Bu İsimleri Bilmenin Faydaları
Her müslüman, Allah’tan başka veren olmadığına inandığı gibi O’ndan başka men eden ve engelleyen olmadığına da inanmalıdır. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
“Allah, insanlar için rahmetinden her neyi açacak olsa, artık onu kısıp-tutacak olan yoktur; her neyi de kısar-tutarsa, artık onu da ondan sonra salıverecek olan yoktur.”[1]
“Allah’tan başka tapmakta olduklarınız, eğer Allah bana bir zarar dileyecek olsa, O’nun zararını onlar kaldırabilirler mi? Ya da bana bir rahmet vermeyi istese, O’nun rahmetini onlar tutup-engelleyebilecekler mi” De ki: “Allah, bana yeter. Tevekkül edecek olanlar, O’na tevekkül etsinler.”[2]
Gerçek veren ve mani olanın Allah olduğunu bilen kimsenin, kalbini insanlarla meşgul etmemesi, onlara güvenip dayanmaması, kanaatkar ve hoşnut bir kalple Rabb’ine yönelmesi gerekir. Allah kendisine zenginlik verdiğinde, bu zenginliği O’nun yolunda harcaması; bir şey vermediğinde ise haline kanaat ederek sabretmesi ve bunun Allah’ın cimriliğinden veya yokluktan olmadığını bilmesi gerekir. Böyle davrandığı takdirde bu vermeyişin, kendisini dünyevî zenginlikten daha üstün, daha değerli ve onurlu bir makama çıkaracağını bilmelidir. İnsanlar tarafından kendisine bir rızık geldiğinde bunun gerçekte Allah’tan geldiğine inanmalı, insanın sadece bir aracı olduğunu görmelidir. Aynı şekilde insanlardan biri mani olduğunda, gerçek mani olanın Allah olduğuna inanmalı, aracıları bir kenara iterek onlarla meşgul olmamalıdır. Allah’ın bütün varlıklar üzerinde güç sahibi olduğunu, gölgenin gölgesi olduğu şey üzerinde bir etkisi olmadığı gibi insanların da gerçekte bir etkisi olmadığını bilmelidir. Bu yüzden gerçek fail olan Allah’ı düşünmeden mani olan insanları kötülememeli, verenleri de methedip övmemelidir. Allah, iyilik yapan ve vereni övdüğü için övmeli, hayra mani olanı kötülediği için kötülemelidir.[3]
* * *