Kur’an’da Mağfiret İle İlgili Bazı Âyetler
Kur’an-ı Kerîm’de mağfiret ile ilgili birçok âyet bulunmaktadır. Kelime, bu âyetlerde geçmiş zaman, gelecek zaman ve mastar olarak geçer.
Geçmiş zaman lafzıyla Hz. Davud’ın kıssasının anlatıldığı şu âyette geçer: “Davud, gerçekten bizim onu denemeden geçirdiğimizi sandı, böylece Rabb’inden bağışlanma diledi ve rükû ederek yere kapandı ve (bize gönülden) yönelip-döndü. Böylece onu bağışladık.”[1] Bu âyet, Allah’tan mağfiret talebinde bulunup O’na yönelen herkesin mağfirete kavuşacağına işaret etmektedir.
Gelecek zaman lafzıyla şu âyetlerde geçer: “Gerçekten, Allah, kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışında kalanı ise, dilediğini bağışlar.”[2], “Şüphesiz Allah, bütün günahları bağışlar. Çünkü O, bağışlayandır. esirgeyendir.”[3]
Emir kipiyle şu âyette geçer: “Bizi affet, bizi bağışla, bize merhamet et.”[4]
Mastar olarak da şu âyetlerde geçer: “Rabb’imiz bağışlamanı(dileriz)”[5], “Şüphesiz senin Rabb’in, zulümlerine karşılık insanlar için bağışlama sahibidir…”[6]
Özetle Yüce Allah, bu dünyada güzellikleri ortaya çıkaran, çirkinlikleri ve günahları örten, âhirette ise bu çirkinlikleri cezalandırmaktan vazgeçip onları bağışlayandır.[7] O’nun günahları bağışlaması tam ve eksiksizdir. Öyle ki, bağışlamanın en üst derecesinde O’nun mağfireti vardır.[8]