﴿ اَلْبَصِيرُ ﴾

BASÎR

Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

Şüphesiz Allah, işitendir, görendir.[1]

Allah işitendir, görendir. [2]

Gözler O’nu idrak edemez; O gözleri idrak eder.[3]

Yüce Allah, her şeyi en mükemmel şekilde görendir. Bu âlemdeki en kü­çük parçaları, en ufak karıncayı, organlarını, etini, kanını, beynini ve damar­larını dahi görendir. Öyle ki, onun, zifiri karanlık gecede siyah taşın üzerin­deki hareketlerini bile görür. Yedi kat göğün üzerinde olanı gördüğü gibi, yedi kat yerin altında olanı da görür.[4]

Allah Teâlâ, yer ve göklerin her yerinde görülebilecek her şeyi Basîr sıfa­tıyla kuşatmıştır ve onları görmektedir. O’nun için görülmeyen bir şey yoktur. Hiçbir şey O’ndan gizli değildir. O, ağaçların dallarından yapraklarına doğru akan suyu görür. Türü, iriliği, ufaklığı, inceliği kalınlığı ne olursa olsun bütün bitkilerdeki suyun akışını bilen ve görendir. Karıncaların, arıların, si­neklerin ve daha bilinmeyen nice küçük varlıkların damarlarında dolaşan kanı da gören­dir. Azamet ve büyüklüğü akılları şaşırtan, sıfatlarının etki alanı sınırsız olan, merhamet ve şefkati sonsuz olan Allah ne yücedir. O, görüneni ve görünme­yeni, hazır bulunanı ve bulunmayanı görendir. Hatta gözlerin hareketle­rini, kalp atışlarını ve akla gelen düşünceleri dahi bilen ve görendir. Yüce Allah her şeyi gördüğünü bize şöyle haber vermektedir:

O, seni, kıyam ettiğin zaman da, secde edenler arasında dönüp dolaş­manı da görmektedir. Hiç şüphe yok, O, işitendir, bilendir.[5]

“(Allah,) gözlerin hainliklerini ve göğüslerin saklamakta olduklarını bi­lir.[6]

Allah her şeyin üzerinde şahid olandır.[7] Yani O, bütün varlıkları gö­ren, işiten ve ilmiyle onları kuşatıp bilendir.[8]


 

[1]     Hac, 61.

[2]     Nisa, 134.

[3]     En’am, 103.

[4]     İbn Kayyim, “Tarîku’l-hicreteyn”, s. 211.

[5]     Şuarâ, 218-220.

[6]     Mü’min, 19.

[7]     Burûc, 9.

[8]     “el-Hakku’l-vâdihu’l-mübîn”, 34-36.