﴿ اَلله ُ﴾
ALLAH
Allah[1] adı, Yüce Yaratıcı’nın diğer bütün isimlerini kapsar. Bu yüzden el-Esmau’l-hüsnâ olarak bilinen bütün isim ve sıfatlar bu ada dayandırılır. Bu nedenle “Rahmân, Rahîm, Azîz, Gaffâr, Kahhâr Allah’ın adlarındandır deriz.” Ama “Allah, Rahmân’ın adlarındandır” demeyiz. Yüce Allah şöyle buyurur: “En güzel isimler Allah’ındır.” [2]
Kur’an ve hadislerde geçen veya geçmeyen bütün güzel isim ve sıfatlar Allah’a izafe edilir. “Allah” lafzı, Yaratıcı’nın bütün isim ve sıfatlarını içinde toplayan bir isimdir. Kalbi, bu ismi hakkıyla bilecek genişlikte olan ve kulluk görevlerini tam bir saygı ve içtenlikle yerine getirerek, sevginin zirvesi sayılan kulluk hakkını veren kimse, hiçbir insana muhtaç olmaz; insanların en zenginleri arasında yer alır.[3] Lisan-ı hâli ile şairin söylediği şu dizeleri söyler:
Hiçbir malım olmadan bütün insanlardan zengin oldum
Zira en üstün zenginlik, mal ile değil ondan uzak durmakladır.
Muhtaç olmamak her ne kadar büyük öneme sahip olsa da beraberinde büyük tehlikeler de taşımaktadır. Bu tehlikelerin başında, muhtaç olmadığını düşünerek büyüklenmek ve haddini aşmak gelmektedir. Birçok ülke ve zengin kimse bu yüzden zenginliklerini kaybetmiş ve yıkılarak yok olmuşlardır. Böylece onlar gerçek zenginliğe değil sadece gölgesine sahip olmuşlardır. Zenginlik onlara, uykuda görülen ve uyanınca kaybolan anlık bir rüya gibi gelmiştir.[4]
[1]
Allah adı, Kur’an-ı Kerim’de toplam
[2]
A’raf,
[3]
İmam Gazâlî, “el-Maksadu’l-esnâ” s.
[4]
İbn Kayyim “Tarîku’l-hicreteyn”, s.