﴿ اَلْقَرِيبُ - اَلْمُجِيبُ ﴾

KARÎB - MÜCÎB

Yüce Allah şöyle buyurmaktadır.

Kullarım beni sana soracak olursa, işte Ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm.[1]

Hiç şüphe yok O, işitendir, yakın olandır.[2]

Ebû Musa el-Eş’ari anlatıyor. Hz. Peygamberle birlikte bir seferdeydik. Yukarıdan her bir vadiye baktığımızda Allah’ı tekbîr ve tesbîh ediyorduk. Seslerimiz çok yükselince Hz. Peygamber şöyle buyurdu: “Ey insanlar! Ne­fislerinize sahip olun. Sizler işitmeyen veya uzakta olan birine seslenmiyorsu­nuz. O, sizinle birliktedir. Sizi işiten ve yakın olandır.”

Bir başka rivayete göre ise Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “Dua edip çağırmakta olduğunuz size, bineğinizin boynundan daha yakındır.”[3]

el-Halîmî der ki: “Karîb (yakın olan), kul ile Rabb’i arasında bir mesafe olmadığı anlamına gelir. Bu yüzden kulun durumu O’ndan gizli değildir. O, kulun yaptığı her duayı işitir. Allah’ın yakınlığı bir mesafe ifade etmez. Zira mesafe, bir sınırın olmasını gerektirir. Oysa Allah için sınır yoktur.”

el-Hattâbî de der ki: “Karîb, bütün varlıklara ilmiyle, dua edenlere de duaları kabul etmekle yakın olandır.”[4]


 

[1]     Bakara, 186.

[2]     Sebe, 50.

[3]     Buhârî, 2992; Müslim, 2704.

[4]     Beyhakî, a.g.e., s. 40.