Bu İsmi Bilmenin Faydaları

1- Kul, efendisinin gücünü bildiğinde ve O’nu hatırından çıkarmadığında, daima O’nu müşahede etme imkanı bulur. Bu durum kulun günahlardan uzaklaşmasını ve yararlı şeylerle meşgul olmasını sağlar. Zira böyle bir kul, nefsiyle değil mutlak üstün sahibi olan efendisiyle (Allah’la) birliktedir.

2- Kul, Allah’ın kaza ve kaderde mutlak üstünlük sahibi olduğunu, Al­lah’ın mutlak Hâkim olduğunu, sevk ve idaresinin O’nun elinde olduğunu, O’nun koruma ve himayesi olmadan korunamayacağını, O’nun yardımı ol­madan başarılı olamayacağını bilmelidir. Kendisinin zelil ve hakir bir kul ol­duğunu, Hamîd ve Azîz olan Allah’ın kabzası altında bulunduğunu unutma­malıdır.

3- Kul, kaza ve kaderde daima Allah’ın üstünlüğünü müşahede etmelidir. Her türlü hamd, kemâl, zenginlik ve izzetin Allah’a ait olduğunu, eksikliğin kuldan kaynaklandığını, ancak kulun yerileceğini, her türlü kusur, ayıp, zulüm ve muhtaçlığın kula ait olduğunu bilmelidir. Kul, eksikliğini, ayıbını, muhtaçlı­ğını ve zelilliğini düşünüp müşahede ettikçe Allah’ın izzetini, kemalini, hamdini ve zenginliğini daha çok müşahede eder. Eğer bunun aksini düşü­nürse bütün bunları müşahede edemez. Dolaysıyla eksikliğini ve zelilliğini samimiyetle kabul etmek, Allah’ın izzetini müşahede etmeyi sağlar.

4- Kul, günah olduğunu bildiği için Mevlâ’sına karşı gelmek ve günah iş­lemek istemez. Ancak yinede kendisi için takdir edilen gerçekleştiğinde, iste­meden, kendi seçimi, dilemesi ve tercihi olmadan günah işlemiş olabilir. Böyle bir durumda sanki o, seçme hakkı olmadan seçen, istemediği halde isteyen ve dilemediği halde dileyen gibidir. İşte bu durum, Allah’ın yücelik, büyüklük ve üstün güç sahibi oluşunu gösterir.[1]

 

 * * *


 

[1]     İbn Kayyim, “Medâricu’s-sâlikîn”, 1/ 205.