Bu İsmi Bilmenin Faydaları
Her müslüman kendisi için gerçekte Allah’tan başka Rab olmadığını bilmelidir. Buradan hareketle, elinin altında bulunan, eğitim ve bakımı kendisine bağlı olanlara güzel davranmalı, onları en iyi şekilde yetiştirmeye, ihtiyaçlarını karşılamaya ve işlerini bir düzene sokmaya çalışmalıdır. Böylece onları yavaş yavaş yükseltmeli, gelişmelerine yardımcı olmalı ve Allah’ın kendisini koruyup gözettiği gibi o da, onları koruyup gözetmelidir.
İbn Abbas’a, Rabbânî kelimesinin anlamı ve kim olduğu sorulunca şöyle cevap verir: “Rabbânî, insanlara büyük işlerden önce küçük işleri öğretendir.” Buna göre Rabbânî alim, rablik ilminin gerçeğini anlayan, sıradan insanları anlayabilecekleri ve taşıyabilecekleri kadar bu ilimle terbiye eden, bu konuda daha da ilerlemek isteyenlere ise, bu ilmin incelik ve derinliklerini, hazinelerini aktarmaya çalışan kimsedir. Böylece her insan, kendisine takdir edildiği kadar Allah’ın fazlından almış ve idrak etmiş olur. Bununla Rabb’ine yalvarır ve “Ey Rabb’im! Şüphesiz ben nefsime zulmettim, beni bağışla”[1] diyerek Kur’an’da geçen diğer dualarla birlikte dua eder. Kendisi için Rab ismini kullanmamaya ve bu isimle çağırılmamaya dikkat eder. Zira rivayet edilen sahih bir hadis-i şerifte Hz. Peygamber şöyle buyurur: “Sizden biri kölesine ve cariyesine, abdî (kölem) ve emetî (cariyem) demesin. Köle olan da, rabbî (efendim anlamında) ve rabbetî (hanımefendim) demesin. Köle sahibi, fetâtî (uşağım/hizmetçim) desin; köleler de, (seyidî/seyyidetî efendim) desin. Biliniz ki asıl siz, kul ve köle olansınız, Allah da sizin Rabb’inizdir.”[2]
* * *