﴿ اَلْجاَمِعُ ﴾

CÂMİ’

Allah’ın bu ismi Kur’an’da tamlama olarak şöyle geçer:

Rabb’imiz, kendisinde şüphe olmayan bir günde insanları muhakkak sen toplayacaksın. [1]

Doğrusu Allah, münafıkların da, kâfirlerin de tümünü cehennemde toplaya­cak olandır. [2]

Sizi toplanma günü için bir arada toplayacağı gün [3]

Bu isim, Ebû Hüreyre’nin rivayet ettiği değişik hadis-i şeriflerde de geçer. Bütün İslâm âlimleri, Allah’ın böyle bir isminin olduğunda ittifak etmişlerdir.

Bu ismin insanlar için de kullanılması caizdir. Bu konuda, âlimler ara­sında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Zira Yüce Allah şöyle buyur­makta­dır:

De ki: “Allah’ın bol ihsanıyla (fazlıyla) ve rahmetiyle, yalnız bunlarla se­vin­sinler. Bu, onların toplayıp yığmakta olduklarından hayırlıdır. [4]

Cem’, sözlükte bir araya getirmek ve toplamak anlamına gelir. Bu sözcük ci­simler için kullanılmaktadır. Şu âyetler bu tür kullanıma işaret etmektedir:

Rabb’imiz, kendisinde şüphe olmayan bir günde insanları muhakkak sen toplayacaksın. [5]

Doğrusu Allah, münafıkların da, kâfirlerin de tümünü cehennemde toplaya­cak olandır. [6]

Cem’ sözcüğü, anlamlar için de kullanılmaktadır. Ancak Araplar kelime ya­pısı açısından her ikisi arasında bazı ince farkların olduğunu söylerler. Ci­sim­ler için kullanıldığında sadece üçlü fiil yapısıyla (sülâsî); anlamlar için kul­lanıldığında ise, üçlü ve daha fazla fiil yapısıyla kullanılır.

Özetle cem’, dağınık olan şeyleri toplamak ve insanların toplanması gibi an­lamlara gelir. Ümmetin icma’ı (görüş birliği) sözcüğünde geçen icm’a bu kök­ten türetilmiştir.

Câmi’, Allah’ın zatî ve fiilî sıfatları arasında yer alır. Zatî sıfat olarak Câmi’, Allah’ın bütün faziletleri ve güzel nitelikleri kendinde toplaması ve bun­lara sahip olması anlamına gelir. Çünkü tüm bilgiler, varolmadan önce O’nun yanında bulunmaktadır. Böyleyken Allah’ın ilmi, kendi iradesi ve kud­retiyle yarattığı varlıklarla ilgili bilgileri kuşatmaz mı? Fiilî sıfat olarak Câmi’ ismi, Kur’an’da daha çok bu anlamda kullanılır. O, gerçekten dağınık, benzer ve birbirine zıt olan şeyleri bir araya toplayandır.[7]

Parçaları bir araya getirip birleştiren, özel bir terkip oluşturan, böylece on­lara özel bir yapı kazandıran, şânı yüce olan Allah’tır.

Birbirini seven kalpleri bir araya getiren ve kaynaşmalarını sağlayan O’dur. Şu âyet Allah’ın kalpleri birleştirdiğini bize haber vermektedir: “Ve onla­rın kalplerini uzlaştırdı. Sen, yeryüzündekilerin tümünü harcasaydın bile, on­ların kalplerini uzlaştıramazdın. Ama Allah, aralarını bulup onları uzlaş­tırdı. [8]

Ölümden sonra dağılıp yok olan beden parçalarını tekrar dirilişle bir araya getiren, ölümle birbirinden tamamen ayrılan ruh ve bedeni yeniden birleşti­ren yine O’dur.

Kıyamet günü bütün insanları huzurunda toplayacak, zalim ile mazlumu bir araya getirecek O’dur. Yüce Allah bu gerçeği bize şöyle haber veriyor: “Bu, hüküm günüdür; sizi ve öncekileri bir arada topladık. [9] Bu hesaptan sonra insanların kimi ebedî esenlik ve mutluluk yurdunda, kimi de ebedî azap yurdunda toplanacaklardır. Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Doğrusu Allah, müna­fıkların da, kâfirlerin de tümünü cehennemde toplayacak olandır. [10]

İbn Kesir bu âyette geçen Câmi’ ismini şöyle açıklar: “Allah Teâlâ, kıya­met günü bütün insanları yeniden dirilttikten sonra huzurunda toplaya­caktır. Sonra aralarında ihtilafa düştükleri şeyler konusunda hüküm verecek ve on­ları birbirinden ayıracaktır. Herkese, dünyada yaptığı iyi veya kötü ameline göre karşılık verecektir. İyilik yapanları cennetle ödüllendirecek, kö­tülük yapan­ları da cehennemle cezalandıracaktır.”[11]


 

[1]     Âl-i İmrân, 9.

[2]     Nisa, 140.

[3]     Teğabün, 9.

[4]     Yunus, 58.

[5]     Âl-i İmrân, 9.

[6]     Nisa, 140.

[7]     Kurtubî, a.g.e., 1/479-480.

[8]     Enfal, 63.

[9]     Mürselat, 38.

[10]    Nisa, 140.

[11]    Tefsiru İbn Kesir, 2/12.