Bu İsimleri Bilmenin Faydaları
Varlıkların en bilgilisi ve en doğru sözlüsü olan Hz. Peygamber’in haber verdiği ve bildirdiği şekilde Allah’ın varlıklar üzerindeki üstünlüğüne, yüceliğine, büyüklüğüne ve arşı üzerinde istiva edişine inanıp bunu müşahede eden kimse, bu sıfatların gereği ile O’na ibadet eder. Kalbinde sonsuzluk nuru ışıldar, içtenlikle O’na yalvarıp yakarır, bir kölenin güçlü efendisinin karşısında durduğu gibi O’nun huzurunda boynu bükük durur. Güzel sözlerinin ve iyi amellerinin, özel ve seçkin dostların amelleriyle birlikte Allah’a yükseldiğini ve kendisine arz olunduğunu hisseder. Bu yüzden kendisini O’nun katında utandıracak ve alçaltacak söz ve fiillerden şiddetle kaçınır. Bu makamda olan kul, hayat-ölüm, görevlendirme-azletme, yükseltme-alçaltma, verme-men etme, üzüntü-sevinç, belâ-nimet, gün ve nimetlerin insanlar arasında dolaşımı gibi çok çeşitli konularda ilâhî emir ve talimatların her an dünyanın çeşitli yerlerine nasıl indiğini müşahede eder. Allah’ın kendi dilediği şekilde mülkünde yaptığı bu tasarruflar hakkında diğer kulların bir bilgisi yoktur. Ama bu makamdaki kul, bütün bunlara şahit olur. Allah’ın ne kadar geniş bilgi sahibi olduğunu, emir ve talimatlarının nasıl uygulandığını görür. Yüce Allah şöyle buyurur: “Gökten yere her işi O düzene koyar. Sonra (işler,) sizin saymakta olduğunuz bin yıl süreli bir günde yine O’na yükselir.”[1] İşte bu müşahedenin hakkını, marifet ve ibadetle veren kimse bununla yetinir ve başka hiçbir şeye ihtiyaç duymaz.[2]
* * *