Bu ismi bilmenin faydaları
Bil ki, her aza ve organın kendisine has özel bir şükrü vardır. Nasıl ki dil, şükür sözcükleriyle Rabb’ine şükrediyorsa, diğer organlarda kendilerine göre Rablerine şükretmelidir. Bir hadis-i şerifte Hz. Peygamber, bütün organların her sabah dile şöyle söylediğini haber verir: “Allah’tan kork! Bizler seninle birlikteyiz. Eğer doğru olursan biz de doğru olur, eğrilirsen biz de eğriliriz.”[1]
Her aza ve organın şükrü, yaratılış amacına göredir. Her organ, Allah’ın emrine uymada ve yasağından kaçınmakta kullanılmalıdır. Buna göre bedenin şükrü, organları Allah’a itaatin dışında kullanmamandır. Kalbin şükrü, onu Allah’ı anma ve bilme dışında şeylerle meşgul etmemektir. Dilin şükrü, onu Allah’tan başka kimseleri övme ve methetmede kullanmamandır. Malın şükrü, Allah’ın sevdiği ve hoşnut olduğu yerlerin dışında harcamamandır.
Bunların dışında, Şâkir ve Şekûr ile ilgili nafile ibadetler vardır. Bir defasında Hz. Peygamber, ayakları şişinceye kadar gece namazı kıldı. Bunun üzerine kendisine: “Allah senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışladığı halde hala böyle mi yapıyorsun?” denilince Hz. Peygamber: “Şükreden bir kul olmayayım mı?” diye cevap verdi.[2] Hz. Peygamber bu cevabı ile daha fazla istediğini ima etmekte ve şu ayete dikkat çekmektedir: “Rabb’iniz şöyle buyurmuştu: Andolsun, eğer şükrederseniz gerçekten size arttırırım…”[3]
2- Allah’a şükretme konusunda bunları bildikten sonra müslüman, insanlar arasında kendisine iyilik yapanlara teşekkür etmeli ve Hz. Peygamber’in şu hadisini unutmamalıdır: “İnsanlara teşekkür etmeyen, Allah’a şükretmez.”[4] Bir âyette Yüce Allah, kendisiyle birlikte anne ve babaya da şükretmeyi emretmekte ve şöyle buyurmaktadır: “Hem bana, hem de anne ve babana şükret.”[5] Çünkü onlar var oluşumuza sebep olmuşlardır. Allah burada kendisine şükretmemizi de emretmektedir. Çünkü bizler hiçbir şey değilken yoktan var etti, bize kendisini tanıma yolunu gösterdi, rab oluşunu ve bir olduğunu bize delilleriyle gösterdi. Anne ve babamız da bizlere bunları öğretti. Ayaklarımız üzerine duruncaya kadar bizleri gözetip terbiye ettiler. Allah, bu iyiliklerine karşılık bizlere, onlara şükretmeyi emretti. Bu yüzden eğer onlara kötülük eder, hak ve hukuklarına riayet etmez ve emirlerine aykırı davranırsak sanki bizleri yaratan ve doğru yolu gösteren Allah’a şükretmemiş oluruz. Çünkü her iki iyilik ve ihsan birbiriyle irtibatlıdır.
Bu açıklamalara göre şükrün üç temel şartı bulunmaktadır:
Bazı Allah dostlarına: “Şükür nedir?” diye sorulduğunda: “Allah’ın verdiği nimetlerle O’na isyan etmemendir”[6] şeklinde cevap vermişlerdir.
* * *