﴿ اَلْقُدُّوسُ ﴾
KUDDÛS
Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “O Allah ki, O’ndan başka ilâh yoktur. O, Melik’tir, Kuddûs’tur, Selâm’dır…”[1]
Kuddûs, her türlü kötülük ve eksiklikten uzak, temiz, kutsal, yüce ve saygın olan demektir.
el-Halîmî der ki: “Kuddûs, bütün üstün ve güzel sıfatlarla övülen, methedilen demektir. Dolaysıyla Allah’ı takdîs etmek, O’nu tesbih etme; Allah’ı tesbih etmek, O’nu takdîs etme anlamını kapsar. Bir bakıma ikisi iç içedir. Allah’tan kötü sıfatları nefyetmek, O’nun güzel sıfatlara sahip olduğunu kabul etmek demektir. Örneğin, “O’nun ortağı ve benzeri yoktur” dediğimizde bu, Allah’ın bir ve tek olduğunu kabul ettiğimizi ispat eder. Aynı şekilde “Hiçbir şey O’nu aciz bırakamaz” dediğimizde bu, O’nun güçlü ve her şeye gücü yeten Kâdir olduğunu kabul ettiğimiz anlamına gelir. Yine “O, hiç kimseye zulmetmez” dediğimizde bu, O’nun bütün hükümlerinde ve fiillerinde âdil olduğunu kabul ettiğimizi gösterir. Diğer yandan Allah’ın güzel sıfatlara sahip olduğunu kabul etmek, kötü sıfatların O’nda bulunmadığı anlamına gelir. Örneğin, “Allah, Âlim’dir, bilendir” dediğimizde bu, O’nun bilgisiz ve cahil olmadığını ispat eder. Yine “O, Kâdir’dir” dediğimizde bu, acizlik sıfatının O’nda bulunmadığını gösterir. Özetle “O, şöyledir” dediğimizde bu sözün zâhiri, takdîs; “O, şöyle değildir” dediğimizde bu sözün zâhiri de tesbihtir. Yani Allah’ı takdîs etmekte zımnen tesbih anlamı, Allah’ı tesbih etmekte de zımnen takdîs anlamı bulunmaktadır. Yüce Allah bu ikisini İhlâs Sûresinde bir araya getirmiştir. İhlâs Süresinin ilk iki âyeti olan “Kul huvallâhu Ehad. Allâhu’s-Samed” (De ki: O Allah birdir. Allah Samed’dir -her şey varlığını ve devamını O’na borçludur. O hiç bir şeye muhtaç değildir-) âyetleri takdîsi; “Lem yelid ve lem yûled ve lem yekun lehû kufuven Ehad” (Kendisi doğurmamıştır ve doğrulmamıştır. Hiçbir şey O’nun dengi değildir) âyetleri ise tesbîhi ifâde eder. Bunların her ikisi de yani hem takdîs hem de tesbîh; Yüce Allah’ın vahdaniyetini ve tek varlık olduğunu, O’nun benzeri ve ortağının bulunmadığını ispat etmektedir.”[2]
Kurtubî de der ki: “Kuddûs, her türlü eksiklik ve noksanlıktan uzak olan, her türlü kusurdan temiz olan demektir.”[3]