﴿ اَلْباَعِثُ ﴾
BÂ’İS
Bu isim, Kur’an-ı Kerîm’de fiil yapısıyla geçmektedir. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
“Sonra adı konulmuş ecel doluncaya kadar onda sizi dirilten (uyandıran) (ba’s) O’dur.” [1]
“Sonra belki şükredersiniz diye, sizi ölümünüzden sonra dirilttik (ba’s).”[2]
“O, ümmîler içinde, kendilerinden olan ve onlara âyetlerini okuyan, onları arındırıp-temizleyen ve onlara kitap ve hikmeti öğreten bir peygamberi gönderendir (ba’s).” [3]
Bu isim, ruh vermek (diriltmek), bedenleri yeniden diriltmek, peygamber göndermek ve akla düşünceler vermekle ilgili bir isimdir. Bu yönüyle anlamı; gönderen, ortaya çıkaran ve yaratan sözcüklerine yakındır. Bâ’is ismi, Allah’ın fiilî sıfatları arasında yer alır.
İbnül-Arabî der ki: “Bi’setin (diriltmenin) hakikati, bir şeye hayat vermek ve hareket etmesini sağlamaktır. Ölüleri diriltecek ve onlara hayat verecek olan, onları ilk kez var eden ve yaşamaları sağlayan Yüce Allah’tır. İnsanları dinine davet etmesi için peygamberler gönderen, böylece kullarının kendisine ibadet ve itaat etmesini sağlayan O’dur. İsrailoğullarının üzerine bazı kullarını gönderen O’dur. Kırıkları iyileştirip yeniden sağlığına kavuşturan yine O’dur. Bütün bu eylemler hareket ettirmeye ve ortaya çıkarmaya dayanmaktadır. Sadece sebepler değişmektedir.” [4]
Her müslümanın, Allah’ın kıyamet günü ölüleri dirilteceğini, onlara yeniden hayat vereceğini ve tekrar yaratacağını bilmesi zorunludur. Yüce Allah Yasin sûresinde inkarcılarla inananların yeniden diriliş karşısındaki tavırlarını bize şöyle haber vermektedir. İnkarcılar derler ki: “Eyvahlar bize, uykuya-bırakıldığımız yerden bizi kim diriltip-kaldırdı.?” [5] İnananlar ve Allah’a kulluğu gerçekleştirenler ise derler ki: “Bu, Rahmân (olan Allah)’ın vadettiğidir, gönderilen (peygamber)ler doğru söylemişlerdir.”[6]
Hiç şüphesiz Allah, kıyamet günü bütün ölülere yeniden hayat verecek, kabirlerde olanları diriltecek ve onları yaptıklarından sorguya çekecektir.
[1]
En’am,
[2]
Bakara,
[3]
Cuma,
[4] Râzî, Allah’ın fiilî sıfatlarından olan Bâ’is’in birkaç anlama geldiğini söyler ve bunları şöyle özetler:
[5]
Yasin,
[6]
Yasin,