﴿ اَلْفَتَّاحُ ﴾

FETTÂH

Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “O, (gerçek hükmünü vererek hak ile bâtılın arasın) açandır, (her şeyi hakkıyla) bilendir.[1]

el-Halîmî der ki: “Fettâh, hüküm verendir. Allah, verdiği hükümlerle kulları arasında kilitlenen sorunları ve hak ile bâtılın arasını açan, haklıyı yü­celtip haksızı alçaltandır. Bu, dünyada olabileceği gibi âhirette de olabilir.”

el-Hattabi ise Fettâh ismini şöyle açıklar: “Fettâh, gerçek anlamda açan demektir. Allah, kullarına merhamet ve rızık kapılarını açan, kilitlenen işlerini açan, hakkı görmeleri için kalplerini ve gözlerini açandır. Fatih, yardım eden anlamına da gelir. Şu âyette bu anlamdadır: “Eğer fetih istiyorsanız, işte size fetih geldi…[2]

Müfessirler bu âyette geçen “fetih” sözcüğünü “yardım ve zafer” olarak açıklarlar. Yani “Eğer yardım istiyorsanız işte size yardım geldi” demektir. Müfessirler bu açıklamalarını senediyle birlikte İbn Abbas’tan rivayet edilen bir hadise dayandırır ve ardından şu âyeti zikrederler: “O, Fettâh (açan) ve Alîm (bilen)dir.”[3]

Râzî ise şunları söyler: “Allah, kullarına hayır kapılarını açan ve zor olan işleri kolaylaştırandır. O, ilim ile kullarının dini işlerini, zenginlik ile de dünyevî işlerini açandır. Zulme uğrayana yardım eden ve sıkıntısını giderendir. Allah, hak ile bâtılı birbirinden ayırmış ve aralarını açmıştır. Her ikisini de açıkça ortaya koyup açıklamış, hakkı üstün tutup geçerli kılmış bâtılı da ge­çersiz kılmıştır. O, Fettâh’tır, marifet ve bilgisi ile mü’min kullarının kalplerini; günahkarlara da bağışlama kapılarını açmıştır. İsyan etmeleri nedeniyle on­lara nimet kapılarını kapamamış, unutmaları nedeniyle de merhametini on­lardan esirgememiştir.”[4]


 

[1]     Sebe, 26.

[2]     Enfal, 19.

[3]     Sebe, 26.

[4]     Râzî, a.g.e., s. 223-224.