﴿ اَلشَّافِيُ ﴾
ŞÂFÎ
Bu isim Kur’an-ı Kerîm’de isim olarak değil fiil olarak şöyle geçmektedir: “Hastalandığım zaman bana şifa veren O’dur.”[1] Ancak bu isim hadis-i şeriflerde hem isim hem de fiil olarak geçer. Hz. Aişe anlatıyor: Hz. Peygamber bir hastanın yanına geldiği zaman şöyle dua ederdi: “Ey insanların Rabb’i! Bu sıkıntı ve derdi gider. Şifa ver! Zira şifa veren sensin. Senden başka şifa veren yoktur. Hastanın, tüm hastalıklarını gideren bir şifa ver!”[2]
el-Halîmî der ki: “Dua sırasında “Ya şâfî, ya kâfî” (Ey şifa veren, ey kafi gelen) demek caizdir. Çünkü Yüce Allah, şek ve şüpheleri, haset ve kini kalplerden silip gönüllere şifa verdiği gibi her türlü hastalığı, bela ve musibeti kaldırıp bedenlere de şifa verir. O’ndan başka kimsenin buna gücü yetmez. Bu yüzden bu isimle yalnız O’na dua edilir.”
Şifanın anlamı: Bedene acı ve sıkıntı veren şeylerin kaldırılması, giderilmesidir. el-Cevherî der ki: “Allah ona şifa verdi” denilir. Bu, Allah onu hastalıktan kurtarıp şifa verdi, iyileşti demektir. İstişfa, şifa talep etmek anlamına gelir.”