“Şâhid Olarak Allah Yeter.”[1] Âyetinin Anlamı

İbn Kayyim der ki: “Yüce Allah: “Sana iyilikten her ne gelirse Allah’tan­dır, kötülükten de sana ne gelirse o da kendindendir.[2] âyetinin hemen ardından şöyle buyurmaktadır: ““Biz seni insanlara bir peygamber olarak gönderdik; şâhid olarak Allah yeter.[3] Bu kısa âyetle Yüce Allah, bizlere birçok dersler ve ibretler vermektedir. Bu dersleri özetle şöyle sıralayabiliriz:

a- Allah burada İslâm ümmetinin dikkatini şu önemli noktaya çekmekte­dir: Peygamber olduğuna şahitlik yaptığı Resûlün başına istemediği bir duru­mun gelmesi peygamberin yaptığı kendi amelleri nedeniyledir. O halde her insanın başına gelen istenmedik durumlar, kişinin kendi yaptığı ameli veya hatası nedeniyledir.

b- Allah, peygamber göndermekle insanların lehine veya aleyhine şahitlik yapacak delili ortaya koymuştur. Buna göre insanlar, istemedikleri şeylerin başlarına gelmesi nedeniyle Allah’ı zalim olarak (kendilerine haksızlık yap­makla) suçlayamazlar. Çünkü Allah Teâlâ, kendilerine yararlı ve zararlı şeyleri öğreten, bunları yapma veya bırakma yollarını gösteren peygamberler gön­dermiştir. Bu yüzden kendisine yararlı olanı yapan ve zararlı olanından kaçı­nan kimseler Allah’a hamd etmeli; aksini yapanlar da kendisinden başkasını kınamamalıdır.

c- Allah, Hz. Peygamber’in peygamberliğine şahitlik yapmıştır. Bu şahitli­ğini, Hz. Peygamber’in elinde gerçekleşen ve onun doğruluğuna ve gerçek peygamber oluşuna delalet eden birçok mucizelerle göstermiştir. Dolaysıyla peygamberlik nedeniyle uğursuzluğa uğradıklarını iddia eden zalim ve cahil kimselerin Hz. Peygamber’i ve getirdiği mesajı inkar etmeleri, Hz. Peygamber’e hiçbir zarar veremeyecektir. Çünkü göklerin ve yerin Rabb’i olan Allah, O’nun peygamberliğine şahitlik yapmaktadır.

d- İnkarcılar, başlarına gelen kötülükleri ve cezaları, Hz. Peygamber’in peygamberliğini geçersiz kılmaya delil göstermeye çalıştılar. Bunun üzerine Yüce Allah, peygamberliğe kendisinin şahit olduğunu ve bu şahitliğinin ye­terli olduğunu bildirdi.”[4] İbn Kayyim kitabında daha birçok dersler zikret­mektedir. Ancak bizler sadece bu kadarını aktarmakla yetineceğiz.


 

[1]     Nisa, 79.

[2]     Nisa, 79.

[3]     Nisa, 79.

[4]     İbn Kayyim, “Şifâu’l-alîl”, s. 297.