insanlara has bir durum değildir. Bütün varlıkları ve canlıları kapsamaktadır. Yeni doğmuş bebekleri ve hayvanları kendilerine yararlı olan şeylere sevk eden O’dur. Onlara göğüsleri emme içgüdüsü veren Allah’tır. O ne yücedir! Örümcekler, henüz erken vakitlerde evlerini örmeye başlarlar. Arılar, daha ilk anda kovanlarını yaparlar. Zamanı gelen yavru kuşlar yumurtalarının kabuklarını kırar ve dışarı çıkarlar. Zamanı gelen bebek, annesinin karnında bir an bile beklemez. Yağmura yağmasını ve ateşe yakmasını emreden, suya doyurma görevi veren O’dur. Bütün diğer şeyleri buna göre sen kıyas et. Gökte ve yerde varolan her şey, O’nun çizdiği doğru plan ve programa göre işlemektedir. Düzen, doğruluk ve rehberlik O’ndandır.
Mü’min kullarını, melek ve peygamberlerin dini olan kendi dinine irşad eden, onlara ilâhî kitapların açıkladığı yolu gösteren O’dur. İçinde eğrilik olmayan dosdoğru din işte budur. Böyle bir dine inanan her müslüman, Mevlâsının kendisine emrettiklerini yapmalı, yasakladıklarından kaçınmalıdır. İşte asıl rüşd, doğruluk ve olgunluk budur. Hz. Peygamber, bir hutbesinde rüşd üzere olanları şöyle tanımlar: “Kim Allah’a ve Resûlü’ne itaat ederse, işte o, doğru yola (rüşde) ermiştir. Kim de Allah’a ve Resûlü’ne isyan ederse, sadece kendi nefsini kınasın ve bilsin ki, Allah’a asla zarar veremez.”[1]
Hz. Peygamber bu hadisinde doğruluk ve rüşdün Allah’a ve Resûlü’ne itaat etmekte, sapkınlık ve yanlışlığın da isyan etmekte olduğunu belirtmektedir. Buna göre; her müslüman, Allah’ın kullarına doğru yolu göstermeli ve onları, İslâm’la bağdaşmayan, kendilerini Allah’a itaat ve ibadet etmekten alıkoyan, Allah’a ve Resûlü’ne isyan etmelerine, emir ve yasaklarını çiğnemelerine neden olan bütün âdet ve davranışları terk etmeye çağırmalıdır. Eğer müslüman bu özelliklerle kendisini donatır ve bunlara sahip olursa, Allah katında reşîd olarak adlandırılır ve büyük sevaplar kazanır. Allah ona, İbrahim peygambere bağışta bulunduğu gibi bağışta bulunur.[2] Yüce Allah Hz. İbrahim için şöyle buyurur: “Andolsun biz, bundan önce de İbrahim’e rüşdünü vermiştik.”[3]
* * *