Allah’ın Rab Oluşunun Çeşitli Görünümleri

Yüce Allah, mülkünde dilediği şekilde hareket eden mâlik, itaat edilen efendi, emrinin altındakileri idare eden, onları terbiye eden ve işlerini dilediği şekilde düzenleyen ve düzelten mürebbidir.

Allah her şeyin Rabb’i ve mâlikidir. O, öncekilerin de sonrakilerin de Rabb’i’dir. Doğunun ve batının, göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların, dünyanın ve âhiretin mâliki ve sahibidir. Mülk O’nundur. Mülkünde O’na ortak olan kimse yoktur. O mal ve mülkü dilediğine verir, dilediğinden de çekip alır. Dilediğini Azîz, dilediğini zelil eder. Dilediğini mutlu, dilediğini bed­baht yapar. Dilediğini yükseltir, dilediğini alçaltır. Dilediğine verir, dilediğine vermez. Dilediğiyle ilişki kurar, dilediğiyle ilişkisini keser. Dilediğine hesapsız rızık verir, dilediğine çok az verir. Dilediğini yaratır. Dilediğine erkek, dilediğine kız çocuk, dilediğine de ikiz erkek ve ikiz kız verir. Dilediği kimseleri de kısır bırakır.

O her şeyi bilen güç ve kudret sahibidir. Geceden gündüzü, gündüzden geceyi çıkarır. Ölüden diriyi, diriden ölüyü çıkır. Ölümünden sonra yeryüzünü tekrara dirilten O’dur. Güneşe ve aya bir düzen verip, belirlediği süreye kadar her birinin kendi yörüngesinde dönmesini sağlayandır. O, yeryüzünü gökten emirlerle düzenleyip-yönetendir. İşler (sâlih ameller) bin yıl süreli bir günde kendisine yükselir. O, her şeyi yarattı ve düzenledi. Her şeye bir ölçü verip onlara, takip edecekleri yolu gösterdi. Kimisini güldürür, kimisini ağlatır. Kimi­sini yaşattı kimisini öldürdü. İnsanları çift çift, dişi ve erkek olmak üzere sper­malardan yaratır. Kimisine bol mülk vererek zengin, kimisine de az vererek yoksul yapar. Var eden ve yok edecek olan O’dur. Başlatan ve sona erdiren de O’dur. O, dilediğini yapar. Gökyüzünü yükseltip onu orada tutan, geceyi karanlık, gündüzü aydınlık yapan, yeryüzünü bir döşek gibi seren ve kulları­nın, üzerinde yaşamalarını kolaylaştıran, dağları yeryüzünün sallanmasını engelleyen ve sabit durmasını sağlayan kazıklar şeklinde diken, gemilerin kendi emriyle denizlerde batmadan yüzmesini sağlayan, gökyüzünün yeryü­züne düşmesine mani olan, karanlığı giderip sabahı ortaya çıkaran, geceyi insanlar için bir dinlenme ve rahatlama vesilesi kılan O’dur. Güneş ve ay, O’nun belirlediği bir hesaba göre akıp gitmektedir. Ne güneşin aya erişip onu geçmesi, ne de gecenin gündüzü geçmesi mümkün değildir. Her biri kendi yörüngesinde akıp gitmektedir.

Her şeyi en güzel şekilde yaratan Allah’tır. İnsanın yaratılışına çamurdan başlamıştır. Yapısını tamamladıktan sonra ona üfleyip ruh veren O’dur. İn­sana göz, kulak ve kalp veren O’dur. Ama insanlar buna ne kadar az şükret­mektedirler. Bütün varlıkları yaratan, kıyamet günü bütün insanları yeniden diriltip toplayacak olan, tuzlu ve tatlı denizlerin birbirine karışmasına mani olan, aralarına engel koyan, kullarına açık ve gizli sayısız nimetler veren, dü­şünmek ve şükretmek isteyenler için gece ve gündüzü birbiri ardınca getiren, insanları bilgi sahibi yapıp onlara ilhamlar veren, sağlam ve doğru yöneten, karar verip uygulayan, kararı geri çevrilmeyen, emrine itiraz edilmeyen, hü­küm ve kararı eleştirilmeyen, mülkünde hiçbir ortağı bulunmayan, kendisin­den başka İlah ve Rab olmayandır. O’nun dilediği olur, dilediği olmaz. Yüce ve ulu Allah’ın dışında hiçbir gerçek güç ve kuvvet sahibi yoktur.[1]


 

[1]     Meâricü’l-kabûl, 1/80-81.