Bu İsmi Bilmenin Faydaları
“Allah’tan başka bir hakem mi arayayım? Oysa O, size Kitabı açıklanmış olarak indirmiştir.[1]
“Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar, kâfir olanlardır.”[2]
“Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar, zalim olanlardır.”[3]
“Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar, fasık olanlardır.”[4]
Müslüman, Allah’ın hükmünü ve bu hükümle lehinde veya aleyhinde verilen hükmü içtenlikle kabul etmeli ve ona boyun eğmelidir. Şu âyetlerde bu duruma işaret edilmektedir:
“Hayır, öyle değil; Rabb’ine andolsun, aralarında çekiştikleri şeylerde seni hakem kılıp sonra senin verdiğin hükme, içlerinde hiç bir sıkıntı bulmaksızın, tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça, iman etmiş olmazlar.”[5]
“Onlar derler ki: “Allah’a ve Resule iman ettik ve itaat ettik” sonra da bunun ardından onlardan bir grup sırt çevirir. Bunlar iman etmiş değildirler. Aralarında hükmetmesi için onlar Allah’a ve Resûlüne çağrıldıkları zaman, onlardan bir grup yüz çevirir. Eğer hak onların lehlerinde ise, ona boyun eğerek gelirler. Bunların kalplerinde hastalık mı var? Yoksa kuşkuya mı kapıldılar? Yoksa Allah’ın ve Resûlünün kendilerine karşı haksızlık yapacağından mı korkmaktadırlar? Hayır, onlar zalim olanlardır. Aralarında hükmetmesi için, Allah’a ve Resûlüne çağrıldıkları zaman mü’min olanların sözü: “İşittik ve itaat ettik” demeleridir. İşte felaha kavuşanlar bunlardır. Kim Allah’a ve Resûlüne itaat ederse ve Allah’tan korkup O’ndan sakınırsa, işte ‘kurtuluşa ve mutluluğa’ erenler bunlardır.”[6]
Allah’tan başka hiç kimse göğüsleri İslâm’a açamaz, gayb kapılarını açmaya gücü yetmez. Ancak her mü’min bunda bir pay sahibidir. Allah dilediğini dilediği kimseye ihsan eder. Gaybten en büyük payı alanlar peygamberler, sonra veliler, sonra âlimler, sonra da sıradan mü’minlerdir. Allah, inkarcıların dışında hiç kimseyi bu paydan mahrum bırakmamıştır.
Ey Allah’ın kalp kilitlerini açtığı ve kendi katından üzerine nurlar yağdırdığı kişi! Allah’ın kapılarını sana açtığı gibi sen de, ilim anahtarlarıyla cahil ve bilgisiz kimselerin kapalı kalplerini aç ve onların gönüllerini fethet. Yüce Allah’ın şöyle buyurduğunu unutma: “Allah’ın sana ihsan ettiği gibi, sende ihsanda bulun.”[9] Eğer Allah sana bu kapıyı açmamış ama sana bol zâhiri rızık vermişse, sen de açık kalpli ve cömert bir ele sahip ol. Cimrilik etme. Anahtarı kaybolmayan ve asla kapanmayan ve tükenmeyen hazinelerden infak ettiğini unutma. Eğer bu kapı da sana açılmamışsa, Hz. Peygamber’in buyurduğu gibi elinde kötülüğe kapalı hayra açık anahtar bulunan kimse gibi olmaya çalış. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “Kimi insanlar kötülüğe kapalı hayra açıktırlar. Kimi insanlar da kötülüğe açık iyiliğe kapalıdırlar. Allah’ın hayır anahtarlarını eline verdiği kimseye ne mutlu! Allah’ın kötülük anahtarlarını eline verdiği kimseye de ne yazık!”[10]
* * *